Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Barışla Gelen Turizm Atılımı

Hüseyin Yayman: Turizmin Tüm
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman / Foto: X sosyal medya platformu @HuseyinYayman

Last Updated on 8 Temmuz 2025 by Turizm Günlüğü

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, PKK’nın silah bırakması sonrası Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun barış ve istikrarla turizmde büyük bir atılım yapacağını belirtti. Mardin’deki potansiyelin, güven ortamıyla Batman’dan Hakkari’ye, Van’dan Şırnak’a yayılacağını vurguladı.

ANKARA (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, “Terörsüz Türkiye, Türkiye Yüzyılı’nın en önemli meselesidir. Sayın Devlet Bahçeli’nin Meclis’teki el sıkmasıyla başlayan ve Cumhurbaşkanımızın riyasetinde yürüyen bu süreç gerçekten çok değerlidir, çok önemlidir.” dedi.

Yayman, Türkiye Basın Federasyonu’nda Anadolu Sohbetleri’ne katıldı, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin soru üzerine Yayman, şunları söyledi:

“Terörsüz Türkiye, Türkiye Yüzyılı’nın en önemli meselesidir. Sayın Devlet Bahçeli’nin Meclis’teki el sıkmasıyla başlayan ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlılıkla sürdürülen süreç, ilk kez toplumun tüm kesimlerinin desteğine açık bir şekilde yürütülmektedir. Bu süreç al-ver eksenli değil, milli birlik ve bölgesel güç perspektifiyle şekilleniyor. Siyasi irade nettir. Sürecin samimiyeti hem devlet refleksiyle hem toplumsal talep ile örtüşüyor. Yüzde yüz netice alınacağına inanıyorum.”

Yayman, terörle mücadelenin Türkiye’ye ekonomik maliyetine dikkat çekerek, bugüne kadar yaklaşık 2 trilyon dolarlık harcamanın yapıldığını anımsattı.

Yapay zeka destekli simülasyon üzerinden hazırlanan verilere değinen Yayman, “Bu devasa kaynak başka alanlara yönlendirilebilseydi kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar seviyesine ulaşabilirdi. Türkiye, 95 Akkuyu Nükleer Santrali, 5 bin okul, 125 bin kilometre hızlı tren hattı ve 5 bin hastane inşa edebilirdi. Terör sadece güvenlik değil, kalkınma ve refah açısından da büyük bir engel oluşturdu.” ifadelerini kullandı.

Yayman, terör örgütü PKK’nın silah bırakması sonrası Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun barış ve istikrarla buluşacağını belirterek, bu bölgelerin Türkiye’nin turizm ve yatırım haritasında yeni bir atılım gerçekleştireceğini dile getirdi.

Yayman, “Mardin’de bugün bile büyük bir turizm potansiyeline tanıklık ediyoruz. Güven ortamı sağlandığında bu potansiyel Batman’dan Hakkari’ye, Van’dan Şırnak’a kadar yayılacaktır.” diye konuştu.

– Yeni anayasa çalışmaları

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yayman, mevcut 1982 Anayasası’nın Türkiye’nin demokratikleşme yürüyüşünü taşıyamadığını söyledi.

Bu anayasanın darbe döneminde yazıldığını ifade eden Yayman, “Geçmişten günümüze liderlerin bu konuda söyledikleri ortadadır. Darbe döneminin devleti esas alan, bireyi öteleyen bir metindir. Oysa artık bireyi merkeze koyan, temel hak ve özgürlükleri anayasal güvenceye alan, sivil ve çağdaş bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç siyasi değil tarihsel bir zorunluluk.” dedi.

Yayman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın henüz aktif siyasete girmediği dönemde bile anayasa değişikliğini savunduğunu hatırlatarak, “Bu mesele bugünlere mahsus değildir. Türkiye, küresel bir güç olacaksa, yeni yüzyılın ruhuna uygun, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ile bu yürüyüşü sürdürebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Yayman, yeni anayasanın sadece bir metin değil, milletin kendiyle yapacağı büyük bir sözleşme olduğunu ifade etti.

– Ayşe Barım’ın tutukluluğu

Gezi Parkı olayları kapsamında yargılanan Ayşe Barım’ın tutukluluk halinin devamına ilişkin görüş bildiren Yayman, yargı süreçlerinin siyasi zemine çekilmesinin yanlış olduğunu söyledi.

Yayman, “Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Beğenseniz de eleştirseniz de karar yargıya aittir. Bu dava keyfi değil, tanıklar ve deliller üzerinden yürütülen bir süreçtir. Kültür ve sanatı hiçbir zaman siyasi çekişmenin parçası olarak görmedik.” şeklinde konuştu.

Sanatçılara yönelik eleştiriler konusunda ise Yayman, “Bizim için kültür ve sanat ayrışmanın değil, birleşmenin gücüdür. Bu alanda kimse ifade özgürlüğü nedeniyle yargılanmıyor.” ifadelerini kullandı.

– “Dijital medya, milli güvenlik meselesidir”

Yayman, dijitalleşmenin medyadaki dönüşümü hızlandırdığını ancak beraberinde ciddi tehditler de getirdiğini, dijital mecralarda yayılan dezenformasyonun kontrol altına alınması gerektiğini belirterek, “Artık sadece füzeler değil manipülatif içerikler de eş zamanlı ateşleniyor. Gerçek gazeteciliği ayakta tutmazsak, trol hesaplar ve asparagas içerikler kamuoyunu yönlendirecek. Bu bir medya meselesi değil, açık bir milli güvenlik konusudur.” dedi.

Hüseyin Yayman, dijital medya düzenlemesine dair çalışmaların Meclis’te sürdüğünü, tüm tarafların görüşlerinin alındığını söyledi.

– CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar

CHP’li belediyeler hakkındaki soruşturmalara ilişkin soru üzerine Yayman, süreci yargı kurumlarının takibinde olduğunu dile getirdi.

Yayman, sözlerine şöyle devam etti:

“Şikayet eden CHP’li, tanık CHP’li, cevap veren CHP’li. Bu tablo ortadayken AK Parti hedef gösteriliyor gibi bir algı oluşturulması doğru değil. Cumhuriyet’i kurmakla övünen bir partinin liderinin böylesine sorumsuz bir dil kullanması asla kabul edilemez. Sayın Özgür Özel’in ‘Ben sokağa çağırırım, Mısır’da nasıl olduysa burada da olur’ şeklindeki ifadesi, sadece siyasi nezaketi değil, aklı, izanı ve demokrasi kültürünü de açıkça ihlal etmektedir. Bu sözlerin nereye varacağı bellidir. Sokak hareketiyle siyaseti dizayn etme arzusu. Bu açık bir darbe imasıdır. Bugün yaşanan tartışmaların arka planında, CHP içindeki iktidar mücadelesi, adaylık hesapları ve siyasi hırslar bulunmaktadır. Parti içi taht kavgaları, devletin kurumlarını ve kamuoyunu meşgul eden bir krize dönüşmüştür. Pandoranın kutusu açılmıştır. İçeriden gelen suçlamalar, içeriden yapılan tanıklıklar ve içeriden yükselen çelişkilerle süreç şekillenmektedir.

Konu siyasetin değil, hukukun meselesidir. Bugün olan her şey bağımsız yargının önündedir. Türkiye, bir hukuk devletidir ve burada ‘ak saç mı kara saç mı’ olduğu günü geldiğinde ortaya çıkacaktır. Sokakta bu tür söylemler değil, halkın gerçek gündemi konuşulmaktadır. İnsanlar geçim sıkıntısını, yerel yönetimlerdeki usulsüzlükleri ve hizmet eksikliklerini tartışıyor. CHP’li belediyelerde yaşanan şaibe iddiaları halkın dilindedir; gerçek gündem budur. Sokağın gündemi açıktır.”

Öte yandan, toplumun temel gündeminin ekonomi olduğunu belirten Yayman, “Sokakta üç konu konuşuluyor, ekonomi, ekonomi ve yine ekonomi. Sayın Cumhurbaşkanımız her MYK ve MKYK toplantısında bu meseleyle ilgili talimatlarını açıkça veriyor. Bizim gündemimiz, milletin gündemidir.” diye konuştu.