Zeytin tarlaları şenlendi… Şimdi Ayvalık zamanı!

Last Updated on 12 Kasım 2018 by Yaşar Çelik

Ayvalık’ta zeytin hasadına katıldım… Kuş ve su sesiyle uyandım. Doğayla iç içe şehrin gürültüsünden uzaklaşıp bir iki gün geçirmek çok iyi geldi. Şalvarımı giydim, güneşten korunmak için şapkamı taktım. Yıllardır hasat zamanı bir araya gelen “Tayfalarla” ben de zeytin topladım.

Tahmin edildiği kadar kolay değil zeytin toplamak. El tırmıklarıyla ağaç dalları taranarak zeytinler yere serilen hasırlar üzerinde biriktiriliyor ve daha sonra çuvallara doldurulup yağhaneye götürülüyor. Çok eğlenceli ve bir o kadar da yorucu. Ancak işin en güzel kısmı topladığınız zeytinlerin yağ haline geldiğini görmek ve şişelenip elinize almak ve tabii ki bir tabağa koyup ekmek banıp yiyebilmek.

Hasat zamanı Ayvalık’ta tatlı bir telaş oluyor. Her yıl gerçekleştirilen Hasat Festivali renkli görüntülere sahne oluyor. Çevre illerden gelen konuklar hasada katılarak bu güzel organizaysonda yer alma şansına sahip oluyor.

Hasat zamanı boyunca konuklar, sabah kahvaltısında masalarına konan taze sıkılmış zeytinyağları ile güne başlıyor.

Bu günlerde Ayvalık’a giderseniz seçilen zeytinliklerde şalvarlı köylü kadınlarıyla siz de şalvarınızı giyip başınıza da başörtüsünü takarak hasada katılabilirsiniz. Harika çok çok eğlenceli.

Dünya markası olmuş Komili’nin davetlisi olarak ben de bu harika yolculuğun konukları arasındaydım.

Ayvalığa damgasını vurmuş Türk zeytinyağını dünyaya tanıtan Komili’nin öyküsü ise şöyle; Komili’nin öyküsü, 1878 yılında Midilli Adası’nda başlıyor. O yıllarda Ada, Osmanlı toprağı. Komi’li Hasan, Midilli Adası’nda sabun ve zeytinyağı üreterek geçimini sağlıyor ve aile, Lozan Antlaşması’ndan sonra mübadele gereği Ayvalık’a göçüyor ve Komili’nin öyküsü burada devam ediyor.

Marka kavramının daha söz konusu bile olmadığı bu yıllarda, Hasan Komili “kalitesiz ürünle alıcıyı bir kez, kendini ebediyen kandırırsın” diyerek yola çıkmış ve kuşaklar boyu sürecek Komili markasının tohumlarını atmış. Bir markanın zeytin ağacı gibi gerekli zamanlarda budanabilirse ölümsüz olacağı inanışıyla hep zamanın ilerisinde hareket edilmiş, markanın yenilikçi ve kaliteli duruşundan hiç vazgeçilmemiş.

Kurulduğu günden itibaren markaya yatırım yaparak tüketicisini ön planda tutmak, her zaman kaliteden ödün vermemekten söz etmek, daha iyiyi sunmak için sektörü ilklerle tanıştırmak ve zeytinyağını tabiatın mucizesi olarak en iyi şekilde sofralara ulaştırmak, hep Komili’nin önceliklerinden olmuş.

Komili her yıl hasat zamanı zeytin ve zeytinyağı hakkında geniş kitleleri bilgilendirmek için etkinlikler düzenliyor. Bu etkinlikte Komili konuklarına muhteşem bir organizasyon gerçekleştirdi. Zeytin ve kaliteli zeytinyağı üretimi konusunda çok faydalı bilgiler edindim.

CavlıHane Butik Otel’in Sahibi Mehmet Cavlı ve Yazarlarımızdan Aynur Tattersall

TERAPİ GİBİ ZEYTİN HASADI

Bu işin amatörü yok. Tırmıkla zeytin dalları taranıyor ve hasırlar üzerine toplanan zeytinler ya sepetlere ya da çuvallara dolduruluyor. İş bitirdikten sonra zeytin ağaçlarının altında kısa molalar veriliyor.

Zeytinler soğuk sıkım için fabrikaya gönderilirken hasada katılanlar yorgunluklarını halk oyunlarını izleyip, zeytinyağıyla yapılmış mezelerden yiyerek geçiriyor.

Hasat boyunca uzmanlar zeytin ve zeytinyağının faydaları üzerine konuşmalar yapıyor ve dileyenlere zeytinyağı tadım eğitimleri veriliyor.

Ayvalık’ta hasat zamanında herkesin hasada katılabileceği değişik organizasyonlar var. Hem eğlenip hem de zevkle tükettiğiniz zeytinyağların nasıl üretildiğine şahit olabilirsiniz.

Cavlıhane Butik Otel

AYVALIK’TA ÖRNEK BİR RESTORASYON: CAVLIHANE

Zeytin bahçeleri ile dolu inanılmaz harika bir doğası olan Ayvalık’ta hasat zamanının heyecanını yaşamak ve tarihini daha yakından öğrenebilmek muhteşemdi. Ayrıca bu süre boyunca CavlıHane 1885’te konaklamak hasat tecrübeme ayrı bir anlam kattı.

Cavlı ailesine ait olan ve restore edilerek hizmete sunulan CavlıHane 1885’te konaklamak adeta tarihte yolculuğa çıkmak gibiydi.

CavlıHane’nin Sahibi Mehmet Cavlı

CavlıHane’nin inanılmaz mistik bir havası var. Otelin sahibi Mehmet Cavlı, doğduğu evi orijinal dokusunda restore etmiş. En az 132 yıllık yaşanmışlığın hikayesi anlatılıyor burada. Cavlı, orijinal yapıyı bozulmadan doğduğu evi restore ederek, ailesinin o yıllarda kullandığı hemen hemen her şeyi kullanmaya gayret ederek oteli adeta bir müze haline getirmiş.

Duvarlarına dokunup, kapılarını açıp pencerelerinden dışarıya bakarak bile Midilli ve Kavala topraklarından gelen iki mübadilin Ayvalık’ta birleştirdiği, özlemin özlemle buluştuğu yeni topraklarda birbirlerine tutundukları Mehmet Cavlı’nın babası Hüseyin Bey ve annesi Havva Hanım’ın hayatlarına dokunabilirsiniz.

Ayvalık’a gelen iki mübadilin tüm o zorlukların ardından 26 senelik bir hayat arkadaşlığını ve 8 çocuğu yetiştirdikleri, torunlarıyla oynadıkları nice anıyı yaşadıkları yer burası. Üzerinde 1885 yazılı giriş kapısından girildiği an bir tarih sizi alıp başka bir diyara götürüyor.

1885 yılından günümüze sokağının köşesine ev sahipliği yapan CavlıHane’nin Ayvalık’ta örnek bir restorasyon başarısı olduğunu düşünüyorum.

Mübadelenin izlerini taşıyan hikayesine sahip çıkan ve farklı zaman dilimlerinde farklı hayatları, farklı karakterleri sığdıran CavlıHane’nin, zeytin ve zeytinyağı ile birleşen öyküsünü dinlemek için mutlaka burada konaklamanızı tavsiye ederim.

ARALIK SONUNA KADAR HASAT SİZİ BEKLİYOR

Zeytinlerin ve zeytinyağının tadı damağımda kaldı… Hasat şenliği Aralık sonuna kadar sürecek. Sakın soğuk ya da uzak demeyin. İzmir’e 2.5 saat uzaklıkta ve tam da zamanı. Şehrin gürültüsü ve karmaşasında kopup, doğayla iç içe bir iki gün geçirin.