Saç ekimi turizminde mağduriyet iddiaları

Last Updated on 5 Eylül 2017 by Yaşar Çelik

İstanbul her gün dünyanın dört bir tarafından çok sayıda sağlık turistini ağırlıyor. Özelikle saç ekimi alanında merkez konumunda olan İstanbul’a en çok da Körfez Arap ülkelerinin yurttaşları tercih ediyor. Artan taleple birlikte kent genelinde çok sayıda saç ekim merkezi açıldı. Ancak işin hakkını veren çok sayıdaki merkezin yanı sıra bir o kadar da tehlike saçan merkezler bulunuyor. Ucuz, yasa dışı, merdiven altı saç ekim merkezleri nedeniyle yurt dışından saç ekimi yaptıran birçok turist ülkesine mağdur bir şekilde dönüyor.

Birgün Gazetesinden Meltem Yılmaz’ın haberine göre, normal şartlarda ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşları ile cerrahi müdahale birimi olan merkezlerde yapılması gereken saç ekim işlemi, son dönemde, bu alanda hiçbir ehliyeti olmayan güzellik merkezlerinde, ofislerde, hatta evlerde yapılır hale gelmiş. Fiyatları 3 bin ile 10 bin arasında değişen saç ekim uygulaması merkezlerinin yüzde 50’den fazlası lisanssız.

‘Az saç ektin’ davaları

Saç ekimi alanında yaşanan şikâyetler nedeniyle, ilgili şahıs ve merdiven altı merkezler hakkında birçok dava açılmış durumda. Şikâyetleri ağırlıklı olarak hastaların 5.000 ile 6.000 arası saç kökü için fiyat ödemelerine rağmen, çok daha az ekim yapılmış olması oluşturuyor. Kalan saç köklerinin ise uğraşmamak için çöpe atıldığı ya da saç ekimi için yeteri kadar kaynağı olmayan kişilere aktarıldığı iddia ediliyor.

Bu konuda en büyük mağduriyeti yaşayanlar yabancı turistler. Zira yabancı turistleri saç ekim işlemine yönlendiren birçok seyahat acentası olduğu ortaya çıktı.

Katarlı Ahmed N.: Lisanssız merkez çıktı

Yaşadıklarını BirGün’e anlatan Katarlı Ahmed N., internetten yaptığı araştırmaların sonucunda Türkiye’nin saç ekim konusunda iddialı olduğunu öğrendiğini, yine internet üzerinden bir seyahat acentasıyla iletişime geçtiğini belirterek, şöyle devam ediyor:

“İstanbul’a geldiğimde, acenta yetkilileri tarafından havaalanından VIP bir minibüsle karşılanıp lüks bir otele yerleştirildim. Yetkili kişi, ertesi sabah saat 10’da hazır olmamı söyleyerek otelden ayrıldı. Sabah da aynı şekilde beni gelip aldı. Ardından, Mecidiyeköy olduğunu öğrendiğim bir semtteki saç ekimi merkezine götürüldüm. Ancak burası bir hastaneden ziyade, bir ofis gibiydi. Yine de içerideki insanların temiz giyimli ve kibar olması beni ikna etti. Onları sağlık personeli sanmıştım.”

Ahmed, bir süre sonra kafasının arkasının öbek öbek olduğunu, saçların belli bir yerde yoğunlaşıp belli yerlerde seyrekleştiğini ve çok çirkin bir görüntü oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Hemen acentayı arayıp saç ekim merkezinin numarasını aldım. Açıkçası numarayı vermek istemediler ancak şikâyetçi olacağımı söyleyip direttim. Sonrasında merkezi aradım ama en yakın zamanda geri dönüş yapacaklarını söyleyip dönmediler. Bir sonraki aşamada seyahat acentasında da muhatap bulamaz oldum. Konuyu iyice araştırınca gittiğim merkezin bir hastane değil, lisanssız bir merkez olduğunu böylece anladım.”

Ahmed, Taksim’de arabulucu kişilerin turistleri saç ekimi yaptırmaya ikna ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iş artık yoldan adam çevirmeye kadar vardı. Taksim’de yoldan adam çevirip acentalara yönlendiren arabulucular var. Bundan sonraki süreç sözde her şey dahil süreç. Ancak hastaların tamamı, benim yaşadığım mağduriyetleri yaşıyor. Ben yine ucuz kurtulduğumu düşünüyorum. daha ciddi komplikasyonlar, sağlık sorunları, hayati tehlike yaşayanlar var.”

Pek çok hastalığa davetiye çıkarabilirdi

Uzmanlar saç ekim işleminin mutlaka estetik cerrahlar tarafından yapılması gerektiğini belirtse de, bugüne kadar yaşanan çok sayıda mağduriyet, merdivenaltı merkezlerde ilkokul mezunu “saç ekim uzmanları”nın olduğunu ortaya çıkardı. Bu mağdurlardan biri de Kadri Özbastacı. Sosyal medyada saç ekimi reklamlarından bir merkez bulduğunu söyleyen Özbastacı, gittiğinde sağlık açısından büyük risk taşıyan bir tablo ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Özbastacı, şöyle devam etti:

“Liseden sonra dökülen saçlarım yalnızca fiziksel görüntümü değil, psikolojimi de bozmuştu. Sonunda internetten bulduğum bir merkezde saç ektirmeye karar verdim. Ancak içeri girdiğimde karşı karşıya kaldığı görüntü beni şaşkına çevirdi. İnsanların sigara içtiği, galoşsuz bir şekilde gezdiği, hiçbir şekilde hijyenik olmayan bir ortam. Böyle bir ortamda yapılan saç ekimi uygulaması, AIDS başta olmak üzere pek çok ölümcül hastalığa davetiye çıkarabilirdi. O nedenle içeri girdiğim gibi dışarı çıktım. Merkez hakkında araştırma yaptığımda da, saç ekimi yapan kadro arasında ilkokul mezunu bir kişinin olduğunu dahi gördüm. Bu tip merkezlerde, doktor olmayan kişilerin, anestezi uygulamasını nasıl oluyor da yapabiliyor oluşlarını anlayabilmiş değilim.”