Site icon Turizm Günlüğü

Türkiye’nin İlk ve Tek Longevity Odaklı Sağlıklı Yaşam Merkezi: Hunza Açıldı

Doğayla uyumlu yaşam, bedensel yenilenme ve zihinsel arınma… Hunza Longevity, 120 yıl yaşayan uzun ömürlü bir halkın bilgeliğinden ilham alarak sağlıklı yaşamın anlamını yeniden tanımlıyor. Hunza Tesis’in Kurucusu Tuğba Çiğerdelen ile bu felsefenin ardındaki vizyonu, yolculuğu ve geleceği konuştuk.

Modern hayatın temposu, bizi hep daha hızlı olmaya zorluyor. Takvimler dolu, şehir gürültülü, zihin dağınık. Oysa gerçek denge, bazen bir durakta saklı: bir nefes, bir sessizlik, bir farkındalık anı.

Hunza Longevity’nin kapıları misafirlerine işte tam da bu farkındalıkla 2025’in Ekim ayında açıldı. Kartepe’nin doğayla iç içe atmosferinde, sabahları stretching ve doğa yürüyüşleriyle tazelendik, şef restoranındaki sağlıklı sofrasında uzun sohbetlerin tadını çıkardık, akşamları ateş başında iç sesimizi dinledik.

Hunza odalarındaki her detay, huzurlu bir uyku için tasarlandı. Lüks küvetinden özel markaların seçkin ürünlerine, konforlu çalışma alanından teknolojiden uzak dingin atmosferine kadar her şey; misafirlerine yavaşlamanın, durmanın ve yeniden dengeye gelmenin zarif bir yolunu sunuyor.

Hunza, yalnızca bir konaklama alanı değil; doğayla yeniden tanıştığımız, kendimizle barıştığımız ve yaşamı sadeleştirdiğimiz bir sığınak oldu. Ayurvedik beslenmeden SPA ritüellerine, odada sunulan masaj hizmetlerinden vücut şekillendirme uygulamalarına, doğa gezilerinden güzellik ve kişisel bakım seanslarına kadar her ayrıntı; bedenin, zihnin ve ruhun yeniden hizalanması için özenle tasarlanmış. Keten ve pamuk dokular, geri dönüştürülebilir malzemeler, glutensiz ve doğal menüler… Burada tahmin ettiklerinizden daha fazlası var!

Hunza’nın Kurucusu Tuğba Çiğerdelen, tesisin felsefesini ve misafirlerine kattığı dönüşümü Turizm Günlüğü okuyucuları için şöyle anlatıyor:

Hunza Longevity fikri nasıl doğdu? Tesisinizin felsefesi/ismi nereden geliyor?

Hunza Tesis’in Kurucusu Tuğba Çiğerdelen

Hunza Longevity, bundan tam dokuz yıl önce doğdu. Şehirde küçük bir apartman dairesinde işe başladık. Tüm sistemi sıfırdan öğrenmek, doğru temelleri atmak istedik. Diyetisyenimiz Türkan (Dayıoğlu) Hanım ile birlikte “Bu işi nasıl yapabiliriz, insanların gerçekten nelere ihtiyacı var?” sorusuna cevap aradık.

Dünyadaki tüm longevity merkezlerini gezdik, gözlemledik, deneyimledik. Kimi yerde üç gün, kimi yerde beş gün kaldık. Bu süreçte yalnızca sistemin nasıl olması gerektiğini değil, nasıl olmaması gerektiğini de öğrendik. Dokuz yıl boyunca eğitimlerimizi tamamladık ve bugün geldiğimiz noktada sağlam bir altyapıyla, bilgiye ve deneyime dayalı bir sistem oluşturduk.

Merkezimiz adını Hunza Türklerinden alıyor. Hunza Türkleri, Hun Türklerinden geliyor. Pakistan ve Hindistan sınırlarında yaşayan bu insanlar ortalama 120 yıl yaşıyor. Yolun yarısının 65 olduğu bu toplulukta kadınlar 65-70 yaşında doğum yapabiliyor. Hunza Türklerinin çok ilginç bir yanı da topluluklarında hiçbir kanser vakasının, salgın hastalıkların, şeker hastalığı, damar tıkanıklığı, kalp yetmezliği vb. hastalıkların görülmüyor olması.

Hunza Longevity’i diğer merkezlerden ayıran en temel fark nedir?

Hunza’da her mevsim gün doğumu ve gün batımı bambaşka bir atmosfere dönüşüyor.

Biz klasik wellness merkezi değiliz; biz bir longevity yaşam merkeziyiz. Longevity, sadece uzun yaşamak değil, sağlıklı ve bilinçli bir şekilde uzun yaşamak demektir. Yani 80 yaşında da olsanız, eliniz ayağınız tutar, zihniniz berraktır, kendi işinizi kendiniz görebilirsiniz. Bizim amacımız, insanlara bu dengeyi takviyelerle değil; sağlıklı beslenme, düzenli uyku, egzersiz ve ruh–beden–zihin bütünlüğüyle nasıl koruyabileceklerini öğretmek. Ruh, beden ve zihnin dengede olması bizim merkezimizin ana omurgası.

Elbette bizde de doktor ve hemşire bulunuyor; çünkü misafirlerimizin sağlığı bizim sorumluluğumuz. Ancak son dönemde popülerleşen glutatiyon, ozon veya C vitamini serumları gibi uygulamaları herkes için doğru bulmuyoruz. Bunlar, kısa süreli “iyi hissetme” sağlayabilir ama kalıcı bir denge kurmaz. Amacımız, insanları modern yaşamın gürültüsünden uzaklaştırıp, kendileriyle yeniden bağlantı kurmalarını sağlamak. Bence Hunza’yı farklı kılan da tam olarak bu: Biz bir tedavi değil, bir yaşam biçimi sunuyoruz.

Tesisinizin kapasitesi ve konuk profili hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?

Her biri kendine ait özel bahçeye sahip 12 bağımsız oda, konuklara mahremiyet, huzur ve dinginlik dolu bir konaklama deneyimi sunuyor.

Tesisimiz, her biri kendine ait özel bahçeye sahip 12 bağımsız odadan oluşuyor ve aynı anda en fazla 20 konuğu ağırlayacak şekilde tasarlandı. Her ayrıntısında kişisel konforu merkeze alan VIP hizmet anlayışımızla, misafirlerimizin ihtiyaçlarını birebir karşılamayı hedefliyoruz. Daha geniş katılımlı etkinlikler için ise 50 kişiye kadar gruplara özel, doğayla uyumlu toplantı alanlarımız bulunuyor.

Seyahat acenteleriyle kurduğunuz iş birliklerinde, özellikle MICE gruplarına nasıl bir deneyim sunuyorsunuz? (Sessizlik ritüelleri, doğa yürüyüşleri, nefes terapileri vb.) Örneğin Hunza Longevity ile iş seyahatleri bir “yenilenme ritüeline” dönüşüyor mu?

Hunza, doğanın fısıltısıyla şekillenen bir mimariyle tasarlandı. Doğanın ritmiyle uyumlu bu tesis, misafirlerine sessizlik, denge ve zarafet dolu bir alan sunuyor.

Aslında bu alan bizim için doğal bir gelişim oldu. Kocaeli bir sanayi bölgesi ve çevremizdeki birçok beyaz yakalı profesyonelin yoğun iş temposundan uzaklaşma ihtiyacını fark ettik. Özellikle büyük firmalardan —örneğin Hyundai gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinden— talepler gelmeye başladı. Bunun üzerine kurumsal firmalara özel bir sistem oluşturduk. 50 kişiye kadar gruplara hizmet verebiliyoruz. Onlara özel toplantı salonları, nefes terapileri, doğa yürüyüşleri ve “ateş başı sohbetleri” düzenliyoruz.

Gündüz toplantılarını yaptıktan sonra, Exclusive restoranımızda şık bir akşam yemeği yiyorlar. Ardından psikoloğumuz eşliğinde rahatlatıcı sohbet seansları veya nefes çalışmaları yapıyoruz. Bazen gece spor seansları, bazen de uykuya geçişi kolaylaştıran özel tekniklerle günü sonlandırıyoruz. Kısacası iş seyahatleri bizde bir yenilenme ritüeline dönüşüyor. Katılımcılar yalnızca zihinsel olarak değil, fiziksel ve ruhsal olarak da tazeleniyorlar.

Programlarınız kişilere göre mi şekilleniyor?

Evet, Hunza’da her şey kişiye özel olarak tasarlanıyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına ve yaşam ritimlerine göre farklı süre ve içerikte programlar sunuyoruz: Master Detoks (2 gün), Mindfulness Programı (2 gün), SPA Programı (2 gün), Hızlı Yağ Yakma Programı (14 gün), Hunza Balance Programı (en az 2 gün) ve Hunza Dönüşüm Programı (21 gün) gibi seçeneklerle her yolculuk kişiye özgü biçimde şekilleniyor.
Kimi misafir yalnızca kısa bir arınma ve dinlenme için geliyor, kimi ise uzun soluklu bir dönüşüm sürecine adım atıyor. Her programda kişisel ihtiyaçlar rehberimiz oluyor.

Peki, programlar nasıl kişiselleştiriliyor?

Hunza Longevity’de FDA onaylı vücut şekillendirme cihazları, bölgesel sıkılaşmayı desteklerken vücudu yeniden forma kavuşturuyor ve metabolizmayı doğal yolla aktive ediyor.

Her misafirimizin vücut analizini yaparak başlıyoruz. Hangi bölgelerde yağlanma veya sıkılaşma ihtiyacı olduğunu belirliyoruz ve buna göre kişiye özel bir plan oluşturuyoruz.
Beslenme kısmında da aynı prensiple ilerliyoruz. Eğer özel bir diyet programı gerekiyorsa, bu ketojenik, low-carb, eliminasyon diyeti ya da aralıklı oruç (intermittent fasting) olabilir. Kişinin ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına en uygun protokolü birlikte belirliyoruz.

Program başlamadan önce kan tahlili yaptırılmasını istiyoruz. Misafirler ister kendi test sonuçlarını getirebilir, ister bizim anlaşmalı laboratuvarımızda bu testleri yaptırabilirler.
Sonrasında doktorumuz, fizyoterapistimiz, diyetisyenimiz ve spor eğitmenimizden oluşan bir ekip olarak kişinin genel durumuna uygun kişisel bir plan hazırlıyoruz. Bu sayede program sadece kısa süreli bir detoks değil, yaşam tarzına uyum sağlayan sürdürülebilir bir dönüşüm haline geliyor.

Tesiste uygulanan sağlıklı yaşam protokolleri (yani kullandığınız terapiler, detoks ve yenilenme programları vb.) neler?

Hunza Longevity, FDA onaylı vücut şekillendirme cihazlarıyla, kas dokusunu güçlendirirken bölgesel sıkılaşmayı güvenli ve bilimsel yöntemlerle sağlıyor.

Bizim bütün programlarımızın temeli beden-zihin bütünlüğünü sağlamak üzerine kurulu. Her programda yoga ve meditasyon seansları mutlaka yer alıyor. Bunlara ek olarak pilates, kardiyo, Kangoo Jumps, Bungee Fly ve fonksiyonel egzersizler gibi farklı sportif aktivitelerimiz de bulunuyor.

Özellikle hızlı yağ yakma ve metabolizma dengeleme programlarımızda, bilimsel çalışmalara dayalı, FDA onaylı birbirinden farklı cihazlardan yararlanıyoruz. (Hypoxi-Slimmer-EmSlim) Bu cihazlar yağ yakımını hızlandırmaya, sıkılaşmayı desteklemeye ve metabolizmayı düzenlemeye yardımcı oluyor.

Ancak en önemli farkımız şu: Biz hiçbir dış takviye veya enjeksiyon protokolü uygulamıyoruz. Tüm süreci tamamen doğal yollarla, spor ve dengeli beslenme üzerine kurulu bir sistemle yürütüyoruz.

Ziyaretçiler buradan ayrılırken kendilerinde en çok fark ettikleri değişim ne oluyor?

Şehirde yaşayan, yoğun iş temposunda nefes almaya fırsat bulamayan insanlar buraya geldiklerinde ilk kez derin bir nefes alıyor. O nefesle birlikte hayatı yeniden keşfetmeye başlıyorlar. Ben buna “yeniden doğuş” diyorum. Kişi kendini, özünü buluyor; geçmişte yaptığı hataları fark edip yaşamında gerçek bir değişime adım atıyor. En çok gözlemlediğimiz şey, insanların önce kendi iç seslerini duymaya başlaması. Kendi doğrularını, yanlışlarını fark ediyorlar; zihinlerini temizliyorlar ve nasıl bir yolda ilerlemek istediklerini görmeye başlıyorlar. Bu da doğal olarak bir mutluluk ve huzur hali yaratıyor.

Program sonrası misafirlerimiz daha anlayışlı, daha objektif, daha saygılı bireyler haline geliyor. Bu dönüşüm bazen bir nefes seansında, bazen de psikoloğumuz eşliğinde ateş başı sohbetlerinde gerçekleşiyor. Bu sohbetlerin en güzel yanı, insanların birbirinden ilham alması. Bir kişinin yaşadığı bir deneyim, diğerinin zihninde bir ampul yakabiliyor. Bu da yeni farkındalıkların kapısını açıyor.

Beslenme, uzun yaşamın temel taşlarından biri. Hunza mutfağının menüsü nelerden ilham aldı?

Hunza’nın Exclusive mutfağı, güne tazelikle başlamak isteyenler için çok özel bir davet; sağlıklı yaşamın reçeteleri, Executive Şef Halil Gönen ve ekibinin fine dining olarak hazırladığı tabaklarda hayat buluyor. Her tabak, masaya yalnızca bir lezzet değil, bir hikâye olarak geliyor; içeriği özenle anlatılarak misafirlere sunuluyor.

Bizim mutfağımız, tamamen “doğal lezzetlerle sağlıklı yaşam” felsefesine dayanıyor. Sağlıklı beslenmek, lezzetten ödün vermek anlamına gelmiyor — tam tersine, biz bu algıyı değiştirmek istiyoruz. Menümüzdeki her şey doğallık ve özen üzerine kurulu. Kendi çikolatamızı, yoğurdumuzu, sütümüzü ve yumurtamızı kendimiz üretiyoruz. Misafirlerimize doğal beslenmenin ne kadar lezzetli olabileceğini gösteriyoruz. Ayrıca sofralarımızda sadece yemek değil, sohbet de var. Biz sağlıklı beslenmeyi keyifli bir yaşam biçimine dönüştürdük; uzun süren akşam yemekleri, paylaşım dolu sohbetler ve doğayla iç içe bir atmosfer. Kullandığımız ürünlerin kalitesi, sunduğumuz Exclusive mutfak anlayışıyla birleşince misafirlerimiz sadece doymuyor, gerçekten doyum hissediyor.

Tesisin konumu, estetik tasarımı ve doğayla bütünlüğü arasında nasıl bir DNA var?

Hunza Longevity, Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde, uzun ömürleriyle bilinen Hunza Türklerinden ilham alarak 120 yıllık yaşam sırrını; ruh, beden ve zihin bütünlüğüyle harmanlayan bir sağlıklı yaşam merkezi.

Hepsi bir bütün. Çünkü longevity yaşam zaten bir bütünlük felsefesine dayanıyor — ruh, beden, zihin ve çevre birbirinden ayrı düşünülemez. Biz Kartepe’yi özellikle bu yüzden seçtik. Burada doğanın içinde, erişilebilecek her türlü spor ve aktivite imkânı mevcut: kürek, yamaç paraşütü, yürüyüş, bisiklet, hatta surf. Kartepe, Kocaeli’nin sanayi yoğunluğunun ortasında adeta bir nefes durağı. Henüz turizm açısından gelişimini sürdüren bir bölge olsa da ormanları, gölü ve benzersiz doğasıyla büyüleyici bir potansiyele sahip.

Hunza olarak biz de bu potansiyeli yaşatmak istiyoruz. Uzun süreli konaklayan misafirlerimizi bölgenin saklı güzellikleriyle buluşturuyoruz: Ormanya’nın huzurlu yürüyüş parkurlarından Pembe Kayalar’ın doğa harikası renklerine, Acarlar Longozu’nun su üzerindeki yansımalarından Maşukiye’nin yeşil vadilerine, Kartepe Kayak Merkezi’nin zirvelerinden Sapanca ve hatta İstanbul’a kadar uzanan keşiflere imza atıyoruz. Bu anlamda yerel işletmelerle ve belediyeyle koordineli şekilde etkinlikleri düzenliyoruz.

Estetik bizim için sadece bir görsellik meselesi değil, bir denge meselesi. Gözün yorulmaması, zihnin ferah hissetmesi gerekiyordu. Odaların dizilişinden yürüyüş yollarına, ahşap spor aletlerinden peyzaj düzenine kadar her detayı buna göre planladık. Beş duyuyu birden harekete geçiren bir atmosfer yaratmak istedik. Sonuçta ortaya doğayla bütün, dingin ama yaşayan bir tasarım çıktı.

SPA ve wellness alanları da bu felsefeye göre mi şekillendi?

Hunza’nın lüks SPA alanında tuz ve buhar odalarında arınabilir, saunanın sıcaklığıyla bedeninizi yenileyebilir ya da buz kovası ritüeliyle canlanabilirsiniz. Dilerseniz masaj koltuklarında, masaj gözlüğü eşliğinde tüm yorgunluğu geride bırakabilirsiniz.

Kesinlikle. SPA alanımız Türkan Hanım’ın vizyonuyla şekillendi diyebilirim. Başlangıçta sadece kapalı havuz planlıyorduk, fakat onun öngörüsüyle hamam, sauna, buhar ve tuz odaları da projeye eklendi. Çünkü bazı misafirlerimiz ödem atmak, toksinlerden arınmak veya vücut direncini artırmak istiyor. Sauna ve buz kovası uygulamalarıyla bunu destekliyoruz. Hamam bölümümüzde kese ve köpük ritüelleri, ardından tuz odasında yapılan meditasyonlar misafirlerimize derin bir arınma hissi sağlıyor.

Tuz odası yapımı ve bakımı oldukça zahmetli ama etkisi inanılmaz. Nefesi açıyor, bedeni hafifletiyor, zihni dinginleştiriyor. Orada yapılan meditasyonlar bambaşka bir deneyim yaşatıyor.

Havuz sisteminiz de farklı bir yapıya sahipmiş, biraz bahseder misiniz?

Hunza’nın ısıtmalı kapalı havuzunda dilerseniz suyun sakinliğine teslim olabilir, dilerseniz enerjinizi su sporu aktiviteleriyle tazeleyebilirsiniz.

Evet, Aqua Cycling, Aqua Board, Aqua Jumping gibi aktivitelerin yapılabildiği özel bir ısıtmalı kapalı havuzumuz var. Suyun kaldırma gücünü kullanarak, her yaş grubunun güvenle egzersiz yapmasını sağlıyor. Örneğin 70 yaşında bir misafirimiz, karada yapamayacağı hareketleri suda rahatlıkla yapabiliyor. Eklemlere zarar vermeden kasları çalıştırabiliyor. Böylece spor herkes için ulaşılabilir hale geliyor. Bizim amacımız kimseyi zorlamak değil, herkese kendi bedenine uygun, sürdürülebilir bir sağlık deneyimi sunmak. SPA alanımızdaki her detay, bu bütüncül yaşam yaklaşımını destekleyecek şekilde planlandı.

Geleceğe dair planlarınız neler? Hunza Longevity nasıl bir yöne evrilmeyi hedefliyor?

Hunza için geleceğin rotasını zaman çizecek. Biz bu yola çıkarken her detayı titizlikle planladık, şu anda büyük bir eksiklik görmüyoruz ama her yeni misafir bize yeni bir şey öğretiyor. Bazen gözden kaçan küçük detaylar, misafirlerimizin geri bildirimleriyle ortaya çıkıyor. Misafirlerimizi dinlemeye, yenilenmeye ve gelişmeye daima açık bir ekibiz. Belki bugün doğru olduğunu düşündüğümüz bazı sistemleri değiştirmemiz gerekecek. Belki yeni talepler bizi bambaşka bir yöne yönlendirecek. Ama bildiğimiz tek bir şey var:

Özümüzden ödün vermeden, değerlerimizi koruyarak ve Longevity felsefemize sadık kalarak yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’de bu alanda öncü olmanın gururunu taşıyoruz ve bu çizgide ilerlemeye, yenilenmeye ve insanlara iyi gelmeye devam edeceğiz.

Exit mobile version