Last Updated on 28 Ağustos 2025 by Turizm Günlüğü
Turizm sektöründe dijital içeriklerin etkisi her geçen gün artıyor. Orhan Durmuş, kısa videoların geleneksel tanıtım araçlarının yerini aldığını vurgulayarak, “15 saniyelik bir Reels, binlerce kataloğa bedel,” dedi.
Sosyal medyanın turizm pazarlamasındaki gücüne dikkat çeken turizmci Orhan Durmuş, kısa video içeriklerinin, özellikle de Instagram Reels’lerinin, destinasyon tanıtımında klasik yöntemleri geride bıraktığını ifade etti.
“Artık insanlar uzun uzun katalog karıştırmıyor. 15 saniyelik bir Reels videosu, hem duyguyu hem deneyimi anında aktarıyor. Bu, turizmin yeni dili,” diyen Durmuş, sektörde dijital dönüşümün önemine vurgu yaptı.
Sora DMC Genel Müdürü Orhan Durmuş, TurizmGünlüğü.com’a konuştu
Türkiye’nin turizmdeki rekabet gücünden TÜRSAB’ın temsil yapısına, gençlerin sektöre ilgisinden dijitalleşmeye kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulunan Sora DMC Genel Müdürü Orhan Durmuş, sektörün geleceğini şekillendirecek başlıca faktörleri TurizmGünlüğü.com’a anlattı.
Pandemi sonrası hızlı toparlanma ama kârlılık sınırlı
Turizm sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Benim gözlemim şu ki, pandemi sonrası oldukça hızlı bir toparlanma süreci yaşadık. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye turizmi, sayı bakımından güçlü bir konumda. Ancak aynı şeyi kârlılık açısından söylemek ne yazık ki mümkün değil. Özellikle uçak biletleri, operasyonel giderler ve personel maliyetlerinde ciddi artışlar söz konusu.
Bununla birlikte turist profilinde de önemli bir değişim yaşanıyor. Artık sadece destinasyon görmek değil; deneyim ve kalite arayan, kişiselleştirilmiş hizmet talep eden bir kitleyle karşı karşıyayız. Japonya’ya seyahat eden bir misafir artık yalnızca Tokyo ve Kyoto’yu gezmekle yetinmiyor. Çay seremonisine katılmak, geleneksel kimonoyla fotoğraf çektirmek, yerel pazarları keşfetmek gibi daha özgün deneyimler talep ediyor. Yani klasik turdan çok, bireyin kendine özel bir hikâye yaşadığı seyahat anlayışı öne çıkıyor.”
“TÜRSAB güçlü ama değişime açık olmalı”
TÜRSAB’ın sektördeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Size sağladığı desteklerden memnun musunuz?
“Sahada gördüğümüz en önemli şeylerden biri, TÜRSAB’ın hâlâ sektörün çatı kuruluşu olarak çok kıymetli bir misyona sahip olduğudur. Özellikle denetim ve temsil anlamında varlığı hepimiz için önemli.
Ancak turizm çok hızlı değişiyor. Dijitalleşme, genç girişimcilerin sektöre girişi ve yeni seyahat alışkanlıkları gibi alanlarda TÜRSAB’ın gündemi daha yakından takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Artık bir turist, yalnızca acente üzerinden değil, Instagram’da gördüğü bir içerikle bile seyahat planı yapabiliyor. Bu dönüşümün hızına uygun, daha esnek ve yenilikçi adımlar atılması; hem sektörün geleceği hem de biz acentelerin rekabet gücü için kritik öneme sahip.”
“Tanıtımda başarılıyız ama saha desteği şart”
Turizm Bakanlığı’nın bugüne kadarki politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bakanlık, TGA üzerinden yürüttüğü tanıtım kampanyalarıyla Türkiye’nin global marka değerini ciddi oranda artırdı. Bu çabaları çok başarılı buluyorum.
Ancak sahaya indiğimizde küçük ve orta ölçekli acenteler açısından somut desteklerin yeterince hissedilmediğini görüyoruz. Uçak maliyetleri en büyük sorunlardan biri hâline geldi. Bilet fiyatları arttıkça tur fiyatlarını makul seviyede tutmak da zorlaşıyor. Eğer Bakanlık, havayolu destekleri veya vergi/SGK teşvikleri gibi uygulamaları daha etkin şekilde hayata geçirirse hem biz acenteler rahatlarız hem de Türkiye turizmi küresel rekabette güç kazanır.”
“Gençler dijital vitrinle sektöre dönüyor”
Gençlerin turizm sektörüne ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Sosyal medya, influencer iş birlikleri ve dijital pazarlama sayesinde gençlerin sektöre ilgisi yeniden artıyor. Üstelik artık sadece klasik operasyonlarda değil, içerik üretimi, marka yönetimi, deneyim tasarımı gibi yaratıcı alanlarda da rol almak istiyorlar.
Bizim şirkette genç bir ekip arkadaşımız yalnızca Instagram Reels videolarıyla yüzlerce kişiye destinasyon farkındalığı kazandırabiliyor. Bu da turizmin geleceğinin artık saha operasyonundan dijital vitrine kaydığını gösteriyor. Ancak sektörün gençler için cazip hale gelmesi hâlâ bir mesele. Uzun mesai saatleri ve düşük maaşlar, gençleri uzaklaştırabiliyor. Daha iyi koşullar sunabilirsek, gençler bu sektörde kalıcı yer edinir.”
“Dijitalleşme artık lüks değil, zorunluluk”
Turizm sektöründe dijitalleşme ve teknolojinin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Dijitalleşme artık turizmin ayrılmaz bir parçası. Online rezervasyon sistemleri, yapay zekâ destekli müşteri hizmetleri ve sosyal medya pazarlaması iş yapış şeklimizi baştan aşağı değiştirdi.
Basılı kataloglara ihtiyaç duymadan, sadece 15 saniyelik bir video ile binlerce kişiye ulaşmak mümkün. Japonya turlarımızda yalnızca Shinkansen treninde çekilmiş bir Reels videosu sayesinde büyük ilgi gördük. Bu büyük bir fırsat ama aynı zamanda yatırım ve eğitim gerektiriyor. Dijital dönüşüme uyum sağlayamayan firmalar maalesef uzun vadede sektörde kalamayacak.”
“Türkiye deneyim turizminde daha çok öne çıkmalı”
Türkiye’nin küresel turizmdeki rekabet gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Artık dünya genelinde rekabet, ucuz tatilden çok deneyim odaklı ve katma değerli ürünler üzerinden yürüyor. Türkiye, fiyat/kalite dengesiyle hâlâ güçlü ama bu tek başına yeterli değil.
Japonya, Fransa, İtalya gibi ülkeler yalnızca seyahat değil; gastronomi, kültür ve yaşam tarzı da sunarak turist başına harcamayı artırıyor. Türkiye’nin de sadece deniz–kum–güneş üçgenine değil, kültür, doğa ve gastronomiyle zenginleştirilmiş turizm ürünlerine yatırım yapması gerekiyor. Bu adımlar atılırsa, Türkiye dünya turizminde lider ülkelerle aynı ligde yer alabilir.”
“TÜRSAB’da daha dengeli bir temsil modeli şart”
TÜRSAB seçimlerinde temsil dengesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Genelde seçimlerde tecrübeli, yaşça büyük isimler ön planda oluyor. Elbette bu deneyim çok değerli. Ancak sektörün geleceği, genç girişimcilerin enerjisi, kadın liderlerin vizyonu ve teknolojiye hâkim yeni nesil profesyonellerle şekilleniyor.
Bugün genç bir acente sahibi sosyal medya üzerinden yüzbinlerce kişiye ulaşıp tur satabiliyor. Bu yeni bir iş modeli ve TÜRSAB çatısı altında daha fazla temsil edilmesi gerekiyor. Tecrübeyi ve yeniliği bir araya getiren kapsayıcı bir temsil modeli, TÜRSAB’ın gücünü gelecek nesillere taşır.”
