Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2028 yılında ekonomimizi 1,9 trilyon dolarlık bir ülkeye, kişi başına düşen milli gelirimizi ise 21 bin dolar seviyesine çıkarmayı öngörüyoruz. İhracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz” dedi.
İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 11. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nda yaptığı konuşmada, bu yılın Ocak-Eylül döneminde 134 bin civarında elektrikli otomobil satıldığını, elektriksiz bir hayatın sadece şehirlerde değil, en ücra köyde, kasabada bile artık mümkün olmadığını söyledi.
Doğal gaz kullanımında da benzer bir tabloyla karşı karşıya olduklarını dile getiren Erdoğan, “Bakınız, 2002’de ülkemizde doğal gaz altyapısının olduğu şehirlerimizin sayısı yalnızca 5’ti. Bugün 81 ilimizin tamamına doğal gazı ulaştırdık. 23 yıl önce nüfusumuzun yüzde 33’ü doğal gaza erişebiliyorken bugün bu oranı yüzde 85 seviyesine çıkardık. Ve bu sayı giderek artmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’nin 2002’den bu yana ciddi bir ekonomik dinamizm içinde olduğuna, ekonominin 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüdüğüne işaret eden Erdoğan, “Kişi başına düşen milli gelirimizi aynı dönemde 3 bin 600 dolardan aldık, 2024 yılında 15 bin 325 dolara çıkardık. 2025’in ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış kişi başı milli gelir 17 bin dolar seviyesine yaklaştı. 238 milyar dolardan devraldığımız milli gelirde 2023 yılında ilk kez 1 trilyon dolarlık ekonomi ligine girdik” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ay orta vadeli programı kamuoyuyla paylaştıklarını, bu programla gelecek 3 yıl için iddialı hedefler belirlediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“2028 yılında ekonomimizi 1,9 trilyon dolarlık bir ülkeye, kişi başına düşen milli gelirimizi ise 21 bin dolar seviyesine çıkarmayı öngörüyoruz. İhracatımızı 300 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 70 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz. Nüfusumuzun ise 2030’da 88 milyonu aşmasını, 2050 yılında 94 milyonu bulmasını bekliyoruz. Bunun enerji talebi ve tüketimi açısından ne manaya geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Şu çarpıcı gerçeğin inanıyorum ki hepimiz farkındayız. Biz, çevremizdeki ülkeler gibi kendine yeter miktarda petrolü ve doğal gazı olan bir ülke değiliz. Hem gündelik hayatta hem de sanayide kullandığımız fosil yakıtların kahir ekseriyetini yurt dışından temin etmek zorundayız. 2002 yılında 17,4 milyar metreküp olan doğal gaz tüketimimiz 2024 yılında 53,2 milyar metreküpe çıktı. 2025 yılı için tahminimiz 59,5 milyar metreküp. Sadece bu yılın ilk 8 ayında enerji ithalatı için 26 milyar dolar ödedik. Bu faturayı düşürebilmek için yoğun çaba içindeyiz.”
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük doğal gaz keşfini toplam 785 milyar metreküple 5 yıl önce Karadeniz’de gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, Sakarya Gaz Sahası’ndan çıkartılan doğal gazı, 3 yıldan daha kısa bir sürede Filyos Kara İşleme Tesisi’ne taşıyarak milletin hizmetine verdiklerini, hali hazırda 4 milyon hanenin ihtiyacının buradan karşılandığını, 2026 yılında bunun 8 milyon haneye, 2028 yılında ise 16 milyon haneye çıkacağını aktardı.
“Bu mesafeyi bir an önce kapatmak için filoyu genişlettik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Petrolde ise günlük tüketimimiz 1 milyon varil civarında. Bunun 160 bin varilini kendi kaynaklarımızdan temin ediyoruz. Her ne kadar Karadeniz gazı ve Gabar’daki petrol keşiflerimizde ciddi bir atılım yapsak da önümüzdeki özellikle görünen tabloda halen kat etmemiz gereken mesafe var. Bu mesafeyi bir an önce kapatmak için filoyu genişlettik. Sismik arama ve sondaj faaliyetlerine hız verdik. Şu anda 4 aktif sondaj ve 2 sismik arama gemisiyle bu alanda dünyada beşinci sıradayız. Yeni gemilerimizin de envantere girmesiyle dördüncü sıraya yükseleceğiz. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar durmadan dinlenmeden koşturacağız.” değerlendirmesini yaptı.
Bir taraftan Türkiye’nin kendi kaynaklarını ortaya çıkarırken diğer taraftan da artan talebe bağlı olarak enerji arz güvenliğini garanti etmeye çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi uluslararası piyasalardan doğal gaz almak bakkaldan gazoz almaya benzemez. İhtiyacınızı belirleyeceksiniz, planlamalarınızı yapacaksınız, güvenilir tedarikçiler bulacak ve uzun müzakereler sonrasında ülkeniz için en uygun koşullarda, olabilecek en iyi fiyatlarla anlaşmaya varacaksınız. Tedarik noktasında tek bir ülke, kaynağa ve tek bir hatta bağlı olmak ciddi riskler barındırmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk aylarında Avrupalı dostlarımız bunun sıkıntısını bizzat çekmişlerdir. Biz, Türk Akımı’nın da katkısıyla hamdolsun bu dönemi en rahat atlatan ülkelerden biriydik. Ne sanayide ne konutlarda doğal gaz konusunda bir sorun yaşanmadı. Bunda elbette son 23 yılda ülkemize ucuz, kaliteli ve kesintisiz enerji sağlamak için hayata geçirdiğimiz politikaların önemli etkisi bulunuyor. Hem Türkiye’de enerji üretimiyle stratejik işler yaptık hem de ülkemizi uluslararası bir enerji üssü ve koridoru haline getirecek projeleri tek tek devreye aldık. Yine bu süreçte özellikle dışa bağımlı olduğumuz enerji kalemlerinde tedarikçilerimizi çeşitlendirdik. 2003 yılında doğal gaz tedarik ettiğimiz ülke sayısı sadece 5’ti. Bugün, BOTAŞ 34 ülkeyle doğal gaz ithalatı ve ihracatı gerçekleştiriyor. Türkmen gazında ilk akışı mart ayında başlattık. 1 Mart tarihinden bu yana teslim alınan doğal gaz miktarı 465 milyon metreküpe ulaştı.”
“Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde ilk elektriği inşallah çok kısa bir süre içinde vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer enerjide ise ülkeyi bir üst lige taşımanın gayretinde oldukları söyledi.
Dünya genelinde 31 ülkede 416 reaktörün aktif halde olduğuna değinen Erdoğan, “Bu reaktörler dünya elektriğinin yaklaşık yüzde 9’unu üretiyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 15 ülkede 63 reaktörün inşasına devam ediliyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde ilk elektriği inşallah çok kısa bir süre içinde vereceğiz. Akkuyu haricinde başka nükleer santral projelerimiz de var, bunlarla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
Erdoğan, Hem Çin seyahatinde hem de son ABD seyahatinde bu konuyu muhataplarıyla ele aldıklarını kaydederek, “Amerika’yla imzaladığımız Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı, barışçıl nükleer enerjide işbirliğini esas alan bir anlaşmadır. Bu anlaşmayla ileri reaktör teknolojileri ve küçük modüler reaktörler gibi yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesi öngörülüyor” şeklinde konuştu.