
Last Updated on 27 Ekim 2025 by Turizm Günlüğü
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) öncülüğünde düzenlenen “Bütün Yönleriyle Gökçeada Sempozyumu” sonuç bildirgesinde; adanın su yönetimi, ekosistem planlaması, arkeolojik mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm konularında somut öneriler sunuldu. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Gökçeada’nın Türkiye’nin mavi geleceğinin simgesi olduğunu vurguladı.
İSTANBUL (AA) – “Bütün Yönleriyle Gökçeada Sempozyumu”na ilişkin sonuç bildirgesinde, su yönetimi, ekosistem temelli planlama, arkeolojik mirasın korunması ve turizm alanlarında yapılabilecekler aktarıldı.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfının (TÜDAV) öncülüğünde, Gökçeada Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa işbirliğiyle 2-3 Ekim’de düzenlenen adanın geleceğine yön verecek çevresel ve kültürel politikalar masaya yatırıldı.
Sempozyumun ardından, 94 bilim insanı ve uzmanın katkısıyla sonuç bildirgesi hazırlandı.
Bildirgede, su yönetimi, ekosistem temelli planlama, arkeolojik mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm başlıklarında somut öneriler sunuldu.
Bildirgede, iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklıklar ve azalan su kaynaklarının adanın çevresel dengesini tehdit ettiği belirtilerek, Gökçeada’nın su yönetimi politikalarının yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunuldu.
Adaya özgü su havzalarının doğru yönetilmesi, kurakçıl peyzaj anlayışının benimsenmesi, yer altı su potansiyelinin korunması ve tarımsal faaliyetlerde geri dönüştürülmüş su kullanımının teşvik edilmesi, kaçak kuyuların önlenmesi, baraj ve havza yönetiminin etkinleştirilmesi ve su tasarrufu bilincinin halk düzeyinde yaygınlaştırılması gereğine dikkati çekilen bildirgede, Gökçeada’nın kara ve deniz ekosistemlerinin bir bütün olarak ele alınması gerektiği vurgulandı.
Bildirgede, Marmaros ve Kömür Burnu’nda su ürünleri avcılığının sınırlandırılması, Akdeniz foku ve yelkovan kuşu gibi nesli tehlike altındaki türlerin yaşam alanlarının korunması gerektiği ifade edilerek, Gökçeada Deniz Parkı’nda mikro plastik kirliliğinin izlenmesi planına yer verildi.
Ekosistem hizmetlerinin ada ekonomisine katkısının ölçülmesi, ekosistem temelli eğitim ve farkındalık programlarının yerel halk, çocuklar ve gençler arasında yaygınlaştırılması da bildirgedeki öneriler arasında kendine yer buldu.
– Arkeolojik mirasın korunması için çağrı
Sempozyumun önemli başlıklarından Gökçeada’nın Paleolitik dönemden Osmanlı’ya uzanan tarihsel zenginliği de aktarılan bildirgede, Yenibademli Höyük kazılarında elde edilen bulguların, adanın tarih boyunca denizle iç içe yaşayan bir kültüre sahip olduğunu gösterdiği belirtildi.
Bildirgede, Gökçeada’da bir arkeoloji müzesi kurulması, fosil ormanlarının “Tabiat Anıtı” olarak korunması, ayrıca yerel yer adlarının belgelenmesi ve kültürel miras envanterine eklenmesi önerilirken burasının “doğal bir laboratuvar ve açık hava müzesi” olarak değerlendirilmesi gerektiği de vurgulandı.
Adanın ekolojik ve kültürel taşıma kapasitesi de göz önünde bulundurularak sürdürülebilir turizm politikalarının geliştirilmesi gerektiği, eko turizm, doğa yürüyüşü, kuş gözlemi ve dalış turizmi gibi çevre dostu faaliyetlerin teşvik edilmesi, Gökçeada Sualtı Fotoğraf Yarışması gibi etkinliklerin yeniden düzenlenmesi ve eko turizm temelli bir ofis kurulması da aktarıldı.
– “Ada, Türkiye’nin mavi geleceğinin simgesi”
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, AA muhabirine bildirgeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, Gökçeada’nın Türkiye için denizel ve kültürel mirasın kesiştiği stratejik bir bölge olduğunu söyledi.
Adanın, Türkiye’nin mavi geleceğinin simgesi olduğunu dile getiren Öztürk,”Burada alınan kararlar yalnızca bir adayı değil, tüm ülkenin çevre politikalarını etkileyecek niteliktedir. Bilimsel veriye dayalı yönetim, yerel katılım ve ekosistem temelli yaklaşım birlikte yürütülmelidir.” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, Gökçeada’nın “UNESCO Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı” adaylığı sürecinin başlatılmasını da önererek, “Bu statü, adanın doğal ve kültürel varlıklarının korunmasını güvence altına alacak, bilimsel izleme ve finansman mekanizmalarının güçlendirilmesini sağlayacaktır. Gökçeada, Türkiye için örnek bir ada yönetişimi modeli olabilir.” ifadesini kullandı.






























































