Türkiye turizmi bu krizi nasıl aşar?

Last Updated on 2 Mart 2022 by Yaşar Çelik

Son yıllarda yaşanan krizlerden en büyüğü ve Türkiye Turizm Tarihi’nin en büyük krizi, Rus uçağının düşürülme krizidir. Son olarak Ukrayna-Rusya çatışmasının belirsizlik süreci yeni bir kriz kapıda mı sorusunu gündeme getirmiştir. Uçuşlar açık olduğu müddetçe Rusya’dan ve diğer Rus kökenli devletlerden turist gelmesi beklenmektedir. 

Bu yazı turizmci Teoman Toraman‘nın “Rusya ve Ukrayna kökenli turistler bu yıl ülkemize gelmez ise Türkiye ve Alanya’lı otelciler ne yapar?” sorusuna yanıt vermek için yaşanılan süreçlerin gerek bilimsel kaynaklardan, gerek yaşanmışlıklardan / tecrübelerden, gerekse de doğrudan bilgilerden ve öngörülerden derlenmiş değerlendirmesini içermektedir.

GİRİŞ

Turizm diğer sektörler gibi dış etkenlerden de etkilenen ve hatta birçok diğer konuyu da etkileyen duyarlı bir kavramdır. Arz-talep dengesini bünyesinde barındırır ve bu her zaman devam edecektir.

Arz ve talebi etkileyen birçok faktör söz konusudur: doğal afet, salgın, ekonomik kriz, terör, siyasi istikrarsızlık, savaş ve diğerleri gibi. Bu faktörlerin turizm gelirlerini düşürme potansiyeli nedeniyle turizm krizlerinin doğması muhtemeldir.

Peki turizm politika belirleyicileri ve işletmeler bu durumda neler yapabilir? Tabii ki kriz her ne olursa olsun yaşam sürecinin bir parçası olarak kabul ederek gerekli önlemleri/tedbirleri almak ve çözüme odaklı eylemler gerçekleştirmek zorundadır, en azından öyle olması beklenir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Yakın tarihteki krizlere göz atarsak…

• 24 Kasım 2015’deki Rus uçağının düşürülme krizi…

• 2016 yılı boyunca yaşanan darbe girişimi…

• 2019 yılında başlayan koronavirüs pandemi dönemi…

Özellikle bu belirgin krizlerden en büyüğü, ki Türkiye Turizm Tarihi’nin en büyük krizidir, Rus uçağının düşürülme krizidir. Rusya-Türkiye uçuşları kapanmış; turist girişleri dörtte bir oranında azalmış; turizm gelirleri ise üçte bir oranında kaybedilmiştir. Ancak doğru adımlarla, ki bu adımlar dış ilişkilerin düzeltilmesi, karşılıklı güvenin sağlanmasıdır, kriz aşılmıştır.

Diğer yandan, darbe girişiminin turizme olumsuz etkisi bir önceki uçak krizi kadar olmamıştır.

Bir diğer büyük kriz süreci ise pandemi sürecidir. Pandemili yılların da turizme olumsuz etkileri özellikle ülkelerin uçuşlarını kısıtlaması veya kaldırması nedeniyle derinleşmiştir. Ancak bu kriz de gerekli tedbirleri alarak ve güveni tesis ederek, ki bu güven işletmelerdeki eğitimler, sertifikalar gibi birçok alt parametreye dayanmaktadır, olabildiğince aşılmıştır ve aşılmaktadır.

Son olarak Ukrayna-Rusya çatışmasının belirsizlik süreci yeni bir kriz kapıda mı sorusunu gündeme getirmiştir. Şimdiden işletmelere/otellere gelen rezervasyon hızları gözle görülür bir şekilde düşmüştür. Sürecin belirsizliği doğal olarak turistlerin rezervasyonlar hakkında değerlendirmelerini uzatmaktadır.

İşte bu noktada, Türkiye önceki krizlerde yaptığı gibi tedbirler ve güven tesis etmeye devam etmeli, ikili ilişkilerini güçlendirmelidir. Söz konusu olan Türkiye devletinin ve milletinin çıkarlarıdır ve bu çıkarlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Sürecin bu noktasında Rusya ile Türkiye’nin uçuşları kapanmamıştır ve çok büyük olasılıkla bahsettiğimiz yöntemler uygulanırsa, ki uygulanmaktadır, yine devam edecektir. Konunun Türkiye ile doğrudan bir ilgisi olmamakla birlikte Türkiye’nin bir barış ülkesi olduğu, niyetinin kuruluşundan beri barış ve huzura hizmet etmek olduğu bilinmelidir.

Uçuşlar açık olduğu müddetçe Rusya’dan ve diğer Rus kökenli devletlerden turist gelmesi beklenmektedir. Bu oran bu yılın beklenen seviyesi kadar olmayabilir ancak süreç devam etmektedir ve krizler doğru yönetilirse fırsatlara da neden olabilir. Bakınız, Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi’ne Rusya’nın protestosu ve turistlerini Türkiye’ye yönlendirme kararı gibi… Ya da Türkiye ile Rusya arasında Ekim ayında gerçekleşen “Ortak Turizm Eylem Planı” gibi… Bu ortak eylem planı devam etmektedir…

Düşük bir ihtimal de olsa, Rusya ve Ukrayna’dan turistlerin tamamen kesilmesi durumunda Alanya’lı otelciler kapsamında çözüm önerileri üzerinde durulabilir. Olası çözüm önerileri arasında diğer pazarlara ağırlık vermek; bozulan ilişkilerin düzeltilmesi ve sezonun kurtarılması gibi son dakika eylemleri yer alabilir.

Sektör paydaşları ne diyor peki?

Turizm acentesi sahibi İlker Bardak: “…Şu an net bir şey söylemek doğru olmaz…”.

Bodrumlu Turizm İşletmecisi Ecevit Ertaş: “Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi kriz ve savaş önlenmezse başta turizm olmak üzere ekonomiyi olumsuz etkiler. Buna göre çalışmalıyız. Ukrayna-Rusya krizi başımıza bela oldu. Süreç böyle devam eder ve iptaller olursa birçok işletme sezon ortasında iflas bayrağı çeker. Umudumuz, beklentimiz savaşın son bulması ve hareketli bir sezonun yaşanması. Devletimize ve turizm bakanlığımıza güveniyoruz. Alınacak önlemlerle inşallah bu zor günleri de aşarız”.

Bodrum Otelciler Birliği Derneği Genel Sekreteri ve turizmci Yiğit Girgin: “İnce bir çizgide yürüyor süreç. Temennimiz savaşın bir an önce son bulması. Baktığımızda Ukrayna ve Rus pazarı Türkiye için önemli ve kalabalık bir pazar. İyi bir tatilcinin geldiği bir pazar. Şu an görüştüğümüz otelciler ve acenteciler net bir şey söylemek için erken olduğunu ilettiler”.

• Aynı durum benim için de söz konusu… Bir otelci, turizmci olarak acentalarımızdan gelen bilgilere göre belirsiz ama umudu yitirmemek gereken bir süreç olduğunu değerlendiriyorum… Her koşulda mücadeleye devam… Doğru adımlarla doğru sonuca ulaşabiliriz…

KAYNAKLAR
• Aktel, M.A., & Davras, G.M. (2018). 2015-2016 KRİZİNİN TÜRKİYE TURİZMİNE YANSIMALARI THE REFLECTIONS OF 2015-2016 CRISIS ON TOURISM IN TURKEY.
• GazeteDuvar.

Teoman Toraman
Kıdemli Otel Genel Müdürü & Uzman Bilgisayar Mühendisi & Eğitim Teknoloğu & Araştırmacı ve Yazar
Antalya, Türkiye
teoman.toraman@metu.edu.tr
teomantoraman@gmail.com