Hakan Şen: Turizmin Geleceği, Gençlerin ve Yenilikçiliğin Ellerinde

Dalí Events Kurucu Ortağı Hakan Şen

Last Updated on 18 Ağustos 2025 by Turizm Günlüğü

Etkinlik ve organizasyon dünyasında yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken Dali Events’in Kurucusu Hakan Şen, Turizm Günlüğü’ne verdiği özel röportajda turizm sektörünün güncel durumunu, TÜRSAB ve Bakanlık politikalarını, gençlerin sektördeki rolünü ve dijitalleşmenin etkilerini değerlendirdi.

Yaratıcı çözümleriyle etkinlik ve organizasyon sektöründe öne çıkan Dali Events, farklı alt markalarıyla hem kurumsal hem de bireysel müşterilere 360 derece hizmet sunuyor. Dali Events, markaların ve bireylerin hikâyelerini unutulmaz deneyimlere dönüştürmeyi hedefliyor. Ayrıntılı bilgi için: www.dalievents.com

  • Dali Events: Yurt içi ve yurt dışında kurumsal müşteriler için etkinlik yönetimi
    çözüm ortağı.
  • Dalidali Club: Etkinliklere özel tatlar, konsept kokteyller ve bar sunumları.
  • Bizbize Dali: Dostlarla farklı destinasyonlarda keşif yolculukları.
  • Dali Events Dubai: Dubai ofisi aracılığıyla gerçekleştirilen ulusal, uluslararası etkinlikler
    ve kurumsal seyahatler.
  • Wedding by Dali: Çiftlerin hikâyesini yansıtan samimi, özgün düğün
    organizasyonları ve partiler.

Dali Events Kurucusu Hakan Şen, Turizm Günlüğü’nün sorularını yanıtladı.

Dali Events Kurucusu Hakan Şen

Sektörde En Büyük Sorun

“Maliyetler artarken hizmet bedelleri yerinde sayıyor. Bu durum sektörün sürdürülebilirliğini zorluyor.”

Turizm sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Son yıllarda sektörde sizi en çok etkileyen değişimler neler oldu?

Turizm sektörü pandemi sonrası hızla toparlanma sinyalleri verdi ancak bu süreç kolay ilerlemiyor. Maliyetler ciddi şekilde artarken, hizmet bedelleri yoğun rekabetten dolayı yerinde sayıyor, hatta geriliyor. Bu da doğal olarak sektörün sürdürülebilirliğini ve yüksek kaliteli hizmet sunmayı zorluyor. MICE tarafında özellikle uluslararası etkinlikler açısından hâlâ yeterince güçlü değiliz. Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin bu alanda daha etkili olması gerek. Kaliteli işgücünü elimizde tutmakta zorlanıyoruz çünkü kazançlar düşerken beklentiler büyüyor.

TÜRSAB’a Eleştiri

“Gençlere ve yenilikçi iş modellerine daha fazla alan açması gerekiyor.”

TÜRSAB’ın sektördeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Size sağladığı desteklerden memnun musunuz?

TÜRSAB sektörde önemli bir kurumsal yapı ancak acenta odaklı konularda daha belirleyici, yönlendirici bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Açık konuşmak gerekirse, verilen bazı sözlerin tutulmadığını görüyoruz. Örneğin, yeni acenta belgesi verilmesinin zorlaştırılacağı belirtilmişti ama hâlâ çok kolay şekilde belge alınabiliyor. Bu durum belgenin değerini düşürüyor ve sektöre uzun vadeli katkı sağlamayan girişimleri artırıyor. Ayrıca, TÜRSAB’ın gençlere ve yenilikçi iş modellerine daha fazla alan açması gerekiyor.

Turizm Bakanlığı’nın sektörü destekleme politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi politikalar sizin işinizi doğrudan etkiliyor?

Turizm Bakanlığı’nın tanıtım faaliyetlerini ve destinasyon pazarlamasını önemli buluyorum ancak açık konuşmak gerekirse Bakanlık ile TÜRSAB arasında sağlıklı ve etkili bir iş birliği olduğunu düşünmüyorum. Sektörün bütüncül yönetimi için bu iki kurumun daha uyumlu çalışması gerekiyor.

Gençlerin Potansiyeli

“Gençler sektöre değer katabilir ama fırsat eşitliği sağlanmadığı için bu potansiyel boşa gidiyor.”

Turizm sektöründe çalışan veya girişimci olan gençlerin sektöre ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gençler sektörü cazip buluyor mu?

Gençlerin yaratıcı fikirleri ve enerjisi sektöre kesinlikle değer katabilir ama bu potansiyel yeterince değerlendirilmiyor. Gençler çoğu zaman sektörde yükselmek için ya sermaye gücüne ya da güçlü bağlantılara ihtiyaç duyuyor. Sektöre dışarıdan bakıldığında cazip görünse de içeride emek karşılığı ve fırsat eşitliği konusunda ciddi sıkıntılar var. Bu yapıyı değiştirebilirsek, çok daha kaliteli ve sürdürülebilir bir turizm ekosistemi kurabiliriz.

Dijitalleşme ve teknoloji, seyahat acentası iş modelinizi nasıl etkiledi? Yeni trendlere adaptasyon süreciniz nasıl ilerliyor?

Dijitalleşme artık bir tercih değil, zorunluluk. Biz Dali Events olarak teknolojiyi süreçlerimizin merkezine koyduk. Sanal ve hibrit etkinlik çözümleri, katılımcı analizleri, veri bazlı planlamalar artık standart haline geldi. Ancak burada da maliyet konusu devreye giriyor; teknoloji yatırımı yapmak kolay değil ve bu yatırımı karşılayacak hizmet bedellerine ulaşmakta zorlanıyoruz. Bu nedenle sektör genelinde bir regülasyon ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Acentaların verdikleri hizmet karşılığında minimum ücret düzeylerinin belirlenmesi, kâr marjlarını korumak açısından önemli bir adım olabilir.Pandemi sonrasında yeni müşterilerimizden teklif ücreti almaya başladık ve bunu belki de sektörde ilk uygulayan şirket olduk.

Rekabet İçin 4 Öneri

Türkiye turizminin küresel ölçekte daha rekabetçi olabilmesi için öncelikli olarak hangi adımların atılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Türkiye büyük bir potansiyele sahip ama bu potansiyeli tam anlamıyla kullanamıyoruz. Özellikle MICE gibi yüksek katma değerli alanlarda daha görünür olmamız lazım. Bunun için:

  • Nitelikli iş gücünün desteklenmesi,
  • Genç girişimcilerin teşvik edilmesi,
  • Yurt dışı sektör etkinliklerine teşvikler verilmesi,
  • Kamu-özel sektör arasında daha şeffaf ve etkili bir iş birliği kurulması gerekiyor.

Ayrıca çevre ve sürdürülebilirlik artık sadece bir “trend” değil, iş yapış şeklimizin merkezinde olması gereken bir konu. Doğaya ve kültürel mirasa zarar vermeden turizmi geliştirmeyi başarabilirsek, kalıcı ve sağlıklı bir büyüme sağlayabiliriz.

Yaklaşan TÜRSAB seçimleri öncesinde görüşleriniz nelerdir? Seçim süreçlerinde genellikle 60 yaş civarındaki sektör profesyonellerinin öne çıktığı görülüyor. Bu ortamdan memnun musunuz, yoksa farklı bir temsil dengesi mi görmek istiyorsunuz?

Bu durum uzun süredir böyle ve açıkçası değişim zamanının geldiğini düşünüyorum. Gençlerin sadece vitrinde değil, karar alma mekanizmalarında da yer alması şart. Sektörün sorunlarını 20 yıl öncesinin bakış açısıyla değil, bugünün gerçekleriyle ele almak gerekiyor. Daha katılımcı, daha şeffaf ve daha dinamik bir yönetim anlayışıyla TÜRSAB’ın hem temsil gücü hem de sektöre katkısı çok daha artabilir.

Hakan Şen’in değerlendirmeleri, turizm sektörünün geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Özellikle gençlerin, teknolojinin ve sürdürülebilirliğin öne çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Şen, Türkiye’nin potansiyelini doğru stratejilerle buluşturması halinde küresel rekabette çok daha güçlü bir konuma gelebileceğini ifade ediyor.