
Last Updated on 23 Ağustos 2025 by Turizm Günlüğü
2017 yılında “Bize Değişim Gerek” diyerek yola çıkan Firuz Bağlıkaya, o dönem seyahat acentalarının sesi olma iddiasıyla büyük destek toplamıştı. Ancak aradan geçen yıllarda bu değişim hareketi, giderek farklı bir yöne mi evrildi?
Bağlıkaya’nın TÜRSAB yönetimindeki dönüşümünü anlamak için yalnızca yönetim kurulunun kararlarına bakmak yeterli mi? Yoksa asıl ipuçları, artık kullanılmayan eski sloganlarda mı gizli?
Seyahat Acentalarının Sesi Olmak mı, Siyasetin Sözcüsü Olmak mı?

Bir dönem “seyahat acentalarının haklarını korumak” amacıyla şekillenen söylem, neden yerini giderek daha siyasi bir dile bıraktı?
* Bağlıkaya neden artık “değişim” vurgusu yapmıyor?
* TÜRSAB neden “Türkiye / Turizm Yüzyılı” gibi hükümetin resmi vizyon söylemlerini benimsedi?
* Bu slogan değişimi, kurumun tarafsızlığına gölge mi düşürüyor?
* Seyahat acentalarını temsil eden bir kurum, siyasi pozisyon alarak üyelerinin farklı görüşlerini dışlamış olmuyor mu?
Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanı ile kamuoyu önünde zaman zaman sertleşen açıklamalarda bulunan Bağlıkaya’nın, aynı zamanda hükümete yakın söylemleri benimsemesi çelişkili bir tabloyu ortaya koymuyor mu?
“Değişim Hareketi” İktidarın Yanına mı Konumlandı?

2018’de büyük umutlarla kurulan Değişim Hareketi, yıllar içinde kendi öz değerlerinden uzaklaştı mı?
* Bir zamanlar muhalif duruşuyla öne çıkan bu ekip, zamanla neden daha merkeze ve hatta iktidara yakın bir çizgiye kaydı?
* Hareketin kurucu kadroları neden birer birer TÜRSAB yönetiminden ayrıldı?
* Bugün TÜRSAB, gerçekten seyahat acentalarının bağımsız sesi mi, yoksa siyasi bir aktör mü?
Turizm Yüzyılı Sloganı Kimin Yüzyılı?

TÜRSAB’ın son yıllarda kullandığı “Turizm Yüzyılı” sloganı, Bağlıkaya’nın ilk günlerde savunduğu tarafsızlık ve mesleki temsiliyet ilkesiyle ne kadar örtüşüyor?
“Değişim Gerek” diyerek yola çıkan bir hareketin, hükümete yakın söylemlerle yoluna devam etmesi, sektör temsilcileri tarafından nasıl karşılanıyor?
Ve en önemlisi:
Seyahat acentaları, seslerini gerçekten bağımsız bir kurum aracılığıyla mı duyurabiliyor?
Yoksa TÜRSAB, üyelerinin değil artık yalnızca belli siyasi çevrelerin politikalarına mı hizmet ediyor?
“Turizm Yüzyılı” mı, Siyasi Yüzyıl mı?
Firuz Bağlıkaya’dan Bahçeli’ye Ziyaret ve TÜRSAB’ın Yeni Yönü
Bir zamanlar “Bize Değişim Gerek” diyerek yola çıkan ve bağımsız, güçlü bir sektör temsili vaat eden TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, artık ziyaretlerini siyasi liderlerin makamlarında gerçekleştirmeyi mi tercih ediyor?
24 Haziran’da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret eden Bağlıkaya, görüşmede turizm sektörünün mevcut durumu ve geleceği hakkında kapsamlı değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti. Sağlık durumu nedeniyle geçmiş olsun dileklerini ilettiği Bahçeli’ye ayrıca TÜRSAB’ın “Turizm Yüzyılı” projesi kapsamında hazırladığı çalışmalar hakkında bilgi verdiğini ifade etti.
Ancak bu ziyaret, akıllara şu soruları da getiriyor:
- TÜRSAB Başkanı, neden son dönemde hükümet söylemleriyle birebir örtüşen bir dil kullanıyor?
- “Turizm Yüzyılı” gibi doğrudan Cumhurbaşkanlığı vizyon belgelerine dayalı projeler, kurumun tarafsızlığını zedeliyor mu?
- Seyahat acentalarının sahadaki sorunları, siyasi temasta mı yoksa yapısal reformlarda mı çözüm bulacak?
Ziyaretin ardından yapılan açıklamada Bağlıkaya, seyahat acentalarının ülke ekonomisindeki stratejik rolünü Bahçeli’ye aktardıklarını ve sektöre olan ilgisinden dolayı teşekkür ettiğini söyledi. Ancak TÜRSAB’ın giderek siyasallaşan duruşu, meslek örgütü kimliğiyle ne kadar örtüşüyor?
Bir zamanlar üyelerinin sesi olma iddiasıyla yola çıkan “Değişim Hareketi”, bugün üyelerinin farklı siyasi görüşlerini temsil etmek yerine, iktidara yakın durarak mı yol alıyor?