
Last Updated on 13 Temmuz 2025 by Turizm Günlüğü
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada sanıkların savunmalarının alınmasına 7 temmuz 2025’de başlandı. İşte Grand Kartal Otel Davası İlk Duruşmadaki Tüm Sanık İfadeleri
Özgür Özel, Bolu’daki otel yangını davasının ilk duruşmasına katıldı
BOLU (AA) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu Kartalkaya’daki yangın davasına ilişkin, “En yakından bu davayı takip etmeye, ucu kime dokunursa dokunsun, nereye varırsa varsın suçluların cezalandırılmasına özen göstereceğiz. En kısa sürede en adil ve en etkin yargılamanın yapılmasını ümit ediyoruz.” dedi.
Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan ve 78 kişinin öldüğü, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin davanın ilk duruşmasına katılan Özel, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, olayın ardından yapılan bilirkişi görevlendirmesinin sonucu yazılan raporun siyasi saiklerle hazırlandığını savundu.
Özel, sanıkların yargılanmaya başlandığını ancak esas sanıkların hakim karşısına çıkmadığını iddia ederek, “Bunun bir sorumlusu var o da Turizm Bakanı. Çünkü o izin vermiyor. Savcı diyor ki ‘Benim şu kamu görevlilerini de yargılamam lazım’, Turizm Bakanlığı izin vermiyor. Neden vermiyor? Çorabın söküğünü eline bir tutarsa çektikçe bana kadar gelir, bunu biliyor Turizm Bakanı. Bu işin en baş sorumlusunun o olduğunu ve ilk anlardan itibaren suçluluğun telaşı içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz.” diye konuştu.
Bugün kamuoyunun, basının ilgisinin en üst düzeyde olduğunu, bunun adalet talep eden mağdurlar, aileler için büyük önem taşıdığını dile getiren Özel, şöyle devam etti:
“Ancak Soma’da da böyle olmuştu. İlk gün aynen burada olduğu gibi 301 aileden birer kişi içeri alınmıştı. Mahkemenin önünde 4 kilometre kuyruk vardı. Herkes diyordu ki ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’. Yapılan blok duruşmaların tamamını takip etmiş biri olarak söylüyorum, 83 duruşmanın sonunda salonda 150 kişiydik. Sonra da ölen kişi başına 5,5 gün yattılar ve çıktılar. Şimdi Ayvalık’ta, Dikili’de yazlıklarında keyif çatıyorlar. İlk gün herkes sanıyordu ki 301 kere müebbet alacaklar, 5’er buçuk gün yattılar ve çıktılar.”
Özel, “bu tür davalarda ilk gün bütün psikolojik, ahlaki üstünlüğün, salondaki her şeyin mağdurların lehineyken sonra bambaşka bir duruma evrildiği” değerlendirmesinde bulunarak, “Onun için benden söylemesi, birinci gün herkes gelir, herkes konuşur, herkes tweet atar, önemli olan bu süreci ilk günden son güne kadar takip etmek, sona gelirken her şey yavaş yavaş değiştiğinde oralarda bulunmak ve fikri takip yapmaktır. Bunu buradaki muhabir arkadaşlara söyleyecek halim yok, onlar büyük bir mesleki aşkla bunu yaparlar da bu davaların takip edilmesi noktasında görevlendirmeleri yapan İstanbul’da, Ankara’daki masalarının başında oturan medya kuruluşlarındaki kişilere hatırlatırım. Bütün siyasilere hatırlatırım, bütün sivil toplum örgütlerine hatırlatırım.” ifadesini kullandı.
“En yakından bu davayı takip etmeye, ucu kime dokunursa dokunsun, nereye varırsa varsın suçluların cezalandırılmasına özen göstereceğiz. En kısa sürede en adil ve en etkin yargılamanın yapılmasını ümit ediyoruz” diyen Özel, başta ilin milletvekili olmak üzere deneyimli hukukçu vekillerin konuyu yakından takip edeceğini, kendisinin de davanın kritik günlerinde salonda bulunmaya çalışacağını kaydetti.
– Özel’den 12 şehit verilen olaya ilişkin “ihmal” eleştirisi
Özgür Özel, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde terör örgütü mensuplarınca kullanılan bir mağaradaki arama tarama faaliyetinde metan gazından etkilenerek şehit olan 12 askere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diledi.
Yaşanan olayda gerekli tedbirlerin alınmadığını savunarak eleştirilerde bulunan Özel, şu görüşleri paylaştı:
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin başı sağ olsun ancak kamuoyunun ve hepimizin, boş mağaraya bu kadar çok askerimizin birden girmesini, gerekli tedbirlerin alınmamış olmasını, öncesinde bir uzmanın bütün teçhizatıyla içeriye girip ölçüm yapması yerine her birinin aynı anda, tedbirsizlikle girip şehit olmasını milletin vicdanı kabul etmiyor. Devlete emanet 12 civciv ölse hesabı sorulur. 12 civcivi kaybetseniz insan, ‘Ne yaptın ya can bunlar’ der. Bunların hepsi aslan parçası Mehmetçikler ya da uzmanlar, erbaşlar, komutanlar. Bu kadar büyük sorumsuzluk ve tedbirsizlikle davranılmış olmasını aklım da almıyor, içime de sinmiyor, bu memlekette kimse de içine sindirmiyor. Tabii cenazeler kalktıktan sonra arkadaşlarımız konuyu Meclis zemininde de araştırılması için çaba içine girecekler ama ortada büyük bir ihmalin, büyük bir sorumsuzluğun olduğunu da görmek lazım. Bir kez daha yüreğimiz yanıyor ve bunu kabullenemiyoruz.”
Bir gazetecinin, “CHP’de hareketli günler yaşanıyor, sizin yaptığınız açıklamadan sonra soruşturma açıldı, neler söylemek istersiniz?” sorusunu yanıtlayan Özel, şunları dile getirdi:
“Soruşturmayı yargı sistemimiz açısından olumlu bulduğumu ifade etmek isterim. Soruşturma dün akşam saatlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı açısından açıldı. Kendisini Türkiye Başsavcısı bilen ve hiç şüphe yok ki bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcısını ezerek, onun yetki alanına girerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yapması olası bir yetki ve hak aşımına karşı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının apar topar da olsa pazar günü akşam kendi yetki ve sorumluluk alanını korumaya yönelik olarak atmış olduğu adımı takdirle karşılıyorum. Bir soruşturma açılacaksa o soruşturmanın yeri Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı idi. Bu açıdan iyi bir şeydir. Benim hakkımda soruşturma açarlar, fezleke düzenlerler o ayrı bir meseledir ama İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın önce Ümit Özdağ olayında Antalya Cumhuriyet Başsavcısı’nın, sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın yine Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı’nın yetkilerini tanımayıp, onlara mesleklerini öğretip, adeta onları paspas edip kendisini ‘Ben ayrıcalıklıyım, ben Beyefendi tarafından görevlendirildim, ben hudut tanımam, sınır tanımam, İstanbul’un bu tarafına da bakarım bu tarafına da bakarım, Anadolu’ya da ben bakarım. Her yere ben bakarım’ diyecek hadsizliğine bu kez fırsat vermedikleri için Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nı tebrik ediyorum, doğru iş yapmış.”
– “Gelin sandığı kasımda koyalım, bu seçimi yapalım”
Gazetecilerin, Bekir Bozdağ’ın, “Bugün, sandığı getir, diye meydan okuyan Sayın Özel, umarım o gün sandığın gelmesine, Sayın Cumhurbaşkanımızın aday olabileceği korkusuyla engel olmaya kalkışmaz” ifadelerini hatırlatması üzerine Özel, şunları söyledi:
“Biz dedik ki gelin 2 Kasım’da eğer kendinize güveniyorsanız… Erdoğan diyor ya ‘Ben de anket yaptırdım’, ‘Bütün anketler bir yana ben de bir anket var birinci parti’. Ne ala. Gelin sandığı kasımda koyalım, bu seçimi yapalım, seçimden korkmamak şimdilik bir iştir, bu günlük bir iştir. 2 yıl vadeli bir iş değildir. Bekir Bozdağ seçimden korkmuyor ama 2 yıl vadeli korkmuyor. Kasımdan korkuyor, önümüzdeki nisandan korkuyor, ‘2 yıl geçsin 2027 gelsin o zaman biz seçimden korkmayız inşallah’ diyor. O gün gelince de korkacaklar, kaçamayacaklar ama milletin o günü beklemeye tahammülü yok, o yüzden benim de böyle bir tavizim olamaz, kusura bakmasınlar.”
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasını izleyenler konuştu
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davayı izleyen siyasi parti genel başkanları ile olayda yakınlarını kaybeden avukat değerlendirmede bulundu.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen ilk duruşmayı izleyenler arasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu da yer aldı.
Duruşma çıkışında gazetecilere açıklama yapan Özdağ, salonda ağır havanın hakim olduğunu belirtti.
Özdağ, yangının, insani hatalar olduğu kadar hatta ondan daha fazla sistemsel hata sonucu gerçekleşen bir felaket olduğunu söyledi.
İlk sanığın savunma yaptığını aktaran Özdağ, hem sanık avukatının savunmasının hem şikayetçi ailelerin avukatlarının sorularının, gerçeğin bulunması ve suçluların belirlenmesi sürecinin uzun süre devam edeceğini gösterdiğini dile getirdi.
Özdağ, “Ancak sadece içerideki sanıklar mı suçlu yoksa o salonda sanık olarak bulunması gereken başka insanlar da var mı? Sanıkların avukatları bu konuda ciddi iddialar gündeme getiriyorlar, mahkeme salonu dışında. Ama her şeyden önce yakınlarını kaybedenlerin ağır acısını hala salonun üzerine çökmüş şekilde teneffüs etmek mümkündü.” diye konuştu.
– “Süreci takip ediyoruz”
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu da duruşmaya verilen arada, yangında yakınlarını kaybeden ailelerin yanına giderek başsağlığı diledi.
Ailelerle sohbet eden Ağıralioğlu, “Milletin, devletin mahkemelerinin şuna bakması lazım; küçücük bir evrak bu kadar cana sebep oluyor. Klasik konuşmalar yapılıyor. Bizim milletimize ait, ‘Hallederiz, sonra yaparız, bakarız.’ gibi. Bu kadar acıya sebep olan bir evrak. Bir itfaiye. İnanılmaz bir şey.” dedi.
Yangında yakınlarını kaybedenlere sabır dileyen Ağıralioğlu, “Gerçekten çok zor. Süreci takip edeceğiz. Davanın siyasallaşması doğru değil. Siyasetin bu işlere bulaşması doğru değil. Bizim buradaki varlığımız; gevşeme olmasın, ciddiyetle soruşturma devam etsin.” ifadelerini kullandı.
– “Adaletin yerini bulması için elimden gelen her şeyi yapacağım”
Yangında 3 çocuğunu, gelinini ve 4 torununu kaybeden avukat Yüksel Gültekin ise duruşma çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, adaletin yerini bulması için elinden gelen her şeyi yapacağını kaydetti.
Soruşturma sürecinde hazırlanan bilirkişi raporunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sorumluluklarına işaret edildiğini söyleyen Gültekin, “Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumluluğu kabul etmiyor. Netice itibarıyla ‘Bizim burada bir kusurumuz yok.’ diyor. Bununla ilgili Danıştaya gerekli müracaatları yaptık. Diğer aileler de yaptı.” diye konuştu.
Gültekin, bundan sonraki çabasının yangında hayatını kaybeden evlatlarının adını yaşatacak hayır müesseseleri kurmak olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnşallah Bolu’ya bu hususta evlatlarımızın hayır kapıları kapanmayacak eserler kazandıracağız. Ben mezara iki kere gidiyorum. Bir sabah gidiyorum, bir öğleden sonra gidiyorum. Bu psikolojiyi anlamak mümkün değil. Ben dört torunuma her gün üçer tane balon takıyorum. Balon makinesi aldım. Sanki balonlar havada uçtuğu zaman onlar canlı gibi geliyor. Bu psikolojide bir hukukçu olduğum için, ilk gününde çok yol alınmayacağını biliyorum ama bu süreci takip edeceğim.”
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında sanık savunmaları sürüyor
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar araç trafiğine kapatıldı.
Duruşmaya katılanlar, 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra salona alındı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
Verilen aranın ardından duruşma, tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir’in çapraz sorgusuyla sürdü.
Demir, tutuklu sanık Grand Kartal Otel Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir’in avukatının, yönetim kurulu kararı olmaksızın müvekkilinin otelde tadilat ve yenilik yapma yetkisinin olup olmadığı sorusuna, “Bu işleri tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.” cevabını verdi.
Tutuklu sanık otelin sahibi Halit Ergül’ün avukatının “Sanıklar Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’nun şirketin işleyişinde bir görevi var mıdır?” sorusunu Demir, “Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu, bana bir emirde bulunmaz. Benim sorumluluk alanımda görevleri yoktu ama başka alanlarda varsa bilmiyorum.” şeklinde yanıtladı.
Demir, tutuklu sanık muhasebe personeli Cemal Özer’in avukatının, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Grand Kartal Otel’e geldiğinde denetime katıldınız mı?” sorusu üzerine, “Bakanlık müfettişleri Gazelle Otel’de kaldı. Müfettişlerin Kartalkaya’ya çıkmasına iştirak ettim. İşlemlerinin bitmesini bekledim.” dedi.
Tutuklu sanık otel müdürü Zeki Yılmaz’ın avukatının, müvekkilinin görevi ile tamirat ve tadilatla ilgili yetkisinin olup olmadığı sorusuna Demir, “Zeki Yılmaz Gazelle Otel’de gece müdürü, Grand Kartal’da ön büro ve satışlardan sorumluydu. Yetkisi olduğunu düşünmüyorum ama eksiklikleri üst yönetime bildirir.” şeklinde yanıtladı.
Sanık Ahmet Demir’in çapraz sorgusunun tamamlanmasından sonra bazı müşteki müdafileri ile Türkiye Barolar Birliği, İstanbul, Ankara, Bolu, Zonguldak, Antalya, Hatay, İzmir, Bartın ve Sakarya baroları, Ankara Diş Hekimleri Odası, Türk Tabipleri Birliği, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) ve Çağdaş Hukukçular Derneği avukatları, duruşmaya katılma talebinde bulundu.
Mahkeme heyetinin katılma taleplerini görüşmek için duruşmaya ara verdiği sırada bazı müştekiler, sanık ve avukatlarına tepki gösterdi.
Ara karar kuran heyet, vefat edenlerin yasal mirasçılarının davaya katılma taleplerinin kabulüne, taraf sıfatı taşımadıklarından diğer istemlerin reddine karar verdi.
FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi çalışanı tutuksuz sanık Aleyna Beşinci ise savunmasında turizm denetçisi olarak görev yaptığını söyledi.
Beşinci, “otelin sürdürülebilir turizm yetkilisi” ile otelde denetim yaptığını belirterek, “Bilirkişi raporunda yangın kontrol panelinin olduğunu söylediğime dair atıfta bulunulmuş ama benim raporumda böyle bir şey yok. Belgelerin doğruluğunu ve gerçekliğini araştıramıyorum. Sözleşme gereği otel bana doğru beyan vermek zorunda. Yangın tedbirlerine ilişkin denetim yapmıyorum. Sürdürülebilir turizmle alakalı denetim yapıyorum. Yaptığım denetimler belgeler üzerinden sonuçlanıyor. Söz konusu belgelerin fiziki şartlara uyumlu olup olmadığını denetlemiyoruz. 2023 ve 2024’te iki defa denetime gittim. Her iki denetim de 14 maddeye ilişkindi. Suçlamaları kabul etmiyorum. Bu konuda sorumluluğumun olmadığını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi tutuksuz sanık Ali Ağaoğlu da yangında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Ağaoğlu, binanın fiziki yapısı ve yangınla ilgili denetim yetkilerinin bulunmadığını söyleyerek, Turizm Geliştirme Ajansının belirlediği kriterler üzerine yetki aldıklarını ve 14 kriter çerçevesinde denetim gerçekleştirdiklerini anlattı.
Suçlamaları kabul etmeyen Ağaoğlu, yeniden bilirkişi raporu alınmasını ve beraatini talep etti.
Sanıkların avukatları da suçlamaları kabul etmediklerini belirtti.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal ile siyasi parti temsilcilerinin de izlediği duruşma, verilen aranın ardından sanık savunmalarıyla sürüyor.
Bolu Baro Başkanı Barut’tan Kartalkaya’daki otel yangını davasına ilişkin açıklama
BOLU (AA) – Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin açıklama yaptı.
Duruşmaya verilen arada gazetecilere açıklama yapan Barut, sanıkların savunmalarının alınmaya başladığını söyledi.
Türkiye Barolar Birliği, Bolu Barosu ile bazı il barolarının davaya katılma talebinde bulunduğunu aktaran Barut, “Alınan maddeler uyarınca yaşam hakkının ihlali, baroların görev alanına girmektedir. Baroların bu konuda mücadele etmesi görevleri dahilindedir. Buna rağmen mahkeme heyeti başkanı katılma taleplerini reddetti. Bu karara itirazlarımızı sunacağız.” diye konuştu.
Barut, duruşma salonunda müştekiler ile sanıkların birbirine oldukça yakın oturduğunu belirterek, özellikle yakınlarını kaybeden müştekilerin sanıklara yönelik tepkilerinin sürdüğünü kaydetti.
Güvenlik güçleri ve görevliler tarafından alınan önlemlerle duruşmanın normal şekilde sürdürüldüğünü, adil yargılanma çerçevesinde duruşmanın sağlıklı ilerlediğini dile getiren Barut, “İddianame sonucunda sanıkların, kusurları oranında en yüksek cezaları almaları beklentimizdir. Sanık ifadelerinin ardından tahliye talepleri sunuldu. Tahliye talepleri, duruşmanın sonuna doğru değerlendirilecek. Tahliye kararları, yaklaşık 10 gün sürecek duruşmaların ardından verilecek ara kararla netleşecek.” ifadelerini kullandı.
Dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporuna değinen Barut, yangında birinci derecede etkili olduğu tespit edilen dört kurum bulunduğunu aktararak, “Belediye, İl Özel İdaresi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu dört kurum arasında yer alıyor. Şu anda sanık sandalyesinde Bolu Belediyesine bağlı İtfaiye Müdürlüğü ile Belediye Başkan Yardımcısı var. Aynı zamanda İl Özel İdaresinden de sanıklar mevcut. Ancak bakanlıklara bağlı iki kurum için soruşturma izni verilmediği için şu anda bu kurumlar hakkında yargılama yapılmıyor.” diye konuştu.
Barut, bu kararların kaldırılmasının beklendiğini belirterek, “Soruşturma izni verilmemesi kararları kalktıktan sonra, kanaatimce bu dava ile birleştirilmeleri gerekecek. Böylece o kurumların yetkilileri de sanık olarak yargılanabilecek. Aksi halde bilirkişi raporunda eşit derecede sorumlu olduğu belirtilen dört kurumdan ikisinin yargılanıp, diğer ikisinin yargılanmaması adalet duygusuna zarar verir.” değerlendirmesinde bulundu.
8 Temmuz 2025: Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında sanıklar savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada bazı sanıklar savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı tutuklu sanık Bünyamin Bal, yangında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Görevini Ekim 2013’ten bu yana sürdürdüğünü aktaran Bal, “Yangınla ilgili 5 ayı geçkin süredir tutukluyum. Tutuklu bulunduğum süre içinde iddianame, bilirkişi raporu, yönetmelikleri okudum. Yaptığım araştırmalara göre il özel idarelerinin yangınla ilgili teşkilatı yoktur.” dedi.
Görev tanımı ve İl Özel İdaresinin yapısıyla ilgili bilgi veren Bal, “Oteli denetleyen personel ben değilim. Otel yangınıyla ilgili şahsıma sunulmuş hiçbir aksaklık, kusur ve talep ile üst makamlardan gelmiş talimat yoktur. Dolayısıyla kusurum yoktur. Otelin hiçbir ruhsat işleminde, denetlemesinde bulunmadım. Ruhsat ve Denetleme Müdürlüğü tarafından tarafıma evrak gelmemiştir. Yangın denetimi yapma görevim söz konusu değildir. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim.” diye konuştu.
Sanığın avukatı da müvekkilini suçlayabilecek mevzuat olmadığını öne sürerek, tahliye talebinde bulundu.
– İl Özel İdaresi Genel Sekreteri tutuklu sanık Köstereli’nin savunması
Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri tutuklu sanık Sırrı Köstereli de hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.
Görev tanımı ve mevzuatlarla ilgili bilgi veren Köstereli, otelin turizm işletme belgesine sahip olduğunu kaydetti.
Köstereli, turizm işletme belgeli tesislerin Kültür ve Turizm Bakanlığınca denetlendiğini söyleyerek, “Arkadaşlarımız 2011, 2016, 2019, 2021 ve 2024 yıllarından denetlemeye gitmişler. ‘Denetleme yapıldı mı?’ diye sorduğumuzda denetleme yetkilerinin olmadığını söylediler. ‘Neden denetleme yaptınız?’ diye sorduğumuzda da yakın bölgede denetlemeye gittiklerini, oraya da uğradıklarını aktardılar.” ifadelerini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünden 27 Mayıs 2021’de İl Özel İdaresine “gereği” olarak bir yazı geldiğini aktaran Köstereli, “Evrakta ‘2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’na göre turizm işletme belgesini yeniledim. İş yeri açma ve çalışma ruhsatı açısından bir değişiklik olursa tarafımıza bildirilsin.’ yazıyor. Gereği denilen evrakı işlevsiz bırakmakla suçlandım, bunu kabul etmek mümkün değil. Sorumluluğum olmamasına rağmen 5 aydır tutukluyum. Beraatimi ve tutukluluğumun sona ermesini istiyorum.” savunmasını yaptı.
İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü tutuklu sanık Yeliz Erdoğan da görevini 2018’den beri yürüttüğünü kaydetti.
Erdoğan, “Otele ruhsat 2007’de verilmiş, kontrol edilmiş, ben o tarihte yokum. Yapıda değişiklik olmamışsa, belge sahibi değişmemişse iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almasına gerek yok, turizm işletme belgesiyle çalışabilir. Turizm işletme belgesi nihai belgedir. ” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, iş yeri açma ve çalışma ruhsatını düzenledikten 1 ay içerisinde kesinleştirme denetimi ile ruhsatsızlık ve şikayet denetimi yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bir firma otelin içinde lokanta açmak istediğini söyledi, belgeleri istedik. Lokanta otelin içindeyse tüm otel için itfaiye raporu alınması gerektiğini söyledim. Evraklar geldi fakat itfaiye raporu tüm otel için değil, sadece lokanta için alınan rapordu ve ben ruhsatı vermedim. Sorumluluğu kesinlikle kabul etmiyorum.”
Erdoğan’ın avukatı da müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Tutuklu ve tutuksuz 9 sanığın savunma yaptığı duruşma, sabah sanık savunmalarıyla devam edecek.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davası devam ediyor
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın ikinci gününde sanık savunmaları alınıyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmanın ikinci günü, eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü tutuklu sanık Mehmet Özel’in savunmasının alınmasıyla başladı.
Savunmasına, vefat edenlere Allah’tan rahmet dileyerek başlayan ve 2010-2016 arası görevi yaptığını belirten Özel, “Ruhsat verildiği 2007’de görevde değildim. 2016’dan sonra ruhsat ve denetim sorumluluğum bulunmamaktadır. Otelin bulunduğu bölge turizm alanıdır. Otel, 2002’de işletme belgesini alarak faaliyete geçmiştir. 2007’de iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiştir. İl Özel İdarenin denetim yetkisi bulunmamaktadır, yönetmelikte yangınla ilgili denetim yapılacağına dair hüküm yoktur. Uygun İtfaiye raporu alındıysa iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilir. Turizm işletme belgeli tesisler, sadece bakanlık tarafından denetlenir.” diye konuştu.
Tahliyesini ve beraatini isteyen Özel, müşteki avukatının otelde denetleme yapılıp yapılmadığı sorusuna, “Burayı Kültür ve Turizm Bakanlığı denetler. Turizm alanı dışındaki tesislere denetim yapılırken buraya da yetki aşımı olarak bakılmıştır. Oteldeki müstecirler var, onları denetlemek için gidilmiştir. Yetkinliklerine göre yapılan denetimlerdir bunlar.” yanıtını verdi.
– “İtfaiye eri eksiklikleri tespit etti”
Otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer, yiyecek ve içecek bölümünün tedariği konusunda görevli olduğunu, gelen faturaları işlediğini söyledi.
İtfaiyeden denetime geldiklerinde muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’in talimatıyla itfaiye eri tutuksuz sanık İrfan Acar’a refakat ettiğini anlatan Özer, “Acar, koridorların mevzuata uygun olmadığını, davlumbazda sensör ve acil çıkış kapısı bulunmadığını, acil çıkış yönlendirmelerinin ışıklarının yanmadığını söyledi.” diye konuştu.
Özer, Acar’ın hazırladığı formun rapor haline geleceğini ve “Bizim müdürler sizin müdürlerle konuşacak” dediğini aktararak, “Aldığım notları şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’a götürdük, eksiklikleri anlattık. Emir bey baktı, inceledi ve ‘Tamam ben Kadir Özdemir’le görüşürüm.’ dedi. Hatta biz odadan çıkarken ‘Başımıza iş çıkarttınız.’ diye kızdı. O gün aynı zamanda bakanlığın müfettişlerinin de denetimi olduğu için yangın denetimine ben refakat ettim. Daha sonra muhasebe işlerime devam ettim, sonraki süreçten bilgim yok.” ifadelerini kullandı.
Yangında 10’uncu katta olduğunu belirten Özer, “Koku ve seslere uyandım, yanımda muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun vardı, onu uyandırdım. Kapıyı açtık fakat dumandan çıkamadık. Camdan itfaiye ekiplerince kurtarıldım. Yangın esnasında alarm duyulmadı. Yangın eğitim verilmedi, tatbikatı yapılmadı.” dedi.
Bu arada mahkeme başkanı, “olası kastla öldürme” ile “olası kastla kasten yaralama” suçundan yargılanan sanık Özer’e, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ek savunma hakkı verdi.
– Muhasebe müdüründen “hesaplar boşaltıldı mı” sorusuna “bilgim yok” savunması
Şirketin muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir de savunmasında vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek, olaydan dolayı üzgün olduğunu söyledi.
Özdemir, Gazelle Otel’in muhasebe müdürü olduğunu, sezonda 2-3 gün Grand Kartal Otel’e çıktığını, oradaki işleyişin otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’ın ilerlettiğini savundu.
Sezon başında otelin altındaki kafenin kiraya verildiğini duyduğunu, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilisi tutuksuz sanık İsmail Karagöz’ün kendisini arayarak itfaiye raporu alınması gerektiğini söylediğini aktaran Özdemir, şöyle devam etti:
“Bolu Belediyesine giderek müracaat ettim. Kafenin ismi yabancı diye otelin ismini verdim. Kontrol sonrası Emir bey beni aradı, ‘Bu eksiklikleri yapamayız, zaten iş yeri açma ve çalışma ruhsatımız var. Belge otelle ilgili değil kafeyle ilgili.’ dedi. Belediyeye başvurarak iptal dilekçesi verdim. Dilekçeyi Emir bey vermemizi söyledi. Tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir’i aradım ve Emir beyin belgenin iptal edilmesini istediğini söyledim. Sonra Ahmet bey beni aradı, belgenin iptal edileceğini, tekrar kontrol edileceğini söyledi. Daha sonra Bolu Belediyesine giderek tekrar müracaat yaptım, kafeyi kontrol etmişler.”
Özdemir, mahkeme başkanının yangın eğitimi ve tatbikatla ilgili sorusuna, “Yangın eğitimi verilmedi, tatbikat yapıldığını bilmiyorum, tahminen yapılmamıştır.” cevabını verdi.
Müşteki avukatının, “Yangından sonra şirket hesabından para gönderilmiş, hesaplar boşaltılmış, araç satışları yapılmış, bilginiz var mı?” sorusuna karşı Özdemir, bilgisinin olmadığını iddia etti.
Özdemir, bir müşteki avukatının, “Savcılıktaki ifadenizde Cemal Özer’in sizi aradığını ve Emir Aras’ın tespit edilen eksiklikleri yaptıramayacağını, belgenin iptal edilmesini istediğini söylediğine dair ifadeniz var. Cemal Özer sizi aradı mı?” sorusunu, “Savcılıkta yazım hatası ya da yanlışlığı olabilir. Ben Cemal Özer’le görüşmedim. Şu anki ifadelerim geçerlidir.” şeklinde cevapladı.
Sanığın çapraz sorgusuna duruşmaya verilen aranın ardından devam edilecek.
Öte yandan, duruşmaya ara verildiği esnada bazı müştekiler sanıklara tepki gösterdi.
9 Temmuz 2025 Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında şirketin genel müdürü savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada şirketin Genel Müdürü Emir Aras, savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmanın ikinci gününde savunma yapan, otelin sahibi Halit Ergül’ün damadı ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras, yaşanan facia nedeniyle üzgün olduğunu söyledi.
Bu sırada bazı müştekiler tepki gösterince araya giren mahkeme başkanı, “Tarafsız ve bağımsız şekilde bu yargılamayı yapacağız.” dedi.
Savunmasına devam eden Aras, evlendikten sonra 2012’de şirkette çalışmaya başladığını belirterek, “Fiilen genel müdürlük yetkilerim yoktur. Görevim network, bilgisayar güvenliği, internet güvenlik duvarı, kamera sistemi, grup satış, menülerde değişiklik, konaklama fiyatlarında aksiyon almaydı. Otelde bulunduğum zamanlarda bana devamlı bir şeyler danışılır, bir şeyler sorulur. Benim alanımla ilgiliyse cevap veririm, daha önce sormadığım bir şeyse kayınpederime sorarım. Otelde yarı zamanlı duruyordum. Tatil dönemlerinde uzun süreli durduğum oluyordu.” ifadelerini kullandı.
Aras, 16 Aralık 2024’te otele gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı denetçilerine kayınpederinin isteğiyle eşlik ettiğini dile getirerek, “12’nci kattan aşağıya kadar odalarda duman dedektörü, yangın merdivenleri dahil hepsine baktılar, katlardaki yangın tüplerine baktılar. 7’nci kata beraber indik, çok uzun denetim oldu, boş odaların hepsine, personel odalarına bakıldı. 7’nci katta ben ayrıldım. Ondan sonra otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz ve muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun eşlik etti.” diye konuştu.
Denetimi gerçekleştirenlerin bazı eksikliklerden bahsettiğini aktaran Aras, “Hatırladığım birkaçı çamaşırhanede halının değişmesi, engelli odasının 2’nci kattan 3’üncü kata taşınması gibi. Bu hususları kayınpederime WhatsApp’tan attım. Basit eksiklikleri söylediler.” dedi.
– “Yangında 7’nci katta kalıyordum”
Aras, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin otelin altındaki kafeyi kiralamasına ilişkin itfaiye denetimi gerçekleştirildiğini ve eksikliklerin yer aldığı kağıdın kendisine verildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“Hayatımda ilk defa itfaiye raporuyla karşılaştım, hiç vakıf olmadığım bir konu. Listeye baktım, arkadaşlar anlattılar. Ben de hızlıca yapılabilir olanların yanına ‘yapalım’ yazdım. Diğerlerini bilmediğim için şirketin muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’e attım. Sonra kendisini arayarak ‘Bunları 15 gün içerisinde nasıl tamamlayacağız?’ dedim.”
Aras, bunun üzerine Özdemir’in kendisine denetimin yanlış yapıldığını ve geri çekilebileceğini, sadece kafe için itfaiye raporu başvurusu yapılacağını söylediğini belirterek, “Kayınpederime sordum, o da (otelin) itfaiye raporunun olduğunu, açılışta alındığını, olmazsa iş yerinin açılamayacağını söyledi. Ben de Kadir Özdemir’e raporumuzun olduğunu söyleyince o da ‘Var.’ dedi. ‘Öyleyse geri çekelim.’ dedim. Bundan sonraki sürecin ne olduğunu bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Olay günü 7’nci katta 727 numaralı odada eşi şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras ve çocuğuyla kaldığını, saat 03.32’de eşinin “Dışarıdan sesler geliyor.” demesiyle uyandığını belirten Aras, “O sırada telefonum titredi ama açmadım. Odanın kapısını açtım, karşıdan merdiven tarafından dumanlar geliyordu. O sırada eşime ‘Koş, kızı al yangın var.’ galiba dedim. Tekrar telefon titredi, arayan (otel çalışanı) İdris Erol’du, ‘Yangın var.’ dedi. Nerede olduğunu sorduğumda ‘4’üncü katta” cevabını verdi.” diye konuştu.
Aras, eşini beklerken kendisini otelde kalan ve yangında hayatını kaybeden Sözcü gazetesi yazarı Nedim Türkmen’in aradığını, ona hemen çıkmaları gerektiğini söylediğini aktararak, “1 dakika içinde eşim geldi, ağzımızı ve burnumuzu kapatarak ‘Yangın var.’ diye bağırarak koşarak indik. O sırada ne yaptığımızın farkında değildik. Önce 6’ncı kata indik. Orada bir çocuk gördük, çocuğu da eşim kaparak hep birlikte 5’inci kattan dışarı çıktık.” dedi.
Tekrar içeri girmek istediğini fakat dumandan giremediğini, gördüğü Zeki Yılmaz’a “Alarm neden çalmadı?” diye sorduğunu ve “Bilmiyorum.” cevabını aldığını anlatan Aras, söylediklerinin ve kimin nerede kaldığının kamera görüntüleriyle ortaya çıkacağını savundu.
Aras, otelin açık otopark kısmına bakan sundurmaya çıktığını, o sırada camda gördüğü kayınvalidesi şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül’ün “İyiyim.” demesinden sonra kurtarma çalışmalarına yardım ettiğini dile getirerek, “Yukarılara bağırmaya başladık, ‘İtfaiye geliyormuş lütfen atlamaya çalışmayın.’ diye. Çok üzücü bir olay oldu, bir kişi atladı. O sırada ben sinir krizi geçirdim.” ifadelerini kullandı.
Diğer sundurmaya çıktığını ve 6’ncı katta baldızı şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu’nun kaldığı odanın camının kırık olduğunu görünce içeriye girdiğini anlatan Aras, “Odada kimse yoktu. Odaya girme sebebim diğer odalara ulaşma çabasıydı. Koridordan duman geldiği için odadan çıkamadım. Sonra aşağıya indik.” diye konuştu.
Aras, itfaiye ekiplerine binanın yapısını anlatmaya çalıştığını, kamera kayıtlarının nerede olduğunu bildiğini söylediğini ve kurtarılan görüntülerin bunlar olduğunu dile getirerek, olay yerinden hiç ayrılmadığını savundu.
Üzerine atılı “olası kast” suçlamasını kabul etmediğini belirten Aras, “Böyle bir şeyi bilebilsem, aklımın ucundan geçse ne orada kalırım ne de eşimin, çocuğumun orada kalmasını kabul ederim.” dedi.
– “Arabamın çıkarıldığını cezaevinde öğrendim”
Aras, mahkeme başkanının “İtfaiye eri tutuksuz sanık İrfan Acar’ın tespit ettiği eksiklikler size bildirildi mi?” sorusuna, “Eksiklikleri bana otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer ve otel çalışanı İdris Erol bildirdi. Bu otelde herkes herkesin görevini biliyor. Şimdi herkes ‘genel müdür.’ diyor, bana kimse genel müdür demiyordu, kartvizitim bile yoktu.” cevabını verdi.
Mahkeme başkanının “Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras yönetimde bulundu mu, toplantılara katıldı mı, işleyişle ilgili kararlarda yer aldı mı?” sorusunu Aras, “Burası aile şirketi, Yönetim Kurulu Başkanı Halit Ergül. Ceyda ve Elif zaten İstanbul’da yaşıyor, sadece tatil zamanlarında gelirlerdi ki her tatil değil. Yönetim kurulu her zaman olmazdı çünkü yönetim kurulu işlevsiz bir kurul, orada kayınpederim ne derse o olur. Kayınvalidem şirket işlerine katılmazdı.” şeklinde cevapladı.
Aras, müşteki avukatının “Kültür ve Turizm Bakanlığının raporunda yangınla ilgili bir kusur bulunmaması, kayınpederinizin bakanlıkla olan ilişkilerinden mi yoksa bakanlık personelinin yetersizliğinden mi?” sorusu üzerine, “Demek ki denetimlerde yanlışlık var.” dedi.
Müşteki avukatının “Araçların otoparktan çıkarılması talimatını kim verdi?” sorusunu Aras, “Yangının başından hiçbir zaman ayrılmadım. Ne arabayı ne başka bir şeyi düşündüm. O an kendi aracımın çıkıp çıkmadığını bilmiyordum, çıkarıldığını cezaevinde öğrendim.” şeklinde yanıtladı.
Aras, başka müşteki avukatının “Etstur’la sözleşme ne zaman yenileniyordu, Mehmet Nuri Ersoy’u tanıyor musunuz, Grand Kartal Otel’de konakladı mı?” sorusuna, “Sözleşme her yıl başında yenilenirdi. Mehmet Nuri Ersoy’u bakan olarak tanırım, tanışmadım, karşılaşmadım, otelde kaldığına şahit olmadım.” cevabını verdi.
Sanık ve avukatının savunması sırasında müştekiler zaman zaman tepki gösterdi.
Bu arada duruşma bitiminde söz alan müşteki avukatı, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri tutuksuz sanıklar İbrahim Polat ile İsmail Karagöz’ün delil karartma şüphelerinin bulunduğunu belirterek, tutuklanmalarını talep etti.
Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, talebin reddine karar verilmesini istedi.
Sanıklar ve avukatları da tutuklama talebinin reddine karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, talebin celse sonunda değerlendirilmesini kararlaştırdı.
Dün ve bugün tutuklu ve tutuksuz 17 sanığın savunma yaptığı duruşma, sabah sanık savunmalarıyla devam edecek.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında otel müdürü savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü gününde otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katılıyor.
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ın savunma yaptı.
Yılmaz, 1999’dan beri Grand Kartal Otel’de çalıştığını belirterek, “Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu. Gerçek manada otelle ilgili karar alma, harcama yapma, işleyişle ilgili tasarrufta bulunma yetki ve sorumluluğum yoktur. Burası aile otelidir. Patronlar kararları kendi alır, kendi kontrol eder, bütün alınacak malzemeleri kendi belirler.” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca 16 Aralık 2024’te gerçekleştirilen denetimde sadece müşteri odalarına eşlik ettiğini anlatan Yılmaz, aynı gün yapılan itfaiye denetimini ve eksikliklerin tespit edilmesini, ayrıca raporun geri çekilmesini savcılıkta öğrendiğini savundu.
Yılmaz, maaş bordrosunda ön büro personeli yazdığını aktararak, kırık sandalyesini dahi değiştiremediğini, oteldeki eksiklikleri yaptırma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Sorumluluğu ve kusurunun olmadığını savunan Yılmaz, tahliyesi ve beraatini talep etti.
– “Yangında alarm sesi duyulmadı”
Sanık Yılmaz’ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Mahkeme başkanı ile müşteki ve sanık avukatların sorularını yanıtlayan Yılmaz, yangında 9’uncu kattaki 9050 numaralı odada olduğunu söyledi.
Telefon aramasıyla uyandığını dile getiren Yılmaz, “Yangında alarm sesi duyulmadı. Resepsiyonda dedektörleri kontrol eden panel vardı, en son çalışıyordu. Kısa zamanda yangın tatbikatı yapılmadı. Otelde yangın tüpü var, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yok. Yangın kontrol panelinin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Resepsiyon görevlilerine yangın eğitimi verilmedi diye biliyorum. Yangın raporuyla ilgili bilgim yoktur.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras’ın yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını bilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Hacıbekiroğlu ve Aras bazen tatillerde gelirdi. Emir ve talimatları otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’tan alırdık. Merdivenden 9’uncu kattan 4’üncü kata yürüyerek indim. Elektrik o anda kesilmedi, ne zaman kesildiğini bilmiyorum. Dördüncü kata indim, mutfak bölgesine girmeye çalıştım ama duman vardı giremedim. Tekrar 5’inci kata çıkmak istedim ama dumandan çıkamadım. Üçüncü kata indim, burada ‘Yangın var.’ diye bağırdım, yangın ziline bastım ama alarm çalışmadı. Yangının boyutunu bilemediğim için resepsiyon görevlisine müşterileri uyandırın demedim.”
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in “Resepsiyondaki görevli seni aradığı anda ‘Misafirlere haber ver, odaları boşaltsınlar.’ deseydin can kaybı yaşanır mıydı?” sorusunu Yılmaz, “O esnada onu düşünemedim. Can kaybı yaşanır mıydı yaşanmaz mıydı bilemiyorum.” şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti, “olası kastla öldürme” ile “olası kastla kasten yaralama” suçundan yargılanan sanık Yılmaz’a “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamalarına yönelik ek savunma hakkı verdi.
Duruşma, şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu’nun savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
Grand Kartal Otel yangını davasında şirketin yönetim kurulu üyesi Hacıbekiroğlu savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada, otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı ve şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın üçüncü gündeki duruşmasında savunma yapan Hacıbekiroğlu, otelin 6’ncı katında yardımcısı ve 2 çocuğuyla kaldığını, bağrış seslerine uyandığını anlattı.
İlk önce eğlence seslerinin geldiğini düşündüğünü belirten Hacıbekiroğlu, “Yardımcım beni uyandırdı. Annemi aradım, camı açıp sundurmaya çıkıp kaçmamı söyledi, bu sırada duman geliyordu. Camı açamadım çünkü çocuk kilidi vardı. Tahta çekiçle vurmaya başladım, ilk camı kırdım ama ikinci camı kıramadım. Sundurmada başka bir müşteri vardı, kendi ailesini kurtarmaya çalışıyordu, onun camı kırmasıyla önce çocuklarımı verdim, sonra kendim çıktım.” diye konuştu.
Hacıbekiroğlu, araçların garajdan çıkarıldığı iddiasına ilişkin, “AFAD ya da itfaiye hangisini olduğunu bilmiyorum, yangının garaja sıçraması durumunda patlama olabileceğini ve garajın boşaltılması gerektiğini söylediğini kayak hocası bana iletti.” dedi.
Eşinin geldiğini, kendisini, ablasını ve çocukları alarak Bolu’ya götürdüğünü belirten Hacıbekiroğlu, “Otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla tatil yapmak için oraya gittim. Böyle bir trajedinin yaşanması beni derinden üzüyor. Şirkette 5 kişinin bulundurulması zorunluluğu dolayısıyla babam, avukatın yönlendirmesiyle ablamı, beni ve bir kuzenimizi yönetime almış. Hiçbir görevimiz, yetkimiz ve sorumluluğumuz yoktur.” açıklamasında bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı’nın, “Ne zaman otele geliyordunuz?” sorusuna, İstanbul’da yaşadığını ve sadece tatil zamanlarında geldiği, “İş ve işlem yapma yetkisi kimdedir, çalışanlar kimden talimat alır?” sorusuna “Babam” cevaplarını veren Hacıbekiroğlu, “Yangın eksikliklerinden ve başvuru belgesinin iptalinden haberiniz var mı?” sorusunu “Hayır” olarak yanıtladı.
Hacıbekiroğlu, “Yangın uyarı cihazlarının kapatılıp kapatılmadığını ve resepsiyon görevlisine eğitim verilip verilmediğini biliyor musunuz?” sorusuna “Bilmiyorum.”, “Emine Murtezaoğlu Ergül ve Elif Aras yönetimde midir?” sorusuna “Değildir.”, “İmza, talimat verme yetkiniz var mı?” sorusuna “Hayır.” cevabını verdi.
– “Huzur hakkı almıyordum. Maaş değil, harçlık gibi diyeyim. Babam ne gönderirse. 70-90 arası”
Savunmasının ardından çapraz sorguda müşteki avukatlarının kendisine yönelttiği soruları yanıtlayan Hacıbekiroğlu, kaç yönetim kurulu toplantısına katıldığı yönündeki soruya ilişkin, “Bilmiyorum. Toplantı olduğunda avukata vekalet veriyordum. Ne zaman ne şekilde yapıldığını bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Hacıbekiroğlu, tahsil durumu ve yönetim kurulundaki görevine ilişkin soruda, “İsviçre’de turizm okudum. Hissedar nedir, yönetim kurulu üyesi nedir, bunların görevi nedir bilmiyorum.” açıklamasında bulundu.
“Huzur hakkı almıyordum. Maaş gibi değil, harçlık gibi diyeyim. Babam ne gönderirse. 70-90 arası.” diyen Hacıbekiroğlu, bir soruya, “Aile şirketi olduğunu için babam ‘Bu imzalanacak.’ der ve imzalarım.” cevabını verdi. Bunun üzerine, “O zaman karar defterindeki imzalar size ait?” şeklindeki sorunun yöneltilmesine karşılık Hacıbekiroğlu, “Karar defterinin ne olduğunu bilmiyorum.” iddiasında bulundu.
Odadan dışarı kapı yerine neden pencereden çıktıklarının sorulması üzerine Hacıbekiroğlu, “Dumanın odaya girdiğini gördüğümde annemi aradım. Annem dumanı görmüş. Annem sakın kapıyı açma, havlu ıslatıp kapının altına koy dedi. O yüzden kapıyı açmadım.” şeklinde cevap verdi.
Hacıbekiroğlu, kapının altına havlu koymak zorunda kalmasa halı kaplı yangın merdivenine yönelip yönelmeyeceğinin sorulması üzerine “Annemi aradığımda yangın merdivenine gitmemi söyleseydi giderdim.” dedi.
Duruşma, Hacıbekiroğlu’nun ardından otel sahibi Halit Ergül’ün diğer kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras’ın savunmasıyla sürüyor.
10 Temmuz 2025 İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, Bolu’daki otel yangını davasının duruşmasına katıldı
BOLU (AA) – İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Bolu Kartalkaya’daki yangın davasına ilişkin, “Hem duruşma sürecinden anlaşıldığı hem de ifadelerden ortaya çıktığı gibi yerine getirilmemiş birtakım sorumluluklarla karşı karşıyayız. Aslında sorumluluklar yerine getirilmemiş demek bile doğru değil, büyük sorumsuzlukla karşı karşıyayız.” dedi.
Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan, 78 kişinin öldüğü, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin davanın dördüncü gün duruşmasına katılan Dervişoğlu, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, müştekilerin acılarını paylaştığını belirterek, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
TBMM’de konunun her zaman takipçisi olduklarını dile getiren Dervişoğlu, “Konuyla ilgili kurulan komisyonda görevli arkadaşımız Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz’u hem süre boyunca vazifelendirdik hem de buradaki davanın takibi noktasında kendisinin görevlendirilmesini temin ettik. O da üzerine düşen sorumluluğun bütün icaplarını yerine getiriyor, kendisine çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Dervişoğlu, “(Yangın) İhmaller zincirinden kaynaklanmış bir faciadır.” diyerek şöyle devam etti:
“Dolayısıyla çok yönlü ele alınması icap eden bir husus. Konunun bir tarafında İl Özel İdaresi, diğer tarafında belediye, bir diğer tarafında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, diğer tarafında da Kültür ve Turizm Bakanlığı var. Hem duruşma sürecinden anlaşıldığı hem de ifadelerden ortaya çıktığı gibi yerine getirilmemiş birtakım sorumluluklarla karşı karşıyayız. Aslında sorumluluklar yerine getirilmemiş demek bile doğru değil, büyük bir sorumsuzlukla karşı karşıyayız. Herkes bugün burada yargılanıyor ama gerek raporlardan gerek ifadelerden anlaşıldığı üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, kendileriyle ilgili soruşturma izni verilmediği için adalet huzuruna çıkarılmıyorlar.”
Yargılamanın son derece şeffaf şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Yargılama sonucunda verilecek kararın da sadece kayıplarımızın ailelerinin gönüllerini ferahlatmakla yetinilmeden bir daha böyle olayların yaşanmasını engelleyecek nitelikte bir karar olması lazım.” dedi.
Dervişoğlu, böyle tarihi bir günde, daha önce olduğu gibi bugün de acılarını paylaştıkları vatandaşlarla dayanışma içinde olmak için burada bulunduklarını belirterek, “(Dava süreci) Sonuna kadar takipçisi olacağız. Suçlular mutlaka cezalandırılmalı. Altını çizerek söylüyorum; böyle olaylar yaşanmamalı, kimse kimseyi himaye edememeli, gönüllerdeki yangın hiç olmazsa söndürülmelidir.” ifadesini kullandı.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında otel sahibi savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın dördüncü gününde otel sahibi Halit Ergül, savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Halit Ergül, Grand Kartal Turizm AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu söyledi.
Ergül, şirket bünyesinde 6 iş yerinin olduğunu aktararak, “Grand Kartal Otel, Gazelle Resort Otel, Han Restoran, Macera Parkı, Gölcük Restoran, güneş enerji santrali. Yangın gecesi Gazelle Otel’deydim. İlk ifademle çelişiyor olabilirse de zaman farkını bilemediğim için eşim saat 03.00-03.30 arası aradı, ‘Halit çok kötü yanıyoruz.’ dedi. Hemen giyindim, süratle yola çıktım. Yolda 112’yi aradım, ‘Haber verdiler, gidiyoruz.’ dediler. Mehmet Güner aradı, durumu sordu, yolda olduğumu söyledim. 15 kilometre kala Kartalkaya görünüyor. Baktım, kızıllık var, ‘Eyvah.’ dedim. Otele vardım ki her tarafı zaten sarmış, felaket durumdaydı.” diye konuştu.
Yolun 45 dakika-1 saat sürdüğünü belirten Ergül, “Otele vardım, çok az sonra da itfaiyeler peş peşe gelmeye başladı. İçeri girecek oldum, girilecek gibi değildi binanın içi, geri çekildim. Biraz sonra itfaiyeciler çoğaldı, o arada personel merdivenlerle indirebildiklerini indiriyorlardı.” dedi.
Ergül, bir kişinin hayatını kaybettiğini söylediklerini dile getirerek, “Ondan sonra yıkıldım orada. Serseri mayın gibi dolaşırken forkliftle kepçeci geldi. İtfaiyecinin yanaşacağı yerde misafir araçları vardı, pahalı cipler vardı. Kepçeye artık pahalı mahalı kaldırın diye elimle işaret yaptım. Kepçe, arabaları alıp itfaiyeye yol açtı. Yangından haberim bu şekilde.” ifadelerini kullandı.
Damadı ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’ı aradığını anlatan Ergül, “Üstü başı is içindeydi. Zeki’yi (otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz) gördüm, orada uğraşıyordu. İtfaiye ve AFAD’cılar uzaklaştırdılar, kendileri müdahale etti.” dedi.
Ergül, bir süre sonra Kartalkaya’daki karakola çağrıldığını aktararak, “Sonra Bolu’ya geldik. Yangın, ‘şov bölümü’nde aşçılar yapmaması gereken bir şeyi yaptılar, herhalde oradan çıkmıştır diye düşündüm. Yine de yanılmamışım, 300 personelden birinin hatasını bugün burada hepimiz çekiyoruz.” diye konuştu.
Bilirkişi raporunda yangının gazın kontrol edilmesi durumunda kendi kendine bile sönebileceğinin yazıldığını iddia eden Ergül, “Daha sonra avukatların dediğine göre Aygaz’da sözleşmemiz varmış. Aygaz’ın senede 2 kez denetim yapması gerekiyormuş ama böyle bir denetim yapan olmamış.” dedi.
– “Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım”
Ergül, personelin birçoğunun, “Aman bana sıçramasın.” diye Gazelle Otel’de çalıştığını söylediğini savunarak, iş güvenliği ve denetim işleriyle muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’in ilgilendiğini anlattı.
Sanık Özdemir’in kendisi için “İş sağlığı ve güvenliği tutmaya gerek yok.” dediği şeklinde ifade verdiğini hatırlatan Ergül, öyle bir şey demediğini savundu.
Ergül, Özdemir’in Kartalkaya’ya ayda bir gittiğini aktararak, “Hatta bana ‘Araba eskidi, Kartalkaya’ya giderken zor oluyor.’ dedi. Ben de ona 4×4 araba aldım rahat rahat gitsin diye.” dedi.
İtfaiye raporuna değinen Ergül, şöyle devam etti:
“Aşağıdaki inşaattayken Emir bana telefon açtı, eksik şeyleri okudu. Listeyi okurken, ‘Kadir yanlış bir müracaat yapmış ama geri çekebilirmiş.’ dedi. ‘Anormal bir şey değilse çeksin ama yapabileceklerinizi yapalım.’ dedim ben de. Bir de bizim zaten 2007’de alınmış güncel raporumuz var.
Bütün tesislerin girişinde ‘Bu tesis Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetleniyor’ diye yazı vardır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleniyoruz. Biz kendimizi güvencede hissediyoruz. Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım. Kendi torunlarımı da orada yatırıyordum. 12’nci katta özel misafirler değil, kimse kalmıyordu hatta 11’inci kata asansör çıkmaz. Oranın kameralarını izlersek müşteri girip çıkmadığını görebiliriz. Oranın boş olduğunu Zeki Bey de söyledi.”
– “Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim”
Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlayan Ergül, “Emir Aras, bana sormadan bir şey yapmaz. Kadir Özdemir muhasebe müdürüdür ama bayağı yetkilidir, alışları yapar. Büyük alış olursa benim onayımı alır. Cemal (otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer) ve Mehmet (muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun), Kadir’i temsilen Kartalkaya’da durur.” dedi.
Ergül, iki yıl öncesine kadar kendi elektrikçilerinin olduğunu, teknik personel sanıklar Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü’nün iki otelin de elektrik işlerini yaptığını aktararak, “Hüseyin emekli olunca Emir, ‘Bu yetişmiş adamdır, kaybetmeyelim lazım olur.’ dedi. Bunun üzerine Hüseyin’i aldık. Gazelle’de duruyordu, çok nadir Kartalkaya’ya çıkardı.” diye konuştu.
Teknik personel şefi tutuklu sanık Tahsin Pekcan’ın Grand Kartal Otel’de değil, Gazelle Otel’de görev yaptığını aktaran Ergül, “Zeki Yılmaz müdürdür ama çok yetkisi yoktur, genelde rezervasyonlara bakar, misafirleri gezdirir. Cemal Özer de sıradan eleman. Zeki Yılmaz, Mehmet Salun ve Kadir Özdemir’in imza yetkisi yok. Yangın vanalarının kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetmenleri geldiği zaman Emir, duman dedektörlerine, her şeye baktıklarını söyledi. Ben de ‘Daha iyi.’ dedim, onları çalışıyor sanıyordum. Elektrik tesisatında bir değişiklik olsaydı Hüseyin Bey’in haberi olurdu.” savunmasında bulundu.
Ergül, “Yangın eğitimi verilip verilmediğinden haberiniz var mı?” sorusuna “Burada öğrendim, yokmuş. Gaz bağlantı borusunda değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, olsa Hüseyin Özer’in haberi olurdu.” dedi.
“Şov alanını denetleyen biri var mı?” sorusuna Ergül, “Oranın komple denetimi aşçıbaşı Reşat Bölük’e aittir hatta dün akşamki konuşmalarda ‘Saat 00.00-00.30 gibi açarım saat 04.00’te kapatırım.’ dedi. Tam tersine saat 04.00-05.00’te açması lazım. O saatlerde neden açılıyor anlamadım.” yanıtını verdi.
Ergül, yangın müdahale ekibi ve yangın tatbikatıyla ilgili soruları, “Burada gördüm böyle bir şeyi (Yangın müdahale ekibi). Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim. Yangın tüpü her katta vardı. Duman dedektörü vardı, sıkıntı yoktu. Olsaydı zaten Kültür ve Turizm Bakanlığından bize denetime geldiklerinde söylerlerdi. Bize süre verirler, tamamlamazsak oteli kapatırlardı.” şeklinde cevapladı.
Resepsiyonda yangın alarm sisteminin çalışıp çalışmadığından haberi olup olmadığı sorulan Ergül, “Cezaevine girdiğimizde Hüseyin olduğunu söyledi.” dedi.
Ergül, yangın raporuyla ilgili denetimden bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine, “Emir’in bana söylediğiyle var. Emir bana 7-8 kalem bir şey okudu. ‘Kadir, yanlış müracaat yapmış, bunlar bize eksik olarak çıkmış, geri çekebilirmiş.’ dedi. Ben de ‘Yasal mı geri çekmesi, bize sorun çıkarmasın.’ dedim. ‘Yasalmış.’ dedi. Ben de ‘Tamam o zaman ama yapabildiklerimizi yapalım.’ dedim.” yanıtını verdi.
Bir soruya karşı sanık Emir Aras’ın genelde bilgisayar işleri, fiyat araştırması, kampanya yaptığını, sık sık da İstanbul’a gittiğini aktaran Ergül, Kadir Özdemir’in ödeme yetkisinin bulunduğunu kaydetti.
Ergül, Mahkeme Başkanı’nın, “Kadir Özdemir beyanında iş sağlığı ve güvenliği uzmanı gerektiğini söylemiş, siz de ‘Gerek yok.’ cevabını vermişsiniz.” demesi üzerine, “Ben öyle bir şey demedim.” dedi.
Denetimlerin takibinin kim tarafından yapıldığı sorulan Ergül, “Kadir Özdemir” cevabını verdi.
Ergül, eşinin oteldeki konumuna ilişkin soruyu, “Eşim oteldeki hiçbir şeye karışmazdı. Onlar genelde İstanbul’da otururdu. İstanbul’daki evimiz kentsel dönüşümden yıkıldı ama gidince kızlarımız da kalıyordu.” diye yanıtladı.
Kızları ve şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’na huzur hakkı verilip verilmediği sorulan Ergül, “Hiçbir şeye karışmazlardı. Ben kendim karar verir, kendim yapardım. Huzur hakkı geçen sene vermeye başladık. Mali müşavir kontrolünde herkesin payı oranında belli zamanlarda büyük meblağlar ödeniyordu.” cevabını verdi.
Ergül, “Personele müşterileri uyandırmayın diye bir talimat verilip verilmediğinden haberiniz var mı?” sorusunu, “Duymadım, böyle bir şey olacağını da sanmıyorum.” şeklinde yanıtladı.
Bir soruya karşı Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığı hemen hemen her sene denetime gelirdi. Zeki Bey veya muhasebe birimiyle denetlerlerdi. Bu sene Gazelle’de kaldı denetmenler. Denetçileri Grand Kartal Otel’e (tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü) Ahmet Demir götürdü.” dedi.
Ergül, “Yangın ikaz kapalı mıydı, bilginiz var mıydı?” sorusuna, “Hüseyin Özer’le konuştuğumuzda çalışıyor olduğunu söylemişti.” cevabını verdi.
Bir soruya karşılık Ergül, “Grill plate (elektrikli pişirme cihazı) bildiğim kadarıyla uzun süredir değişmedi. Zaten servis geliyordu bakıma. Değişmesi gerekseydi söylerlerdi.” dedi.
Ergül, “Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin sözleşmesinden haberiniz var mı?” sorusu üzerine, “Vardı, Emir ilgileniyordu. Yangın raporu başvurusundan haberim yoktu.” dedi.
Daha sonra cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlayan Ergül, “LPG projesi daha önceden kayınpederim zamanında yapıldı. 2005’te yapılmış. Ben 2007’de devraldım. 2007’den sonra tesisatın yerinde herhangi bir değişiklik yapılmadı.” ifadelerini kullandı.
“İlgili müdürler size personelin yangın güvenliği eğitimi alması gerektiği teklifiyle geldiler mi?” sorusunu Ergül, “Gelmediler. Gelseydi kesinlikle ‘Hemen yapın.’ derdim.” şeklinde cevapladı.
Duruşma, verilen aranın ardından sanığın çapraz sorgusuyla devam ediyor.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında otel sahibinin çapraz sorgusu yapıldı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın dördüncü gününde otel sahibi Halit Ergül’ün çapraz sorgusu yapıldı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada tutuklu sanık Halit Ergül, savunmasının ardından müşteki avukatlarının sorularını yanıtladı.
Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığının aralıktaki denetimine katılan iki personelin Gazelle Otel’de kaldığına dair fatura kestiniz mi, ücret tahsil ettiniz mi?” sorusuna, “Bilemiyorum.” cevabını verdi.
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının zorunlu hale getirdiği sprinkleri (yangın söndürme sistemi) neden kurmadınız?” sorusunu Ergül, “Denetimlerde normal çıktığımız için bilmiyorum. Bizden sonra 1500 otel mühürlendi. Keşke bizi de 15 gün mühürleselerdi bu olay yaşanmasaydı.” şeklinde yanıtladı.
Otele kesilen cezalara ilişkin soru üzerine Ergül, “Büyük bir ceza yemedik ama müşteri şikayetleriyle ilgili cüzi miktar ceza yedik.” ifadesini kullandı.
Ergül, “Yönetimde üst gözetim görevinizi devrettiniz mi?” sorusuna, “Hayır devretmedim, öyle bir şey olmadı. Bana gelirler ‘Ne gerekiyorsa yapın.’ derdim.” cevabını verdi.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansında görevi olup olmadığı sorulan Ergül, “Vardı, seçimle geldim.” dedi.
“Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimleriyle ilgili bir yetkiliyle irtibatınız var mıydı?” sorusunu, “Yoktu.” olarak cevaplayan Ergül, “Bakanlık denetçilerini ücretsiz misafir ettiniz mi?” sorusuna da “Hayır, etmedik.” yanıtını verdi.
Ergül, “Yangın kontrol paneli yangından sonra sökülmüş, bu konuda talimatınız var mı?” sorusunu, “Ben ve personelimle alakası olmadığı belli çünkü biz otele yangından sonra girmedik. Bizden önce jandarma girdi, biraz daha bakılsa jandarma kriminalin söküp çıkarttığı ortaya çıkar.” şeklinde cevapladı.
Sanık Ergül, “Bizce yangına ilişkin kusurunuz var, kasten bir durum var. Hiç pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusuna cevap vermek istemediğini söyledi.
“Pişman mısınız? Pişman olduğunuzu, özür dilediğinizi duymadık.” denilmesi üzerine “Uyumuyorum ben.” diyen Ergül, “Kusurunuz var mı?” sorusuna, “Benim kusurum falan yok.” cevabını verdi.
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in, “Müşterilerin bir an önce kurtarılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?” sorusuna, “Düşünemedim.” diyen Ergül, “Arabaların satılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?” sorusunu, “Öyle bir şey yok. Bir aracın bile satıldığı ispat edilirse başım üstüne.” şeklinde yanıtladı.
Gültekin’in soru sorduğu sırada müdafi avukatının araya girmesiyle sanık yakınları, müştekiler ve avukatlar arasında tartışma çıktı.
Birbirlerinin üzerine yürümek isteyen tarafları, güvenlik güçleri arayarak girerek engelledi.
Güvenlik güçleri, taraflar arasında güvenlik koridoru oluştururken duruşma salonu boşaltıldı.
Duruşmaya yarın sabaha kadar ara verildi.
11 Temmuz 2025 Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında dördüncü gün tamamlandı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otel sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada dördüncü gün tamamlandı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada, otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül’ün çapraz sorgusu sırasında taraflar arasında çıkan tartışma üzerine sabaha kadar ara verilen duruşma çıkışında yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin gazetecilere açıklama yaptı.
Gültekin, çok vahim bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi.
Sanık Ergül’ün ifadelerine göre Grand Kartal Otel’e denetim için gelen elemanların şirketin diğer otelinde kaldığını belirten Gültekin, “Etik pozisyona bakın. Halit Bey’in otelini denetlemeye geliyorlar Grand Kartal’ı ama gelip Gazelle’de kalıyorlar. Muhtemelen ücretsiz kalıyorlar. Ücretli kalsalar bile çok ciddi indirim alıyorlar. Şimdi nereden başlayayım?” diye konuştu.
Gültekin, bu meselenin bile tek başına nasıl bir organize suç örgütüyle karşı karşıya kaldıklarının delili olduğunu söyleyerek, “Sanık vekilleri, baştan beri Halit Bey’in vekili, her soru soran meslektaşımıza müdahale etti. Mahkeme reisinden çok nazik şekilde buna engel olmasını arzu ettim. Söyledim. Netice itibarıyla hadise aynı şekilde devam etti.” ifadesini kullandı.
Diğer meslektaşlarının sabır gösterdiğini dile getiren Gültekin, şöyle devam etti:
“35 yıllık avukatım, hukuku ve usulü biliyorum. Yargılamanın suhulet içinde geçmesine gayret ediyorum ama şöyle bir mazeret olabilir mi, ‘Halit bey uykusuzmuş, ifadesi bugün alınmasın’ talebiyle geldi. Bugün 170’inci gün. Ben, tüm ailem 170 gündür uykusuzuz. Muhtemel ki yaşadığımız sürece biz uykusuz kalacağız. Önce Halit Bey, benim olmadığım zaman-biraz geç gittim, özellikle sinirim kaldırmadı şu dönemde-müşteki vekili arkadaşlar soru sormuş, onlara hakaret etmiş. Onlara hakaretini duyduğu özürden anlıyorum.”
– “3 yıldır koskoca otelin iş sağlığı güvenliği uzmanı yok”
Mahkemenin suhulet içinde çok zor bir davayı usulüne uygun yürütmeye çalıştığını vurgulayan Gültekin, “Yardımcı olmamız lazım. Biz müşteki vekilleri buna azami gayret sarf ediyoruz.” dedi.
Gültekin, adaletin yerini bulacağına hala inandığını belirterek, “İşte o otellerde kalan, denetim görevini yapmayan işbirlikçi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin bu davaya dahil edilmesi de Türkiye açısından önemli olan. 3 yıldır koskoca otelin iş sağlığı güvenliği uzmanı yok.” diye konuştu.
Kamuoyundan bu konuyu unutmamasını isteyen Gültekin, “Burada göz göre göre 78 can cinayete kurban gitmiştir. Faillerin bir bölümü dışarıdadır. Şu an yatlarda, katlarda gezmektedirler ama devletin elinin onlara uzanacağına olan inancım tamdır. Bu inancı korumak istiyorum. Şimdi ben sükunetle, suhuletle bu meselenin çözülmesini bekliyorum.” ifadesini kullandı.
Gültekin, bir muhabirin duruşma salonunda neler yaşandığını sorması üzerine şunları kaydetti:
“Bir görevim de bu acılı aileleri teskin etmek. Sağ olsunlar sözlerime kıymet veriyorlar. Yargılamanın suhulet içinde olmasıyla ilgili hepsinden yine rica ettim. Teskin ettim kendilerini. Şimdi bu arada esas olayı alevlendiren, Halit Bey’in damadı Emir Aras, ‘Yeter lan.’ falan diye bağırmış herhalde. Ben onu duymadım. Bir de (şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu) Ceyda’nın eşi herhalde dışarı çıkarken-ya bu nasıl bir yüzsüzlüktür-müştekilere saldırmış. Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var. Bunlardan hesabı soracağız.”
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında otel sahibinin çapraz sorgusu sürüyor
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı dava, beşinci gününde otel sahibi Halit Ergül’ün çapraz sorgusuyla devam ediyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada sanık Halit Ergül, müşteki avukatlarının sorularını cevapladı.
Soru üzerine Ergül, 30 yıldır turizm işinde olduğunu ve 2 otelinin bulunduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 16 Aralık 2024’teki denetiminde nerede olduğu sorulan Ergül, “Emir, ‘Baba bunlar burada her şeye bakıyorlar, sanki kusur arıyorlar.’ dedi. Bolu’daydım.” dedi.
Ergül’ün, “Denetlemede tutanak tutuldu mu?” sorusuna, “Tutulmuştur herhalde” cevabı üzerine avukatın, “Tutanak tarihi 22 Ocak 2025 olarak yazılmış. Odalarda duman dedektörünün olduğu yazılmış, duman dedektörü var mı?” sorusuna Ergül, “Uygun denildiği için kendimizi güvende hissettik, duman dedektörü var.” karşılığını verdi.
“Kültür ve Turizm Bakanlığının denetmenlerini neden ücretsiz ağırlıyorsunuz, şirinlik mi yapıyorsunuz?” sorusunu Ergül, “Hayır öyle bir şey yapmadım, fatura kesilip kesilmediğini bilmiyorum.” şeklinde cevapladı.
Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığı denetmenlerinden ücret almamanız normal mi?” sorusu üzerine, “Ücret almazsak kusurlarımızı yok mu gösterecekler?” dedi.
– “Güvenli olmadığını bilselerdi bizi mühürlerlerdi”
“Denetmenlerin Grand Kartal Otel’de kalma istememe sebebi otelin güvenli olmadığını bilmeleri miydi?” sorusuna Ergül, “Güvenli olmadığını bilselerdi bizi mühürlerlerdi.” cevabını verdi.
Ergül, “22 Ocak’tan sonra banka hesaplarında ciddi hareket olmuş, hesaplarda ihtiyati tedbir kararı aldırdığımız için 1 lira bile bulamadık,” beyanına karşı, “Otel kapandı, personel ödemeleri, tazminat ödemeleri yapıldı.” dedi.
“Kimseyi şikayet etmeyi düşündünüz mü, bunun sorumlusu sizce kim?” sorusunu Ergül, “Denetimi yapmayanlar.” şeklinde yanıtladı.
Ergül, “Bilirkişi raporunda yangının çıkış sebebi değil ama LPG konusu ölümlerin artmasının birinci sebebi olarak belirtiliyor.” beyanı üzerine, “Bilirkişi raporunda ‘LPG kontrol edilseydi yangın birkaç dakika içinde kendi kendine sönebilirdi.’ diyor. Biz onun eksiğini bilmiyorduk. Aygaz’la olan sözleşmede ‘Aygaz, yılda iki kez denetler.’ diyor. Yangınla ilgili eksiklik olursa gazı keser. Biz de tam zannettik.” diye konuştu.
“Aygaz’ın 2022’den beri gelmediğinin farkında mısınız, farkında olması gereken kim? sorularına, Ergül, “Hayır.” ve “Biz denetimlerden tam geçtik.” cevaplarını verdi.
Ergül, müşteki avukatının “bilirkişi raporunda yangın kontrol panelinin yerinde olmadığı ibaresini olduğu” beyanına, “Kriminalciler, birileri almış diye düşünüyorum.” şeklinde cevapladı.
“Sizin görevlerinizden en önemlisi denetlemek. Yangının başlamasına sebep olan ‘grill plate’ cihazındaki termostat bozuk muydu, denetim yaptınız mı, bilginiz var mı?” sorusunu Ergül, “Bilgi sahibi değilim, arkadaşlar bozuk olmadığını söyledi. Bozuk olsaydı gerekli işlem yapılırdı.” cevabını verdi.
Ergül, otele ait bir kafenin kiraya verilmesiyle ilgili soruya, kiralandığını bildiğini ama hangi işlemlerin gerçekleştirildiğini bilmediğini savundu.
Sanık Ergül, yönetici olarak oteli denetleyip denetlemediğinin sorulması üzerine, denetleme şeklinde değil de ara ara oteli dolaştığını kaydetti.
“Sprinkler (yağmur söndürme sistemi) ve itfaiyenin belirlediği eksiklikleri gidermenin bedeli ne kadar olurdu?” sorusuna Ergül, “Bilmiyorum ama çok fazla olmazdı.” yanıtında bulundu.
Ergül, “Grand Kartal Otel size Gazelle Otel kadar kazanç sağlamadığı için mi yatırımda bulunmadınız?” sorusuna, “Grand Kartal Otel’e yatırımda bulunmadık diye beyanım yoktur. Yatırım tutarı muhasebe kayıtlarından çıkar.” cevabını verdi.
Daha sonra sanık avukatlarının da sorularını cevaplayan Ergül, “Sürdürülebilir turizmle ilgili denetimi Bakanlık neden kendi yapmıyor da şirketleri akredite ediyor?” sorusu üzerine, “Sürdürülebilir turizm belgesi olduğundan gelen yabancı misafirlere güvenli imajı vermek için.” dedi.
Duruşma, verilen aranın ardından sanık Ergül’ün çapraz sorgusuyla devam edecek.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında otel sahibinin çapraz sorgusu tamamlandı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada, otel sahibi Halit Ergül’ün çapraz sorgusu sona erdi.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada sanık Halit Ergül, sanık avukatlarının sorularını cevapladı.
FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi’nin sürdürülebilirlik açısından diğer otellerini denetleyip denetlemediği sorulan Ergül, konu hakkında bilgisinin bulunmadığını, bunun, muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’in bileceği konu olduğunu söyledi.
Söz verilen Özdemir’in denetime kendisinin bakmadığını söylemesi üzerine kürsüye çağırılan Gazelle Otel Genel Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir, Gazelle Otel’in adı geçen şirket tarafından denetlenmediğini kaydetti.
Çapraz sorgusuna devam edilen Ergül, “Yağmurlama sistemini kim söyleseydi yapacaktınız?” sorusuna, “Kamu kurumlarından kim söylerse söylesin yapacaktım.” cevabını verdi.
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in “Damadınız itfaiye raporunun ardından sizi arayıp tespit edilen eksiklikleri söylüyor. Siz de ‘Biz bunları yaparsak otel sezona yetişmez.’ diyorsunuz. Bu doğru mu?” sorusunu Ergül, “Hayır.” diye cevapladı.
Ergül, soru üzerine belediyeyle görüşüp itfaiye raporunun geri çekilmesi için Gazelle Otel Genel Müdürü Demir’e talimat vermediğini savundu.
“Aşçıbaşının 2023 ve 2024’te verdiği listedeki eksiklikleri neden almadınız, grill plate’i (ızgara plakası cihazı) niye değiştirmediniz?” sorusuna karşılık Ergül, “Aşçıbaşı Reşat Bölük’ün listesindekilerin yüzde 70’ini karşıladık. Listede grill plate cihazı yoktu.” dedi.
Söz alan avukat Gültekin, “Gözümüzün önünde bir cinayet senaryosu işleniyor. Son 3 yıldır Etstur’un Gazelle Otel ya da Grand Kartal Otel’e ne kadar yolcu gönderdiğini ve bunlardan ne kadar komisyon alındığını sorar mısınız? Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın elemanları geliyorlar, şoför olarak genel müdür (Ahmet Demir) tahsis ediliyor. Şaka gibi. Yangınla ilgili bir kontrol söz konusu değil. Biz bu 78 canın üzerine oturacak mıyız, siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Ey katil şebekesinin başı, böyle mi düşünüyorsun?” beyanında bulundu.
Bu sırada çıkan tartışma üzerine mahkeme başkanı, duruşmaya ara verdi. Bu esnada bazı müştekiler, “Katil Halit” diye bağırarak tepki gösterdi.
Aranın ardından duruşmada, itfaiye eri tutuksuz sanık İrfan Acar’ın savunmasına geçildi. Savunmasının ardından mahkeme başkanın sorularını yanıtlarken baygınlık geçiren Acar’a, duruşma salonuna çağrılan sağlık personelince müdahale edildi. Kendine gelen Acar’ın çapraz sorgusuna başlandı.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal ve AK Parti Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez de duruşmayı bir süre izledikten sonra salondan ayrıldı.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında itfaiye personeli sanıklar savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davada, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın beşinci gününde Bolu Belediyesi itfaiye müdür vekili ve itfaiye eri savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada savunma yapan itfaiye eri tutuksuz sanık İrfan Acar, 2016’da Bolu Belediyesinde itfaiye eri olarak işe başladığını, 2020’den beri de görevlendirildiği ruhsat biriminde çalıştığını söyledi.
Grand Kartal Otel’de 16 Aralık 2024’te denetim gerçekleştirdiğini dile getiren Acar, otelin en üst katından en alt katına kadar yaptığı denetimde acil çıkışların ve ışıklı yönlendirmelerin yönetmeliğe uygun olmadığını, acil aydınlatmaların, elektrik uygunluk belgesinin, yağmurlama ile duman tahliye sisteminin olmadığını tespit ettiğini anlattı.
Acar, denetimin ardından tespit ettiği eksiklikleri müdürlüğe bildirdiğini belirterek, “Denetim dilekçesinin iptalini sonradan öğrendim. Yasal süre 15 gündür. Bir nüshasını kendimiz alır, bir nüshasını otele veririz.” dedi.
Sanık Acar, 28 Aralık’ta otel bünyesinde kiralanan kafeyi denetimine gittiğini aktararak, denetimde aranan şartlarda eksiklik görmediğini ifade etti.
Muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’le denetimden önce ve sonra farklı tarihlerde yaptığı telefon görüşmelerinin içeriği sorulan Acar, denetime giderken aradığını, diğer görüşmeleri hatırlamadığını savundu.
Mahkeme başkanı, 25 Aralık 2024 tarihli denetim iptal kararını okuyarak, bu tarz iptal kararlarının daha önce alınıp alınmadığını sordu.
Sanık Acar’ın soruya cevap verdiği sırada baygınlık geçirmesi üzerine duruşmaya ara verildi.
Sağlık ekiplerinin müdahalesi sonucu kendine gelen Acar, aranın ardından verdiği cevapta, “Daha önce buna benzer iptal örnekleri oldu.” dedi.
Cumhuriyet savcısının “Otelin bütününde yaptığın denetimde 8 eksiklik tespit ettin ama hemen bitişindeki kafeye uygunluk raporu verdin. Kafe için yapılan denetimde neden otelin tamamını tekrar denetlemedin?” sorusunu Acar, “Kafe otelden bağımsız olduğu için oteli denetlemedim.” diye yanıtladı.
Acar, “İptal dilekçesi verildiği için 15 gün sonra yapılması gereken ikinci denetime gitmediğinizi söylediniz. Size iptal dilekçesi verildiğini kim söyledi?” sorusuna, “Yazı işlerinden H. A. söyledi.” cevabını verdi.
– “Denetim dilekçesi iptal edildiği için rapor oluşmamıştır”
Bolu Belediyesi İtfaiye Müdür Vekili tutuklu sanık Kenan Coşkun da yangın felaketinde ekip arkadaşlarıyla 20 saat süren operasyon gerçekleştirdiklerini söyledi.
Dünyanın en büyük 6’ncı otel yangınını yönetmenin kolay olmadığını belirten Coşkun, yangında söndürme ve kurtarma işlemleri yapıldığını kaydetti.
Yangında pencerelere ulaşanları merdivenle kurtardıklarını, daha sonra bina içerisindeki arama tarama çalışmasında 4-5 kişiyi daha kurtardıklarını anlatan Coşkun, “Yangından düşen parçalar omzuma geldi. Üzerinden 6 ay geçmesine rağmen itfaiyenin müdahalesi noktasında tespit edilen hiçbir eksiklik bulunmamıştır. Bu bir tesadüf değil, disiplinli çalışmanın sonucudur.” diye konuştu.
Coşkun, hakkındaki suçlamaları reddederek, “Ömrünü itfaiyecilik mesleğine adamış itfaiyeci olarak bulunduğum noktaya tırnaklarımla kazıyarak geldim.” dedi.
Sanık Coşkun, “İrfan Acar’ın tespit ettiği eksiklikler bildirilmediği için sorumluluk tarafıma yüklendi. Denetim dilekçesi iptal edildiği için rapor oluşmamıştır. Olmayan rapor nedeniyle suçlama hukuki değildir. Bizim Özel İdare ve Kültür ve Turizm Bakanlığıyla ortak paylaşım sistemimiz bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Coşkun, denetim sürecine ilişkin bilgi vererek, şöyle devam etti:
“Denetimle ilgili başvurular yazı işlerine yapılır. Yazı işleri üzerinden itfaiye müdürlüğüne gelir. Program dahilinde denetim ve ruhsat birimi tarafından denetim yapılır. Denetim yapılan otelin merkez ilçe dışında olduğuyla ilgili bilgilendirme yapılmamıştır. İrfan Acar, denetim formunu işletme sahiplerine teslim ettiğini beyan etmiştir. Bu olayda 15 gün süre dolmadan iptal dilekçesi verildiği için süreç sonlandırılmış ve itfaiye raporu oluşmamıştır. Bundan dolayı önüme itfaiye raporu gelmemiştir.”
Anneannesinin vefatı nedeniyle 24-27 Aralık 2024’te yıllık izin kullandığını aktaran Coşkun, “İzinde olduğum tarihlerde vekil olarak İrfan Acar atanmıştır. İptal dilekçesini imzaya gönderildiğinde yıllık izinde olduğumdan müdürlük adına imzalayan İrfan Acar’dır.” dedi.
Coşkun, mahkeme başkanının “Yangın denetim dilekçesi iptal edilebilir mi?” sorusuna, “Evet edilebilir. İptal edildiği için rapor oluşmaz. Rapor oluşmadığı için başvuru yapan iş yeri açma ruhsatı alamaz ve iş yerini açamaz.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı bu cevap üzerine, “Siz yeni açılacak bir iş yeri için örnek verdiniz. Peki daha önce ruhsat alınmış bir işletme, denetim talep etmiş ve yapılan denetimde eksiklik tespit edilmişse bu iş yerinin dilekçesi iptal edilir mi?” sorusunu Coşkun, “Dilekçe kanuna göre alınır. Bunun örneğine bakmak, itfaiyeden istemek lazım.” şeklinde yanıtladı.
Daha sonra müşteki avukatlarının sorularını cevaplayan Coşkun, “İptal dilekçesi verilemeyen denetim için 15 günlük süre dolduğunda ne yaparsınız?” sorusuna şu cevabı verdi:
“İptal dilekçesi verilmeseydi, 15 gün sonra yaptığımız ikinci denetimde eksikliklerin giderilmediğini görseydik olumsuzluk raporu düzenleyip işletmeciye verecektik. Mevzuata göre bizim bunun dışında yapacağımız bir şey yoktur.”
“Mevcut sorunlar giderilmeden işletme faaliyetlerinin sürdürülmesi ve yangın tedbirleri açısından uygun raporu alınması mümkün mü?” sorusuna Coşkun, “Hayır. İtfaiye açısından mümkün değil.” cevabını verdi.
Bunun üzerine “Hangi yükümlülüğü yerine getirmemiştir?” sorusu üzerine Coşkun, “Cevaplarımın yönetmeliğe uygun olmasını istiyorum, o yüzden cevap vermiyorum.” dedi.
– “Talimat da almadım talimat da vermedim”
Coşkun, yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in “İrfan Acar’a hangi eksiklikler var diye sordunuz mu?” sorusuna “Hayır, sormadım.” cevabını verdi.
“Bunu görme ihtiyacı hissetmediniz mi?” sorusuna Coşkun’un “Buna cevap vermek istemiyorum.” yanıtı üzerine Gültekin, “Sen görme ihtiyacı hissetmediğin için evlatlarım, gelinim ve torunlarım vefat etti.” dedi.
Gültekin’in, “Allah rızası için soruyorum, size kim talimat verdi? İrfan Acar’ın tek başına bunu yapması mümkün değil. İrfan’a da soruyorum. Bolu Belediyesi’nden kim talimat verdi?” sorusunu Coşkun, “Talimat da almadım talimat da vermedim.” şeklinde yanıtladı.
Öte yandan bir sanık avukatının sanık Coşkun’a soru sorduğu esnada bazı müştekilerle avukatları tepki gösterdi, kısa süreli tartışma yaşandı.
12 Temmuz 2025
Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını davasında Bolu Belediye Başkan Yardımcısı savunma yaptı
BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın beşinci gününde Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener savunma yaptı.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Sedat Gülener, uzun yıllar belediyede çalıştığını, 2023 Ocak’ta Belediye Başkan Yardımcılığına getirildiğini, olaydan 6 ay önce itfaiyenin kendisine bağlandığını söyledi.
Gülener, itfaiyenin, oteldeki ve kiraya verilen yerdeki denetim sürecini anlatarak, “Ne yapılan denetimden ne dilekçeden ne bulunan eksiklikten haberim yoktu. Olması mümkün değil. Altımda idari birimler olduğu için onlar yönetiyordu.” diye konuştu.
Mücavir alan dışındaki turizm tesislerini denetleme yetkilerinin olmadığını, bunun talep üzerine gerçekleştirildiğini söyleyen Gülener, iptal işleminin de firma tarafından yapıldığını ifade etti.
İmza attığı için işlemleri rapor haline geldikten sonra görebildiğini belirten Gülener, 24 Aralık 2024’te iptal için başvuruyu da göremeyeceğini söyledi.
Gülener, bilirkişi raporunda kendisi hakkında risk analizi yapılmasının beklendiğini belirterek, “Ben bu denetim formlarının hiçbirini görmem. Görmediğim için de risk analizi yapmam.” dedi.
Belge iptalinin talep üzerine olduğunu dile getiren Gülener, “Resen bir iptal olmamıştır. İptal yazışmasını ekrana düştüğünde fark edebilirim. İlk gördüğüm yer orasıdır. Öncesinde kimseye yönlendirme yapmam ve bilgi vermem mümkün değildir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, tutukluluğumun sonlandırılmasını istiyorum.” ifadesini kullandı.
Gülener, mahkeme başkanının, bilirkişi raporundaki belediye yetkililerinin tespit ettikleri eksiklikleri kayıt altına alma, bildirme, haber vermesiyle ilgili kısmı okuyarak sorduğu soru üzerine, “Müdürlük tarafımıza bağlandığında ilgili yönetmelikleri okuyoruz ama ne kadar aklımızda kalıyor anca olaydan sonra tekrar bakınca idrak edebiliyoruz. İl Özel İdaresi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak sistemimiz yok. Paylaşılabilir kelimesi, emir telakki etmiyor.” dedi.
Mahkeme başkanının, bir tanığın “(İtfaiye müdür vekili tutuklu sanık) Kenan Coşkun ve Sedat Gülener’in itfaiye odasında bir evrak yaktığı ve kamera görüntülerini de silmeye çalıştığı” iddiasına ilişkin sorusuna Gülener, “Olay gününden bahsediyorsa o gece İzmir’de görevliydim.” cevabını verdi.
Gazelle Otel Genel Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir ile görüşüp görüşmediği sorulan Gülener, “Ahmet Demir hatırladığım kadarıyla itfaiyeyle alakalı bir evrakı olduğunu söyledi. ‘Konuları bilmem itfaiye ile görüşürseniz size yardımcı olur.’ diye cevap verdim.” ifadesini kullandı.
Gülener, hangi birimlerin kendisine bağlı olduğu sorusuna, insan kaynakları, destek hizmetleri, itfaiye müdürlükleri ile AFAD’ın bağlı olduğunu söyledi.
“Ahmet Demir ile dilekçenin iptali konusunda görüştünüz mü?” sorusu üzerine Gülener, “Ne Ahmet Demir ile ne kendi personelimle konuşmadım. Teknik konu olduğu için ben o an dilekçenin iptal edilebileceğini bilmem.” dedi.
“Ahmet Demir, ‘Evrakı hızlandırabilir miyiz?’ dedi mi?’ sorusuna, “Hayır” cevabını veren Gülener, “Konuyu öğrenelim yardımcı oluruz?’ dediniz mi?” sorusuna, “O, 30 Aralık’ta yapılan arama.” yanıtını verdi.
Gülener, “(Muhasebe müdürü tutuklu sanık) Kadir Özdemir’i tanıyor musunuz?” sorusunu, “Tanımıyorum. Ahmet Demir harici kimseyi tanımıyorum, onunla da hiçbir samimiyetim yok.” şeklinde yanıtladı.
Mahkeme başkanının HTS kayıtlarını okuyarak, “Ahmet Demir ile Kenan Coşkun arasında irtibatı sen mi sağladın?” diye sorması üzerine Gülener, “Hayır, evrakla alakalı bir bilgim yok, ‘İtfaiyeyle görüşün.’ dedim.” beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, benzer iptal kararlarının olup olmadığını sorduğu Gülener, “Hatırlamıyorum ama diğer müdürlüklerden gelir, itfaiyeden böyle bir şey geldiğini hatırlamıyorum.” dedi.
Daha sonra bir müşteki avukatının “(İtfaiye eri tutuksuz sanık) İrfan Acar’ın müdürlüğe vekaleten atamasını siz mi yaptınız?” sorusuna, “Evet, ben yaptım. İnsan kaynakları üzerinden geldi.” cevabını veren Gülener, “İrfan Acar’ın tespitlerinden haberdar mıydınız?” sorusuna karşılık “Hayır.” dedi.
Gülener, “Bunu düzeltin diyen, size talimat veren, telkinde bulunan, tavsiyede bulunan üst düzey belediye görevlisi oldu mu?” sorusuna “Olmadı.” cevabını verdi.
Sanık avukatının, “Kadir Özdemir ile dilekçenin iptaline ilişkin temasınız oldu mu?” sorusu üzerine Gülener, “Hayır, bende telefonu da yok.” dedi.
Söz alan müşteki avukatları, İrfan Acar ile Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri tutuksuz sanıklar İbrahim Polat ile İsmail Karagöz’ün tutuklanmalarını talep ederken, sanık avukatları duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılmayı talep etti.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, taleplerin reddine karar verilmesini istedi.
Sanıklar ve avukatları da tutuklama talebinin reddine karar verilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, SEGBİS talebinin reddine, tutuklama taleplerinin celse sonunda değerlendirilmesine karar verdi.
5 gündür devam eden yargılamada 32 sanığın savunması tamamlanırken, duruşmaya sabaha kadar ara verildi.