Sedat Bornovalı: COVID-19’u kriz yönetimiyle etkisiz hale getirmenin olanağı yoktu

İstanbul Rehberler Odası (İRO) Başkanı Sedat Bornovalı

Last Updated on 17 Kasım 2020 by Yaşar Çelik

Yayına hazırlayan: Cem Bişkin


“Türkiye Turizmi, Kriz Yönetimi ve COVID -19” başlıklı dosya konumuzun ikinci konuğu İstanbul Rehberler Odası (İRO) Başkanı ve Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkan Vekili Sedat Bornovalı…

İstanbul Rehberler Odası (İRO) Başkanı ve Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkan Vekili Sedat Bornovalı, coronavirus pandemisi sürecinde yürütülen faaliyetler ve kriz yönetimi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sedat Bornovalı, turizm sektörü için coronavirus pandemisi sürecinin kriz yönetimiyle etkisiz hale getirilmesinin olanağının olmadığını belirterek; “Türkiye turizmi biraz da içinde bulunduğu coğrafya nedeniyle krizlerle yaşamaya alışmış durumda ve zaten her operasyonu, her gelişmeyi kriz yönetir şekilde yönetmeye alışığız. “Krizsiz bir yönetime yatkın değiliz” desek belki daha doğrusu olur” değerlendirmesinde bulundu.

“KİMSENİN KUSURSUZ OLMASINA OLANAK YOKTU”

Dünya’daki turizm ülkeleri coronavirus sürecini sizce yönetebildi mi? Başarılı bulduklarınız hangileridir?

İlk defa karşımıza çıkan böylesi bir kriz karşısında kimsenin kusursuz olmasına olanak yoktu. Kaynakların güvenilirliğinden emin olamadığım için sonuçlar açısından bir başarı değerlendirmesi yapmam çok zor.

Diğer yandan Çin’in ardından büyük çaplı sorun yaşayan ilk ülke olan İtalya’da hükümetin tüm siyasi sorumluluğu da üstlenerek çok ağır kısıtlamaları hayata geçirmesi çok önemli bir hamleydi. Batı dünyasında da bunun gerçekleştirilebileceği yönünde önemli bir örnek oluşturması nedeniyle de belirleyici olduğunu düşünüyorum.

Türkiye turizmi coronavirus sürecini yönetebildi mi? Doğrular, yanlışlar, eksiklikler nelerdir?

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, karşımıza ilk kez çıkan bir durumun iyisini kötüsünü bilimsel olarak değerlendirebilmek için bir kontrol grubuna ihtiyaç vardır. Kıyaslama yapamayacağımız için varsayımlarla konuşmakla yetineceğiz.

Halkımız biraz daha disiplinli yaklaşsaydı (düğünler, asker uğurlamaları vb. faaliyetlerden sağduyuyla kaçınılsaydı) muhtemelen alınan tedbirlerin sonuçlarını çok daha olumlu biçimde elde edecektik.

“TÜRKİYE TURİZMİ YİNE RÜŞTÜNÜ İSPATLADI”

Her durumda da dünyanın tümüyle kapandığı bu dönemde bile milyonlarca turist ağırlayıp ülkelerine geri dönenlerde de Türkiye kaynaklı sağlık sorunları oluşmadan sezonu tamamlayarak; gözlemlenebildiği gibi bir turizm ülkesi olarak rüştümüzü yine ispat ettiğimizi düşünüyorum.

Ayrıca istihdam açısından bakarsak, normal şartlarda kapsam dışında kalan turizm paydaşlarının da hızla kısa çalışma ödeneği sunulması, tümüyle işsiz kalan turist rehberlerinin çok düşük faizli ihtiyaç kredileri gibi tedbirlerin şemsiyesi altına alınması gibi tedbirler mutlaka hem moral hem de acil ihtiyaçların giderilmesi açılarından çok yerinde oldu.

“BEŞ PARMAĞIN BEŞİ BİR OLAMADIĞI İÇİN…”

Kriz anında tepkimiz ve savunmamız nasıldı? Hep birlikte aksiyon alabildik mi? Yoksa farklı yönlere doğru dağılan farklı grupların ortaya çıktığı bir tablo mu oluşturduk?

Beş parmağın beşi bir olamadığı için bireylerin tepkileri, savunmaları, aksiyonları farklı oldu. Yaş gruplarına ve çeşitli kırılganlıklara göre farklı etkiler yaptığı öğrenilen bu virüs tüm dünyada “bana bir şey olmaz” demeye eğilimli kişileri cesaretlendirdi ve ne yazık ki bu durum da yayılma hızını arttırabildi. Bizim durumumuz dünyanın geri kalan kısmından farklı olamadı.

“BAKANLIĞIMIZDAN TALEP ETTİĞİMİZ “PANDEMİ GENELGESİ” ÇOK HIZLI YAYINLANDI”

Turizm tarihinin en büyük krizi olan coronavirus sürecini siz kişisel olarak doğru yönetebildiniz mi?

Kişisel olarak idari görevimin gereklerini yerine getirmeye çalıştım. Personelimizin ve üyelerimizin çalışma şartlarını en az riskli hale getirmeye çalıştık. Bakanlığımızdan talep ettiğimiz “Pandemi Genelgesi” çok hızlı yayınlandı ve hepimize bir kılavuz niteliği taşıdı.

Birçok Avrupa ülkesinde rehberler kendi bakanlıklarından bu taleplerde bulunduğu halde sonuç alamazken Türkiye’de bu çalışmalar çok hızla sonuç verdi. Henüz ülkemizde ilk vaka görülmeden önce dezenfeksiyon prosedürlerini İstanbul Rehberler Odası’nda (İRO) hayata geçirdik. Vakalar başladığı anda da odaya giriş çıkış, her türlü temas vb. konularda örnek olmaya çalıştık.

“BELGESİZ, SAHTE REHBERLERE KESİNLİKLE FIRSAT VERMEDİK”

Hem Başkanlığını yürüttüğüm İRO hem de Başkan Vekili olduğum üst birliğimiz TUREB de Başkanımız Suat Tural’ın proaktif yaklaşımıyla yurt çapında tüm hizmetlerimiz asgari fiziksel temasla ve mümkün mertebe çevrimiçi olarak sunuldu. Hala da böyle devam ediyor. Yüzde yüz sahada sürdürdüğümüz tek hizmet ise denetimler. Çünkü hemen denetlemelerin aksayacağını düşünen fırsatçılar ortaya çıktı belgesiz, sahte rehberlikle meslektaşlarımızın zaten çok azalan kazançlarına göz diktiler. Kesinlikle fırsat vermedik.

Türkiye turizm sektörü “kriz yönetimi” ne gerekli önemi gösteriyor mu? Bu alandaki eksiklerimiz nelerdir?

Türkiye turizminin son dönemde karşı karşıya kaldığı 2008 Küresel Ekonomi Krizi, 2016 yılında Rusya ile yaşanan uçak krizi, 2015 ve 2016 yıllarında IŞİD’in turizmi hedef alan terör saldırıları, 15 Temmuz darbe girişimi ve siyasi istikrarsızlık dönemi… Bu krizlerin hiçbir kriz yönetimiyle etkisiz hale getirilmesine olanak yoktu.

“TÜRKİYE TURİZMİ KRİZLERLE YAŞAMAYA ALIŞMIŞ DURUMDA”

Türkiye turizmi biraz da içinde bulunduğu coğrafya krizlerle yaşamaya alışmış durumda ve zaten her operasyonu, her gelişmeyi kriz yönetir şekilde yönetmeye alışığız. “Krizsiz bir yönetime yatkın değiliz” desek belki daha doğrusu olur.

Bundan sonraki süreçte Türkiye turizmi ve sektör paydaşları etkin bir kriz yönetimi için nasıl bir yol izlemelidir?

Türkiye turizmini, ülkemizin bütününden ayırmaya olanak yok. En azından normal şartlarda zaten itibarımızı arttıracak tedbirleri alarak krizlerde ve büyük kayıplarda bile elimizde kalanın çok olmasını sağlamak yerinde olacaktır.

TÜRKİYE TURİZMİ AKDENİZ ÜLKESİ KATEGORİSİNDEN BATI AVRUPA LİGİNE NASIL YÜKSELİR?

Örneğin; alışverişlerde her noktada fiyat etiketlerinin bulunduğu şeffaf fiyatlandırma, taksi gibi hizmetlerin hatasız olması, daha kullanıcı dostu seçeneklerin de dünyaya uyum sağlayacak şekilde turistlerin faydasına sunulması gibi kalıcı tedbirler, ülkemize turizmde şu anda kıyaslandığı güzel sahili ve güzel otelleri olan bir Akdeniz ülkesi kategorisinden Batı Avrupa ülkeleri ligine yükselme fırsatı verecektir.

—O—

TÜRKİYE TURİZMİ, KRİZ YÖNETİMİ VE COVID-19 DOSYA KONUSUNUN DİĞER KONUKLARI

Cem Polatoğlu: Türkiye turizminin krizlere karşı güçlü bağışıklığı var

—O—

“Türkiye Turizmi, Kriz Yönetimi ve COVID – 19” başlıklı dosya konumuzun bir sonraki konuğu Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ülkay Atmaca olacak.


Sizler de “Türkiye Turizmi, Kriz Yönetimi ve COVID -19” başlıklı dosya konumuz kapsamında görüşlerinizi paylaşmak isterseniz; detayları linke tıklayarak öğrenebilirsiniz