Grand Kartal Otel Sahibi Halit Ergül; “Benim Kusurum Falan Yok”

Grand Kartal Otel / Kartalkaya Otel Yangını

Last Updated on 11 Temmuz 2025 by Turizm Günlüğü

BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın dördüncü gününde otel sahibi Halit Ergül, savunma yaptı. Grand Kartal Otel Sahibi Halit Ergül; “Benim Kusurum Falan Yok” dedi. 

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Halit Ergül, Grand Kartal Turizm AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu söyledi.

Ergül, şirket bünyesinde 6 iş yerinin olduğunu aktararak, “Grand Kartal Otel, Gazelle Resort Otel, Han Restoran, Macera Parkı, Gölcük Restoran, güneş enerji santrali. Yangın gecesi Gazelle Otel’deydim. İlk ifademle çelişiyor olabilirse de zaman farkını bilemediğim için eşim saat 03.00-03.30 arası aradı, ‘Halit çok kötü yanıyoruz.’ dedi. Hemen giyindim, süratle yola çıktım. Yolda 112’yi aradım, ‘Haber verdiler, gidiyoruz.’ dediler. Mehmet Güner aradı, durumu sordu, yolda olduğumu söyledim. 15 kilometre kala Kartalkaya görünüyor. Baktım, kızıllık var, ‘Eyvah.’ dedim. Otele vardım ki her tarafı zaten sarmış, felaket durumdaydı.” diye konuştu.

Yolun 45 dakika-1 saat sürdüğünü belirten Ergül, “Otele vardım, çok az sonra da itfaiyeler peş peşe gelmeye başladı. İçeri girecek oldum, girilecek gibi değildi binanın içi, geri çekildim. Biraz sonra itfaiyeciler çoğaldı, o arada personel merdivenlerle indirebildiklerini indiriyorlardı.” dedi.

Ergül, bir kişinin hayatını kaybettiğini söylediklerini dile getirerek, “Ondan sonra yıkıldım orada. Serseri mayın gibi dolaşırken forkliftle kepçeci geldi. İtfaiyecinin yanaşacağı yerde misafir araçları vardı, pahalı cipler vardı. Kepçeye artık pahalı mahalı kaldırın diye elimle işaret yaptım. Kepçe, arabaları alıp itfaiyeye yol açtı. Yangından haberim bu şekilde.” ifadelerini kullandı.

Damadı ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’ı aradığını anlatan Ergül, “Üstü başı is içindeydi. Zeki’yi (otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz) gördüm, orada uğraşıyordu. İtfaiye ve AFAD’cılar uzaklaştırdılar, kendileri müdahale etti.” dedi.

Ergül, bir süre sonra Kartalkaya’daki karakola çağrıldığını aktararak, “Sonra Bolu’ya geldik. Yangın, ‘şov bölümü’nde aşçılar yapmaması gereken bir şeyi yaptılar, herhalde oradan çıkmıştır diye düşündüm. Yine de yanılmamışım, 300 personelden birinin hatasını bugün burada hepimiz çekiyoruz.” diye konuştu.

Bilirkişi raporunda yangının gazın kontrol edilmesi durumunda kendi kendine bile sönebileceğinin yazıldığını iddia eden Ergül, “Daha sonra avukatların dediğine göre Aygaz’da sözleşmemiz varmış. Aygaz’ın senede 2 kez denetim yapması gerekiyormuş ama böyle bir denetim yapan olmamış.” dedi.

– “Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım”

Ergül, personelin birçoğunun, “Aman bana sıçramasın.” diye Gazelle Otel’de çalıştığını söylediğini savunarak, iş güvenliği ve denetim işleriyle muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’in ilgilendiğini anlattı.

Sanık Özdemir’in kendisi için “İş sağlığı ve güvenliği tutmaya gerek yok.” dediği şeklinde ifade verdiğini hatırlatan Ergül, öyle bir şey demediğini savundu.

Ergül, Özdemir’in Kartalkaya’ya ayda bir gittiğini aktararak, “Hatta bana ‘Araba eskidi, Kartalkaya’ya giderken zor oluyor.’ dedi. Ben de ona 4×4 araba aldım rahat rahat gitsin diye.” dedi.

İtfaiye raporuna değinen Ergül, şöyle devam etti:

“Aşağıdaki inşaattayken Emir bana telefon açtı, eksik şeyleri okudu. Listeyi okurken, ‘Kadir yanlış bir müracaat yapmış ama geri çekebilirmiş.’ dedi. ‘Anormal bir şey değilse çeksin ama yapabileceklerinizi yapalım.’ dedim ben de. Bir de bizim zaten 2007’de alınmış güncel raporumuz var.

Bütün tesislerin girişinde ‘Bu tesis Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetleniyor’ diye yazı vardır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleniyoruz. Biz kendimizi güvencede hissediyoruz. Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım. Kendi torunlarımı da orada yatırıyordum. 12’nci katta özel misafirler değil, kimse kalmıyordu hatta 11’inci kata asansör çıkmaz. Oranın kameralarını izlersek müşteri girip çıkmadığını görebiliriz. Oranın boş olduğunu Zeki Bey de söyledi.”

– “Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim”

Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlayan Ergül, “Emir Aras, bana sormadan bir şey yapmaz. Kadir Özdemir muhasebe müdürüdür ama bayağı yetkilidir, alışları yapar. Büyük alış olursa benim onayımı alır. Cemal (otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer) ve Mehmet (muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun), Kadir’i temsilen Kartalkaya’da durur.” dedi.

Ergül, iki yıl öncesine kadar kendi elektrikçilerinin olduğunu, teknik personel sanıklar Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü’nün iki otelin de elektrik işlerini yaptığını aktararak, “Hüseyin emekli olunca Emir, ‘Bu yetişmiş adamdır, kaybetmeyelim lazım olur.’ dedi. Bunun üzerine Hüseyin’i aldık. Gazelle’de duruyordu, çok nadir Kartalkaya’ya çıkardı.” diye konuştu.

Teknik personel şefi tutuklu sanık Tahsin Pekcan’ın Grand Kartal Otel’de değil, Gazelle Otel’de görev yaptığını aktaran Ergül, “Zeki Yılmaz müdürdür ama çok yetkisi yoktur, genelde rezervasyonlara bakar, misafirleri gezdirir. Cemal Özer de sıradan eleman. Zeki Yılmaz, Mehmet Salun ve Kadir Özdemir’in imza yetkisi yok. Yangın vanalarının kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetmenleri geldiği zaman Emir, duman dedektörlerine, her şeye baktıklarını söyledi. Ben de ‘Daha iyi.’ dedim, onları çalışıyor sanıyordum. Elektrik tesisatında bir değişiklik olsaydı Hüseyin Bey’in haberi olurdu.” savunmasında bulundu.

Ergül, “Yangın eğitimi verilip verilmediğinden haberiniz var mı?” sorusuna “Burada öğrendim, yokmuş. Gaz bağlantı borusunda değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, olsa Hüseyin Özer’in haberi olurdu.” dedi.

“Şov alanını denetleyen biri var mı?” sorusuna Ergül, “Oranın komple denetimi aşçıbaşı Reşat Bölük’e aittir hatta dün akşamki konuşmalarda ‘Saat 00.00-00.30 gibi açarım saat 04.00’te kapatırım.’ dedi. Tam tersine saat 04.00-05.00’te açması lazım. O saatlerde neden açılıyor anlamadım.” yanıtını verdi.

Ergül, yangın müdahale ekibi ve yangın tatbikatıyla ilgili soruları, “Burada gördüm böyle bir şeyi (Yangın müdahale ekibi). Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim. Yangın tüpü her katta vardı. Duman dedektörü vardı, sıkıntı yoktu. Olsaydı zaten Kültür ve Turizm Bakanlığından bize denetime geldiklerinde söylerlerdi. Bize süre verirler, tamamlamazsak oteli kapatırlardı.” şeklinde cevapladı.

Resepsiyonda yangın alarm sisteminin çalışıp çalışmadığından haberi olup olmadığı sorulan Ergül, “Cezaevine girdiğimizde Hüseyin olduğunu söyledi.” dedi.

Ergül, yangın raporuyla ilgili denetimden bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine, “Emir’in bana söylediğiyle var. Emir bana 7-8 kalem bir şey okudu. ‘Kadir, yanlış müracaat yapmış, bunlar bize eksik olarak çıkmış, geri çekebilirmiş.’ dedi. Ben de ‘Yasal mı geri çekmesi, bize sorun çıkarmasın.’ dedim. ‘Yasalmış.’ dedi. Ben de ‘Tamam o zaman ama yapabildiklerimizi yapalım.’ dedim.” yanıtını verdi.

Bir soruya karşı sanık Emir Aras’ın genelde bilgisayar işleri, fiyat araştırması, kampanya yaptığını, sık sık da İstanbul’a gittiğini aktaran Ergül, Kadir Özdemir’in ödeme yetkisinin bulunduğunu kaydetti.

Ergül, Mahkeme Başkanı’nın, “Kadir Özdemir beyanında iş sağlığı ve güvenliği uzmanı gerektiğini söylemiş, siz de ‘Gerek yok.’ cevabını vermişsiniz.” demesi üzerine, “Ben öyle bir şey demedim.” dedi.

Denetimlerin takibinin kim tarafından yapıldığı sorulan Ergül, “Kadir Özdemir” cevabını verdi.

Ergül, eşinin oteldeki konumuna ilişkin soruyu, “Eşim oteldeki hiçbir şeye karışmazdı. Onlar genelde İstanbul’da otururdu. İstanbul’daki evimiz kentsel dönüşümden yıkıldı ama gidince kızlarımız da kalıyordu.” diye yanıtladı.

Kızları ve şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’na huzur hakkı verilip verilmediği sorulan Ergül, “Hiçbir şeye karışmazlardı. Ben kendim karar verir, kendim yapardım. Huzur hakkı geçen sene vermeye başladık. Mali müşavir kontrolünde herkesin payı oranında belli zamanlarda büyük meblağlar ödeniyordu.” cevabını verdi.

Ergül, “Personele müşterileri uyandırmayın diye bir talimat verilip verilmediğinden haberiniz var mı?” sorusunu, “Duymadım, böyle bir şey olacağını da sanmıyorum.” şeklinde yanıtladı.

Bir soruya karşı Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığı hemen hemen her sene denetime gelirdi. Zeki Bey veya muhasebe birimiyle denetlerlerdi. Bu sene Gazelle’de kaldı denetmenler. Denetçileri Grand Kartal Otel’e (tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü) Ahmet Demir götürdü.” dedi.

Ergül, “Yangın ikaz kapalı mıydı, bilginiz var mıydı?” sorusuna, “Hüseyin Özer’le konuştuğumuzda çalışıyor olduğunu söylemişti.” cevabını verdi.

Bir soruya karşılık Ergül, “Grill plate (elektrikli pişirme cihazı) bildiğim kadarıyla uzun süredir değişmedi. Zaten servis geliyordu bakıma. Değişmesi gerekseydi söylerlerdi.” dedi.

Ergül, “Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin sözleşmesinden haberiniz var mı?” sorusu üzerine, “Vardı, Emir ilgileniyordu. Yangın raporu başvurusundan haberim yoktu.” dedi.

Daha sonra cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlayan Ergül, “LPG projesi daha önceden kayınpederim zamanında yapıldı. 2005’te yapılmış. Ben 2007’de devraldım. 2007’den sonra tesisatın yerinde herhangi bir değişiklik yapılmadı.” ifadelerini kullandı.

“İlgili müdürler size personelin yangın güvenliği eğitimi alması gerektiği teklifiyle geldiler mi?” sorusunu Ergül, “Gelmediler. Gelseydi kesinlikle ‘Hemen yapın.’ derdim.” şeklinde cevapladı.

Duruşma, verilen aranın ardından sanığın çapraz sorgusuyla devam ediyor.

BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın dördüncü gününde otel sahibi Halit Ergül’ün çapraz sorgusu yapıldı.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada tutuklu sanık Halit Ergül, savunmasının ardından müşteki avukatlarının sorularını yanıtladı.

Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığının aralıktaki denetimine katılan iki personelin Gazelle Otel’de kaldığına dair fatura kestiniz mi, ücret tahsil ettiniz mi?” sorusuna, “Bilemiyorum.” cevabını verdi.

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının zorunlu hale getirdiği sprinkleri (yangın söndürme sistemi) neden kurmadınız?” sorusunu Ergül, “Denetimlerde normal çıktığımız için bilmiyorum. Bizden sonra 1500 otel mühürlendi. Keşke bizi de 15 gün mühürleselerdi bu olay yaşanmasaydı.” şeklinde yanıtladı.

Otele kesilen cezalara ilişkin soru üzerine Ergül, “Büyük bir ceza yemedik ama müşteri şikayetleriyle ilgili cüzi miktar ceza yedik.” ifadesini kullandı.

Ergül, “Yönetimde üst gözetim görevinizi devrettiniz mi?” sorusuna, “Hayır devretmedim, öyle bir şey olmadı. Bana gelirler ‘Ne gerekiyorsa yapın.’ derdim.” cevabını verdi.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansında görevi olup olmadığı sorulan Ergül, “Vardı, seçimle geldim.” dedi.

“Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimleriyle ilgili bir yetkiliyle irtibatınız var mıydı?” sorusunu, “Yoktu.” olarak cevaplayan Ergül, “Bakanlık denetçilerini ücretsiz misafir ettiniz mi?” sorusuna da “Hayır, etmedik.” yanıtını verdi.

Ergül, “Yangın kontrol paneli yangından sonra sökülmüş, bu konuda talimatınız var mı?” sorusunu, “Ben ve personelimle alakası olmadığı belli çünkü biz otele yangından sonra girmedik. Bizden önce jandarma girdi, biraz daha bakılsa jandarma kriminalin söküp çıkarttığı ortaya çıkar.” şeklinde cevapladı.

Sanık Ergül, “Bizce yangına ilişkin kusurunuz var, kasten bir durum var. Hiç pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusuna cevap vermek istemediğini söyledi.

“Pişman mısınız? Pişman olduğunuzu, özür dilediğinizi duymadık.” denilmesi üzerine “Uyumuyorum ben.” diyen Ergül, “Kusurunuz var mı?” sorusuna, “Benim kusurum falan yok.” cevabını verdi.

Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in, “Müşterilerin bir an önce kurtarılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?” sorusuna, “Düşünemedim.” diyen Ergül, “Arabaların satılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?” sorusunu, “Öyle bir şey yok. Bir aracın bile satıldığı ispat edilirse başım üstüne.” şeklinde yanıtladı.

Gültekin’in soru sorduğu sırada müdafi avukatının araya girmesiyle sanık yakınları, müştekiler ve avukatlar arasında tartışma çıktı.

Birbirlerinin üzerine yürümek isteyen tarafları, güvenlik güçleri arayarak girerek engelledi.

Güvenlik güçleri, taraflar arasında güvenlik koridoru oluştururken duruşma salonu boşaltıldı.

Duruşmaya yarın sabaha kadar ara verildi.

BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otel sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada dördüncü gün tamamlandı.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada, otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül’ün çapraz sorgusu sırasında taraflar arasında çıkan tartışma üzerine sabaha kadar ara verilen duruşma çıkışında yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin gazetecilere açıklama yaptı.

Gültekin, çok vahim bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi.

Sanık Ergül’ün ifadelerine göre Grand Kartal Otel’e denetim için gelen elemanların şirketin diğer otelinde kaldığını belirten Gültekin, “Etik pozisyona bakın. Halit Bey’in otelini denetlemeye geliyorlar Grand Kartal’ı ama gelip Gazelle’de kalıyorlar. Muhtemelen ücretsiz kalıyorlar. Ücretli kalsalar bile çok ciddi indirim alıyorlar. Şimdi nereden başlayayım?” diye konuştu.

Gültekin, bu meselenin bile tek başına nasıl bir organize suç örgütüyle karşı karşıya kaldıklarının delili olduğunu söyleyerek, “Sanık vekilleri, baştan beri Halit Bey’in vekili, her soru soran meslektaşımıza müdahale etti. Mahkeme reisinden çok nazik şekilde buna engel olmasını arzu ettim. Söyledim. Netice itibarıyla hadise aynı şekilde devam etti.” ifadesini kullandı.

Diğer meslektaşlarının sabır gösterdiğini dile getiren Gültekin, şöyle devam etti:

“35 yıllık avukatım, hukuku ve usulü biliyorum. Yargılamanın suhulet içinde geçmesine gayret ediyorum ama şöyle bir mazeret olabilir mi, ‘Halit bey uykusuzmuş, ifadesi bugün alınmasın’ talebiyle geldi. Bugün 170’inci gün. Ben, tüm ailem 170 gündür uykusuzuz. Muhtemel ki yaşadığımız sürece biz uykusuz kalacağız. Önce Halit Bey, benim olmadığım zaman-biraz geç gittim, özellikle sinirim kaldırmadı şu dönemde-müşteki vekili arkadaşlar soru sormuş, onlara hakaret etmiş. Onlara hakaretini duyduğu özürden anlıyorum.”

– “3 yıldır koskoca otelin iş sağlığı güvenliği uzmanı yok”

Mahkemenin suhulet içinde çok zor bir davayı usulüne uygun yürütmeye çalıştığını vurgulayan Gültekin, “Yardımcı olmamız lazım. Biz müşteki vekilleri buna azami gayret sarf ediyoruz.” dedi.

Gültekin, adaletin yerini bulacağına hala inandığını belirterek, “İşte o otellerde kalan, denetim görevini yapmayan işbirlikçi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin bu davaya dahil edilmesi de Türkiye açısından önemli olan. 3 yıldır koskoca otelin iş sağlığı güvenliği uzmanı yok.” diye konuştu.

Kamuoyundan bu konuyu unutmamasını isteyen Gültekin, “Burada göz göre göre 78 can cinayete kurban gitmiştir. Faillerin bir bölümü dışarıdadır. Şu an yatlarda, katlarda gezmektedirler ama devletin elinin onlara uzanacağına olan inancım tamdır. Bu inancı korumak istiyorum. Şimdi ben sükunetle, suhuletle bu meselenin çözülmesini bekliyorum.” ifadesini kullandı.

Gültekin, bir muhabirin duruşma salonunda neler yaşandığını sorması üzerine şunları kaydetti:

“Bir görevim de bu acılı aileleri teskin etmek. Sağ olsunlar sözlerime kıymet veriyorlar. Yargılamanın suhulet içinde olmasıyla ilgili hepsinden yine rica ettim. Teskin ettim kendilerini. Şimdi bu arada esas olayı alevlendiren, Halit Bey’in damadı Emir Aras, ‘Yeter lan.’ falan diye bağırmış herhalde. Ben onu duymadım. Bir de (şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu) Ceyda’nın eşi herhalde dışarı çıkarken-ya bu nasıl bir yüzsüzlüktür-müştekilere saldırmış. Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var. Bunlardan hesabı soracağız.”