Grand Kartal Otel Yangını Davası Tanık İfadeleri

Last Updated on 15 Temmuz 2025 by Turizm Günlüğü

BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması, yedinci gününde devam etti.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada tanıklar dinlenilmeye başlandı.

Recai Yamantürk, otelde çamaşırhane sorumlusu olarak çalıştığını söyledi.

Yangın anında 3. katta bulunan 303 numaralı odada çamaşırhanedeki arkadaşları ile uyuduğunu ifade eden Yamantürk, “Ses duyduk uyandık. Kavga var zannettik. Kapıyı açıp bakınca dumanı gördüm. Arkadaşlara herhalde bir şey yanıyor dedim. Hep beraber dışarı çıktık.” şeklinde konuştu.

Yamantürk, kaldığı katta 3 oda olduğunu belirterek, “Uyandığımda saat 03.15 ile 03.30 arası falandı. Otelden 03.30’da çıkmıştık. Koridordan garaja, oradan dışarı çıktık. Otoparka indiğimde kapı açıktı. Kimin olduğunu görmedim. Orada araç çekilmesi ile ilgili de bir şey görmedim.” dedi.

Otelde en son yangın tatbikatının 5-6 sene önce yapıldığını hatırladığını da dile getiren Yamantürk, “Yangın müdahale ekibi kurulmadı. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanı olup olmadığını bilmiyorum. Mutfağı gece denetleyen biri var mı bilmiyorum, oraya hiç çıkmazdım.” diye konuştu.

Tanık Gürkan Oskan, 2,5 yıldır Kartal AŞ’de telesiyejlerden sorumlu elektrik personeli olarak çalıştığını belirterek, “O gece 03.30 sıralarında bağırma sesleri ile uyandım. Kartal AŞ lojmanında kalıyordum. Yangın var diyorlardı. Jandarma ekiplerinin yanına gittim ‘yardım edebileceğim bir şey var mı?’ dedim. Kar motorunu ekiplere teslim ettim, sonra beni uzaklaştırdılar.” ifadelerini kullandı.

Grand Kartal Otel’in elektrik sorumlularının tutuklu sanık Hüseyin Özer ve tutuksuz sanık Bayram Ütkü olduğunu belirten Oskan, kendisinin Ütkü’den emir aldığına işaret etti.

Yangın gecesi garajda bulunan araçların çıkarılmasına yardım etmek için o bölgeye gittiğini anlatan Oskan, “O gece garaja girmeye çalıştım ama dumandan giremedim. Araçların çıkarılmasına yardım etmek için girmeye çalıştım ama giremedim. Sabaha karşı, motor arkasındaki sedye ile tahliye sağladım, garajdaki araçları çıkarttım çıkarttık.” şeklinde konuştu.

Oskan, sorular üzerine elektrikli mutfak araçlarının bakımının kimde olduğunu detaylı olduğunu bilmediğini aktardı.

Otelin mutfağında makarnacı olarak çalışan tanık İsmail Güney, 2 senedir Grand Kartal Otel’de görev yaptığını söyledi.

Yangın anında 3. kattaki 302 numaralı odada olduğunu belirten Güney, “Yanımda kalan arkadaşlar beni uyandırdı. Kulaklarım ağır işittiği için çocuklar kapıyı açtığında duman kokusu geldi. Çocuklar da yangın var dediler. Bana yangın eğitimi verilmedi. Yangın Müdahale Ekibi kurulup kurulmadığını bilmiyorum. İSG uzmanı görmedim.” dedi.

Güney, gece saatlerinde restoranın Show alanında pişmesi gereken yemek varsa cihazların çalıştırıldığını, onun dışında oradaki cihazların çalışma zamanlarının belirsiz olduğunu kaydetti.

Yangının çıkmasına neden olan grill plate cihazının ne zaman açık ne zaman kapalı olduğu konusunda bilgi sahibi olmadığını dile getiren Güney, “Ben o bölümde çalışmam, mutfakta çalışırım. Mutfaktan tutuksuz sanık Reşat Bölük sorumlu. Temizlikten sorumlu farklı bir ekip var. Tutuksuz sanık Enver Öztürk sadece sıcak yemek yapar. O yangını çıkartan cihazdan sorumlu değil sadece sıcak yemek yapar.” diye konuştu.

Gazelle Otelde elektrikçi olarak çalışan Kadir Çelik, kendisinin Grand Kartal Otel’de hiç çalışmadığını belirtti.

Grand Kartal’da elektrikçi olarak Hüseyin Özer, Bayram Ütkü ve Bahadır Özkuru’nun görev yaptığını anlatan Çelik, tutuklu sanık Tahsin Pekcan’ın da Gazelle Otelde çalıştığını ancak ufak tefek arızalar için Kartalkaya’ya gittiğini söyledi.

Çelik, Gazelle otelde çalışan 10-15 kişinin kış sezonunda Grand Kartal Otel’de çalıştığına dikkati çekerek, “O kişileri kimin belirlediğini bilmiyorum. Hüseyin Özer Grand Kartalda çalışıyordu. Emekli olduktan sonra Gazelle’de çalışmaya başladı. Ama kış sezonu Grand Kartal’da çalışıyordu.” ifadelerini kullandı.

Personel yemekhanesinde görevli olan Ergün Aydoğan, yangın anında otelde olduğunu, ekmekçi olarak çalışan kişinin duvarlara vurarak “canını seven çıksın” demesi üzerine uyanarak otelden çıktıklarını anlattı.

Koridora çıktıklarında yoğun bir dumanla karşılaştıklarını dile getiren Aydoğan, “Önümüzü görmüyorduk. Araçların giriş kısmından çıktık. Otoparkta, çalışan personel, mutfakçılar ve katlarda bulunan arkadaşlar vardı. Kapı kapalıydı onu biz açtık. Elektrik kesilmişti 10 kişi falan biz açtık kapıyı.” şeklinde konuştu.

Grand Kartal Otel’de emekli olduğu 2022 yılına kadar 25 yıl çalıştığını söyleyen Adem Güven, emekli olduktan sonra Gazelle Otelde çalışmaya başladığını söyledi.

Kendisine talimatları sadece Halit Ergül’ün verdiğini anlatan Güven, Grand Kartal Otel ile ilgili çeşitli bilgilerini aktardı.

Güven, son 2 yıldır yangın eğitimi verilip verilmediğini bilmediğini dile getirerek, “Yangın alarmı düğmeleri var. Mutfak ve restorandaki aletleri biliyorum ama kullanmadım. Nasıl çalıştığını bilmiyorum. Mutfaktan Reşat usta sorumluydu.” dedi.

Kartal Otel ve Grand Kartal Otel’de toplam 49 yıldır pist ve garaj sorumlusu olarak çalıştığını belirten Erol Yaman, yangın anında evinde olduğunu söyledi.

Tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ın kendisini arayarak “Neredesiniz, yanıyoruz.” dediğini belirten Yaman, “Yangından 1 ay önce garaj kapısı önünde yangın tatbikatı yapıldı. Garaj iki otelin müşterek garajdır. Biz şoförler olarak katıldık. Kartal Otel personelleri vardı. Bize ‘tatbikat var, gelin’ dediler. Biz de gittik. 30-40 kişi tatbikata katıldı.” diye konuştu.

Yaman, yaklaşık yarım saat sonra otele çıktığını ileri sürerek, “1 itfaiye aracı vardı. Araçlar yanaşamıyordu, biz forkliftle araçları aldık, itfaiyeyi soktuk. Biz makine ekipmanların sorumlusuyduk. Garajda biz 6 kişi çalışıyoruz. Hepsi de o anda itfaiyeye yardım etmeye çıktılar.” ifadelerini kullandı.

Yangından sonra garajda bulunan makine ve ekipmanları dışarıda kalmasın diye oradan aldığını da anlatan Yaman, “Kepçeler şu anda benim evimin önünde, gizli bir yerde değil. Her sene normal bakımları olur, bu sene de yangından sonra araçlar dışarıda kalmasın diye aşağıya indirdim. 2 kepçe 3 pist makinesi, 1 unimork, 1 kamyon var.” şeklinde konuştu.

Gazelle Otel’in muhasebe personeli Mustafa Yılmaz, Ahmet Demir’in genel müdür, Emir Aras’ın genel koordinatör, Kadir Özdemir’in ise muhasebe müdürü olduğunu söyledi.

Yangını Kadir Özdemir’in telefon aramasıyla öğrendiğini belirten Yılmaz, “Gece Kadir Bey 03.30 civarında beni aradı. Sonra birlikte yola çıktık. Yolda Adem Güven’i de aradık. Kadir Bey başka kimseyi aramadı. Ben 3 tane vinç firmasını aradım.” dedi.

Sürdürülebilir turizmle ilgili FQC Global Sertifikasyon AŞ isimli şirketin Grand Kartal Otel’de denetim yaptığını aktaran Yılmaz, “Biz danışmanlık şirketine dosyayı hazırlattık. İkinci sene de aynı dosya ile denetime girdik. Sadece istatistik bilgileri güncelledik. Önce klasör incelendi. Sonra saha denetimine çıkıldı. Ben saha denetimine katılmadım. Bize denetleme ile ilgili belgeleri, ilgili FQC Global Sertifikasyon AŞ’nin önerdiği danışmanlık şirketi hazırladı.” diye konuştu.

Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin denetim yapıp yapmadığı sorusuna ise şu şekilde cevap verdi:

“Turizm Bakanlığının 2011 ya da 2012 yılında Kartalkaya’ya gittiğini hatırlıyorum. Gazelle’den bilgi talebinde bulunmuşlardı 1 sene kadar önce. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın daha önce denetleyip denetlemediğini bilmiyorum. Özel İdare de Gazelle Oteli denetlemedi.”

Asansör teknisyeni Bilal Ulusoy da asansörlerin çalışma sistemleri hakkında bilgiler verdi.

Kendisinin bakım teknisyeni olduğunu kaydeden Ulusoy, 2019 yılından itibaren Grand Kartal Otel’in bakımlarını kendilerinin yaptığını aktardı.

İl Özel İdare Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü bünyesinde kurulan denetleme komisyonunda sağlık teknisyeni olarak görev yapan Cemal Yılmaz, kendilerinin işyeri açma ile ilgili ruhsat verildikten sonraki denetimleri kontrol ettiklerini söyledi.

Özelikle ruhsatsızlık denetimi yaptıklarını kaydeden Yılmaz, “Bunlar normal bir denetim değil. Özel İdaresi normalde ruhsat verdiği yerleri denetlemez. Grand Kartal’da ruhsatsızlık üzerine denetim yaptık. Benim görevim sağlık memuru olduğu için kendi alanımda ilgili tutanak düzenledim. 2011, 2016, 2019, 2021, 2024 yıllarında denetimlerde bulundum.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, kurum olarak yangınla ilgili denetim yapmadıklarını da vurgulayarak, “Bu konuda denetim yapacak personelimiz yok. Bununa ilgili itfaiye teşkilatı kuracak yetkimiz de yok. Otelde yapılan denetimlerde bize imzası bulunanlar eşlik etmiştir. Ama kimler olduğunu hatırlamıyorum.” şeklinde konuştu.

Yılmaz, White Fox isimli işletme ile ilgili denetim başvurusu olduğunu bildiğini ama başvuran kişiyi tanımadığını da belirterek, “Yangın raporu tüm bina için istendi. Tutuklu sanık Yeliz Erdoğan itfaiye raporunun alınması gerektiğini söyledi. Otel için rapor alınmasını istedi.” dedi.

Mahkeme bir önceki gün gerçekleşen duruşmada “konutu terk etmeme” şeklinde adli kontrol kararı verilen tutuksuz sanıklar Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin’in avukatlarının itirazlarını yargılamanın hala devam ediyor olması, tüm delillerin toplanmamış olması, dinlenilmeyen tanık, mağdur ve müştekilerin olması nedeniyle reddetti.

Duruşmaya sabaha kadar ara verildi.

Bolu Baro Başkanı Barut’tan Grand Kartal Otel yangını davasına ilişkin değerlendirme:

“Tanık ve müşteki ifadeleriyle yeni kişi ve kurumlar hakkında da savcılık makamının suç duyurusunda bulunma ihtimali söz konusu. Böyle bir durumda ek iddianamelerin ana dosyayla birleştirilmesi bekleniyor” – “(Otelin genel müdürü) Emir Aras’ın ifadesinde, olay sırasında yardım ettiği ve yaralandığını söylediği bilgisi vardı ancak izletilen görüntülerde sanığın doğrudan ailesiyle koşarak otelden ayrıldığı ve herhangi bir yardım girişiminde bulunmadığı görülüyor”

BOLU (AA) – Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ilişkin, savcılık makamının, tanık ve müşteki ifadeleriyle yeni kişi ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunma ihtimalinin söz konusu olduğunu söyledi.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, 21 Ocak’ta çıkan ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği olaya ilişkin görülen davanın duruşmasını takip eden Barut, süreçle ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

İlk yargılama aşamasının cuma günü sona ermesinin hedeflendiğini anlatan Barut, Bolu Adliyesi’nde yoğun güvenlik önlemleri altında devam eden duruşmaların, kamuoyunun ve mağdur ailelerin yakından takibiyle sürdüğünü belirtti.

Barut, sanık savunmalarının ardından müşteki beyanlarının alındığını, daha önce çağrılan ancak çeşitli nedenlerle hazır bulunamayan tanıkların da dinlenildiğini aktararak, “Tanık ifadeleri, hem sanık avukatları hem de müşteki vekilleri tarafından detaylı biçimde sorgulanıyor. Özellikle teknik ayrıntılara dair birçok nokta duruşma salonunda tartışılıyor.” dedi.

Duruşma sürecinde bazı sanıklar adli kontrol verildiğine, bazıları için ise tutuklama ihtimalinin gündeme geldiğine değinen Barut, “Tutuklu sanıklar açısından adli kontrolle tahliye, tutuksuz sanıklar açısından ise tutuklama kararı ihtimali mahkeme heyeti tarafından değerlendirilecek. Bu yöndeki kararların önümüzdeki cuma günü verilmesi bekleniyor.” diye konuştu.

Barut, taraf avukatlarının kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin taleplerinin de mahkemece ele alınacağından bahsederek, “Sadece mevcut deliller değil, yeni ortaya çıkabilecek belge ve bilgiler de bu süreçte büyük önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Önemli olan beyanlardan çok, dosya kapsamındaki somut delillerdir”

Dava dosyasına yeni sanıkların eklenmesinin gündemde olduğuna işaret eden Barut, şöyle devam etti:

“Yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bazı yetkililerine dair idari sorumluluklar olduğu tespit edilmişti ancak söz konusu kurumlara soruşturma izni verilmemişti. Bu kararlara yapılan itirazların sonucu bekleniyor. Eğer itirazlar kabul edilir ve soruşturma izni çıkarsa, ilgili bakanlık yetkilileri de sanık olarak dosyaya dahil edilebilir. Ayrıca tanık ve müşteki ifadeleriyle yeni kişi ve kurumlar hakkında da savcılık makamının suç duyurusunda bulunma ihtimali söz konusu. Böyle bir durumda ek iddianamelerin ana dosyayla birleştirilmesi bekleniyor.”

Barut, sanıkların bugüne kadar verdiği ifadelerde olayla ilgili sorumluluk kabul etmediklerinin görüldüğüne dikkati çekerek, “Sanıklar, genel olarak kendilerine atfedilen herhangi bir kusurun bulunmadığını savunuyor ancak ceza yargılamasında önemli olan beyanlardan çok, dosya kapsamındaki somut delillerdir. Bu kapsamda görüntüler, bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri mahkeme açısından esas belirleyici unsurlar olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Sanıklardan otelin genel müdürü Emir Aras’a ait görüntülerin mahkeme salonunda izletilmesine ilişkin de konuşan Barut, “Emir Aras’ın ifadesinde, olay sırasında yardım ettiğini ve yaralandığını söylediği bilgisi vardı ancak izletilen görüntülerde sanığın doğrudan ailesiyle koşarak otelden ayrıldığı ve herhangi bir yardım girişiminde bulunmadığı görülüyor. Bu da savcılığın neden olası kastla suçlama yönelttiğini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.

Barut, “Esas olan olayın delillerle aydınlatılmasıdır. Bu nedenle mahkeme, tüm süreci titizlikle değerlendiriyor.” dedi.

Grand Kartal Otel yangını davası, müşteki ve tanık beyanlarıyla devam ediyor

– Resepsiyon şefi Görkem Ustaoğlu: – “(Yangın kontrol paneli) Bizim çalıştırabileceğimiz bir şey değildi. Otomatik çalışıyordu. Bize bu cihazın neden çalıştığı ve çalıştığında ne yapacağımız konusunda eğitim de verilmedi” – “Halit Bey bu sezon 2 kez otele geldi, o geldiği dönemden biri de denetim dönemiydi”

BOLU (AA) – Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması sekizinci gününde sürüyor.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davada tanıkların dinlenilmesine devam edildi.

Teleski görevlisi Murat Duman, Grand Kartal Otelle hiçbir bağlantılarının olmadığını söyledi.

Yangından, Kartal AŞ’nin lojmanında uyurken tutuklu sanık Hüseyin Özer arayınca haberi olduğunu ifade eden Duman, “Otele gidip katlara çıkmaya çalıştım. Dumandan çıkamadım. Sonra aşağı inerek diğer görevlilere yardım ettim. Jeneratörü ben kapattım. Saat 04.20’ten sonra kapattığımı hatırlıyorum. Ben gücü keserken AFAD ve jandarma elektrik bağlantısı ile ilgileniyordu. Ben akımı kestiğimde SEDAŞ tarafından kesintinin yapıldığını biliyorum. Onlar kesmeseydi jeneratör çalışmazdı.” dedi.

Duman, jeneratörün kapatılması nedeniyle alarmların ve uyarı sirenlerinin çalmaması gibi bir durumun meydana gelmesi konusunda bilgisinin olmadığını belirterek, “Bu tarz sistemlerin pilli olduğunu biliyorum. Elektrik ve jeneratör bağlantısı kapandığında onların etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Ben alarm duyup duymadığımı hatırlamıyorum.” ifadesini kullandı.

Otelin, kazan dairesindeki elektrik panosunun bulunduğu alanın güvenlik kamera kayıtları izletilen Duman’a, saat 03.49’da söz konusu yerde olan kişinin kendisi olup olmadığı sorusuna, “Yangın esnasında o tarafa geçmiş olabilirim ama o kişinin ben olup olmadığını hatırlamıyorum. Burasının trafo bölgesi olması lazım ama tam seçemiyorum.” diye konuştu.

Gazelle Otel’in teknik servis görevlisi olarak 2,5 yıldır çalıştığını anlatan Bahadır Bahar ise otelin elektriğinin kim tarafından kesildiği ve jeneratörü kimin kapattığı konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti.

Bahar, bir yangın esnasında elektrik kesintisinin ne zaman yapılacağı konusunda bir eğitiminin olmadığını da sözlerine ekledi.

Duruşmaya Alanya’dan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılan müşteki Sabahattin Kanatlı, White Fox isimli iş yerinde yangından önce 1,5 ay çalıştığını dile getirdi.

Kendisinin söz konusu işletmede bulaşıkçı olduğunu aktaran Kanatlı, “İlk denetleme olduğunda ben işe başlamamıştım. Ben geldikten sonra ikinci denetleme oldu. Tarihlerini tam hatırlamıyorum ama yangından 1-1,5 hafta önce geldiler.” ifadesini kullandı.

Kanatlı, sanıklardan şikayetçi olmadığını söyledi.

Tanık elektrik personeli Bahadır Özkuru da Grand Kartal Otel’deki aydınlatmaları yenilediklerini belirtti.

Uzun süre bu işte çalıştıklarını kaydeden Özkuru, “Grand Kartal Otel’in kendine özel bir elektrik personeli yoktu. Biz de oraya lambaları değiştirmek için gittik. Şov bölümünü biraz bilirim ama detayını bilmem.” diye konuştu.

Şov alanı ile mutfakta bulunan elektrikli araçların bakım ve sorumluluğunun kimde olduğunu da bilmediğini dile getiren Özkuru, “Benim o otelle ilgili detaylı bilgim yok. Elektriği tutuksuz sanık Bayram Ütkü kapatmıştır diye düşünüyorum ama birinden talimat alıp almadığını bilmiyorum. Böyle bir durumda kimin böyle bir talimat verebileceğini de bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Özkuru, sezon öncesinde şov alanı ile ana restoran kısmındaki aydınlatmaları değiştirdiklerini söyleyerek, “Lambaları ledler ile değiştirdik. Bu ledler katlarda bulunan dokunmatik ekranlara bağladı. Tek bir noktadan kontrol ediliyordu. Bu çalışma esnasında sigortalar değiştirilmedi. Bu işlemleri Hüseyin Özer ile yaptık. Tahsin Pekcan bize 2 hafta kadar yardım etti. Ayrıca farklı bir elektrik firması bize destek verdi. Bunların yapılması talimatını tutuklu sanık Emir Aras verdi.” diye konuştu.

Aydınlatma sisteminin sigortalarının diğer elektrik şebekesinden ayrı olduğuna işaret ederek, “Bu ledlerin gücü 4 vattır. Buraya ayrı sigorta takılabilir. Bunu özel firmadan gelen elektrikçilerin yapmış olması gerekiyor. Orada aşırı yük olduğunda sigorta atması olmadı diye biliyorum. Orada kaçak akım rölesi de yoktu.” şeklinde konuştu.

Tanık Erol Özak da daha önceki beyanının doğru olduğunu belirterek, “Yangından birkaç gün sonra beni bir numara aradı. Saat 17.30 civarında 2 kişinin itfaiyeye geldiğini, koşarak içeri girdiğini belirtti. Daha sonra bana ‘İfade verebilir misin?’ dedi. Bunlardan biri Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener imiş ama diğerinin ismini tam bilmiyorum. Zannedersem evrak yakmışlar. Beni arayan kişi bunu söyledi. Başka da bir şey demedi. Orada kamera kayıtlarının silinmeye çalışıldığını da belirtti.” diye ifade etti.

Bu ifadeyi kamera kayıtlarından belli olur ve duruşmanın gidişatına etki eder diye yetkililere bildirdiğini ileri süren Özak, “Ben ifademde geçen Furkan beyi tanımıyorum. O kişi, o gün nöbetçi olan personelmiş. Ben o gün Furkan’ın nöbetçi olduğunu öğrendim.” diye belirtti.

Tanık Furkan Berk Aydoğdu, Erol Özak’ı sanayiden dükkanı olduğu için tanıdığını söyledi.

Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’u tanıdığını dile getiren Aydoğdu, “Ben 7 aydır itfaiyedeyim. Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’u binanın içinde evrak yakarken görmedim. Kamera kayıtlarını silmeye çalıştıklarını görmedim. Erol Özak’ın neden böyle bir iddiada bulunduğunu bilmiyorum.” diye konuştu.

Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’u, yangının üçüncü günü sabahında itfaiye çevresinde birlikte gördüğünü kaydeden Aydoğdu, “Ayrı ayrı geldiler. İkisi beraber itfaiye personelini yangındaki çalışmalarından dolayı tebrik edip sonra ayrıldılar.” dedi.

Bu arada, Aydoğdu ve Özak’ın telefon numarası HTS incelemesi için alındı.

Sedat Gülener’in avukatı Erol Özak hakkında “yalan beyanda bulunmaktan” dolayı suç duyurunda bulunacaklarını bildirerek, bunun kayıtlara geçmesini istedi.

– “Ben 3 çocuğumu geri istiyorum”

Yangında kızı Ayşemin Elif Doğan, damadı Mehmet Cem Doğan ve 12 yaşındaki torunu Ayşe Maya Doğan’ı kaybeden Güngör Gültekin ise müşteki olarak beyanda bulundu.

Ne söyleyeceği hakkında fikri olmadığın belirten Gültekin, “Ben neredeyse kendimi suçlu hissedeceğim. Kim suçlu, kim değil bilmiyorum. Ben 3 çocuğumu geri istiyorum. Ben Ali suçlu, Veli suçlu bilmem. Balık baştan kokmuş. Hepsi suçlu benim için. Yaşadıklarımı anlatmaya kalksam zaten buradakiler duramaz. Sağlam giren ölü çıkar mı? Ben şimdi burada ölsem kim suçlu?” ifadesini kullandı.

Gültekin, sanıkların “ben suçlu değilim”, “benim adım var sanım yok”, “otel benim değil” gibi ifadeler verdiklerine değinerek, şunları söyledi:

“Sapasağlam, hiçbir şeyi olmayan o insanların hali ne olacak? O yaşta toprağa girenlerin hali ne olacak? O yaşta toprağa girmek ne denmek? Bu kadar rezalet olur mu? Biz ne yapacağız? Ölene kadar böyle mi bekleyeceğiz? Ben adalet istiyorum, başka bir şey değil. Suçlu kimse bulsunlar. Benim çocuğum turizm oteline girdi. Turizm Bakanı gelsin. Başka da söyleyecek bir şeyim yok.”

Oteldeki kusurların neden hiç kimsenin dikkatini çekmediğini soran Gültekin, “Yok elektriği açmamış, yok çeşmesi bozulmuş, sağlam yeri yok muydu bu otelin? Tam olan bir yerini söyleyin. Kendileri sapa sağlam çıkıyor. Hiçbir şey olmuyor. Benim damadım 190 santimetre boyundaydı. Kızım sapasağlamdı. Onlar nasıl öldü acaba bilmiyorum. Biz mezara diri diri gömüldük. Şikayetçiyim.” ifadelerini kullandı.

– “O gece hiçbir alarm sesi duymadım”

Otelde resepsiyon şefi olarak görev yapan Görkem Ustaoğlu, tanık beyanında, işe Gazelle Otel’de başladığını, kış sezonunda Grand Kartal Otel’de görevlendirildiğini anlattı.

Yangın esnasında 2. katta bulunan 2001 numaralı odada 4 kişi kaldıklarını aktaran Ustaoğlu, “Bizim katımızda herhangi bir şey yoktu. Katta bulunan 20-25 kişi ile birlikte 3. kata çıkmaya çalıştık. Dumandan dolayı geri döndük. Kayak odasına indik. O katta bulunan herkes neredeyse uyanmış ve çıkmaya hazırdı.” dedi.

Ustaoğlu, binadan dışarı adım atar atmaz restoran katında patlama olduğuna dikkati çekerek, “Kafamızı kaldırdığımızda alev püskürüyordu. Ön tarafa geçtik. O esnada telefonum çalmış, gececi resepsiyonist beni aramış. Devamında insanlara yardım etmeye çalıştık insanlara. O gece hiçbir alarm sesi duymadım.” diye konuştu.

Kaldıkları katta yangın tüpü olmadığını ancak otelin belli noktalarında bulunduğunu dile getiren Ustaoğlu, “Resepsiyonda aktive edilecek bir alarm sistemi yoktu. Ama genel kontrol kutusu diye bir şey vardı Zeki Yılmaz’ın ofisinde. Ne olduğunu bilmiyorum. Bir defa kendi kendine ötmeye başladı ve kapanmadı. Gelip teknik kapatmıştı. Bizim çalıştırabileceğimiz bir şey değildi. Otomatik çalışıyordu. Bize bu cihazın neden çalıştığı ve çalıştığında ne yapacağımız konusunda eğitim de verilmedi.” şeklinde konuştu.

Ustaoğlu, kendisine denetlemelerle ilgili sorulan sorulara da cevap vererek, otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül’ün denetleme olduğu gün otelde kaldığını iddia etti.

Görkem Ustaoğlu’nun beyanları üzerine söz alan sanık Halit Ergül, “İtfaiye ve turizm bakanlığı denetiminde ben otelde değildim. Yalan beyanda bulunuyor.” diye konuştu.

Bunun üzerine tanık Ustaoğlu, “Halit Bey bu sezon 2 kez otele geldi, o geldiği dönemden biri de denetim dönemiydi.” dedi.

Duruşma, diğer tanık ve müştekilerin beyanlarıyla devam ediyor.