Türkiye’nin Gizli Cennetleri: Van, Hakkari ve Diyarbakır’da Yeni Turizm Rotaları Beliriyor!

Vanadokya

Last Updated on 16 Ekim 2023 by Turizm Günlüğü

Van’ın peri bacaları, Hakkari Çukurca’nın tarihi kale evleri ve Diyarbakır’ın zengin kültürel mirası ile bu eşsiz bölgeler, turizmin yükselen yıldızları haline geliyor. Türkiye’nin bu benzersiz destinasyonları, turistlere unutulmaz deneyimler ve keşifler vaat ediyor. Türkiye’nin Gizli Cennetleri

Van’ın büyüleyici “Vanadokya” peri bacaları, Hakkari Çukurca’nın 400 yıllık tarihi kale evleri ve Van’ın Kapadokya benzeri güzellikleriyle, Türkiye’nin bu benzersiz bölgeleri turizmin yeni gözdesi haline geliyor. Hem yerli hem de yabancı turistler için keşfedilmeyi bekleyen bu hazineler, doğanın ve tarihin eşsiz birleşimini sunuyor.

Diyarbakır Eğil Kalesi’nde Tarihi Saray Kalıntılarına Ulaşıldı!

Türkiye'nin Gizli Cennetleri: Eğil Kalesi'nde Tarihin İzleri: Saray Kalıntıları Keşfedildi
Türkiye’nin Gizli Cennetleri: Eğil Kalesi’nde Tarihin İzleri: Saray Kalıntıları Keşfedildi

Diyarbakır‘ın Eğil ilçesi, Kur’an-ı Kerim’de adları geçen Zülkifl ve Elyesa peygamberlerin defnedildiğine inanılarak dikkat çekiyor. Bu tarihi bölgede, Eğil Kalesi’nde devam eden arkeolojik kazılar sonucunda saray kalıntıları keşfedildi.

Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vecihi Özkaya önderliğinde sürdürülen kazılarda, kalenin zirvesindeki saray bölgesi üzerine yoğunlaşıldı. Özkaya, Eğil Kalesi’nin sadece bir savunma yapısı olmadığını, derin tarihi ve kültürel anlamlar barındırdığını belirtti. Kaya Kilisesi’nde yürütülen kazıda “Asur silindir mührü”nün bulunduğunu ve bu mührün Asur’un siyasi varlığını kanıtladığını aktardı.

Özkaya, kazılar esnasında, kaledeki saray bölgesinin M.Ö. 8. yüzyılda aktif olduğunu ve Artuklu ile Osmanlı dönemlerinde eklemelerle genişlediğini tespit ettiklerini dile getirdi. Saray bölgesinde Artuklu ve Osmanlı dönemine ait izlere rastlandığını da ekledi.

İçkale olarak tanımlanan alanda, yönetimin hizmet birimleriyle ilgili önemli yapılanmaların bulunduğunu ifade eden Özkaya, burada temeli kayaya işlenmiş yapıların keşfedildiğini belirtti. Özkaya, kaledeki Osmanlı izlerinin, Eğil’in Osmanlı döneminde önemli bir yere sahip olduğuna işaret ettiğini söyledi.

Eğil ilçesi, tarihi ve kültürel zenginliğiyle turistler için büyük bir potansiyele sahip. Özkaya, kazıların belli bir seviyeye ulaştığında ziyaretçi akınına uğrayacağını düşünüyor. Öte yandan, Eğil Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Volkan Hülür, ilçeyi tanıtmak için yoğun çalışmaların sürdüğünü belirtti. Hülür, Eğil’in hem inanç hem de tarih turizmi potansiyeliyle ön plana çıkacağını ve kazılar tamamlandığında birçok ziyaretçiyi ağırlamayı beklediklerini ifade etti.

Özetle, Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde, tarihi Eğil Kalesi’nde gerçekleştirilen kazılar, bölgenin tarihi zenginliklerini bir kez daha ortaya koydu. Uzmanlar, bu keşiflerin bölgenin turizm potansiyelini artıracağına inanıyor.

Vanadokya: Van’ın Peri Bacaları Kapadokya’yı Aratmıyor!

Türkiye’nin Gizli Cennetleri: Vanadokya: Kapadokya’nın Rakibi Van’da Yükseliyor!

Van’ın Başkale ilçesindeki Yavuzlar köyü, volkanik oluşumları ve peri bacalarıyla ziyaretçi akınına uğrayarak Kapadokya’nın doğal güzelliğiyle yarışıyor!

Van’ın Başkale ilçesine bağlı Yavuzlar köyündeki Vanadokya, volkanik Yiğit Dağı’nın oluşturduğu eşsiz kayaçlarla, yağmur suları ve rüzgarın aşındırması sonucu meydana gelen peri bacalarıyla turistlerin ilgisini çekiyor.

Bu doğal harikayı keşfeden yerli ve yabancı turistler, özellikle yaz ve sonbahar aylarında Vanadokya’yı ziyaret ediyor. Bölge, hem doğal güzellikleriyle hem de tarihi kalıntılarıyla ziyaretçilere unutulmaz anılar sunuyor.

Van Vadi Doğa Sporları Kulübü’nden bir grup doğasever, son ziyaretlerinde Vanadokya’nın peri bacalarını, kalelerini ve tünellerini inceledi. Kulüp Başkanı Ömer Demez, Vanadokya’nın Kapadokya’dan aşağı kalmadığını vurgulayarak, bölgenin korunması ve tanıtılması gerektiğine dikkat çekti. Etkinlik katılımcısı Menduh Acar da, Vanadokya’nın doğal güzellikleriyle Kapadokya ve Ürgüp’ü aratmadığını dile getirdi.

Çukurca’nın Tarihi Kale Evleri Turizme Açılıyor!

Türkiye'nin Gizli Cennetleri:
Türkiye’nin Gizli Cennetleri:

Çukurca’nın Tarihi Kale Evleri Yeniden Hayat Buluyor: Turizm ve Ekonomiye Katkı Sağlama Yolunda

Hakkari’nin Çukurca ilçesi, tarihi dokusunu yansıtan kale evleriyle yeni bir turizm merkezi olma yolunda ilerliyor. Bu tarihi mirası koruma altına almak amacıyla başlatılan restorasyon çalışmaları sayesinde, ilçe hem kültürel zenginliğini koruyacak hem de ekonomik katkı sağlamayı hedefliyor.

Tarihi Kale Evlerinin Yeniden Doğuşu

İl Kültür Turizm Müdürlüğü, kale evlerini 2016’da birinci derece sit alanı olarak tescillemişti. Bu tescil, evlerin korunarak gelecek nesillere aktarılması için büyük önem taşıyor.

Çukurca Belediyesi ve Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DAP) işbirliğiyle, 4 yıl önce hazırlanan proje dahilinde şimdiye kadar 7 kale evi orijinaline uygun olarak restore edildi. Bu projenin devamı olarak 14 kale evinin de turizme kazandırılması planlanıyor. Bu yıl içerisinde başlatılan çalışmalarda 2 kale evinin restorasyonu tamamlanacak.

Kale Evlerinin Yeni İşlevleri

Tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından, bu kale evlerinden 2’si butik otel olacak. Diğer evler ise kafe, kütüphane ve müze gibi sosyal yaşam alanlarına dönüştürülerek halkın ve turistlerin hizmetine sunulacak.

Çukurca Belediye Başkanı Ensar Dündar, 400 yıllık bir geçmişi bulunan bu tarihi yapıların korunarak turizme kazandırılmasının ilçenin tanıtımı ve ekonomisine katkı sağlayacağını belirtiyor.

İlçe Sakinlerinin Görüşleri

Kale evlerinin tarihi değeri sadece turizm için değil, aynı zamanda ilçe sakinleri için de büyük önem taşıyor. İlçe sakini Mahmut Güneş, atalarının yaşamış olduğu bu evlerin restore edilerek turistlere açılmasının gurur verici olduğunu ifade ediyor.

Restorasyon çalışmalarını yürüten ekipten Nurettin Ediş ise, evlerin eski dokusunu koruma adına yapılan çalışmaların detaylarından bahsederek, damların ağaçtan yapıldığını ve üstünün toprakla kaplandığını belirtiyor.

Çukurca’nın tarihi kale evleri, turizme kazandırılma süreciyle birlikte bölgenin hem kültürel zenginliklerini koruyor hem de ekonomik bir canlanma getiriyor. Bu projenin ilerleyişi, bölgedeki diğer tarihi alanların da korunup, turizme kazandırılmasına öncülük edebilir.