Seçim Öncesi Yasa Teklifleri Bakan Ersoy’un Stratejisi mi, Yoksa Ona Karşı Bir Risk mi?

Last Updated on 14 Şubat 2024 by Turizm Günlüğü

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan ve AKP milletvekilleri tarafından imzalanıp meclise gönderilen “Turist Rehberliği Meslek Kanunu ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu”ndaki kritik değişiklik teklifleri, 2024 yerel seçimlerinin arifesinde hükümet için bir sınav olabilir mi? Bu stratejik adımlar, acaba yalnızca Bakan Ersoy’un inisiyatifi ile mi sınırlı, yoksa daha geniş bir politik stratejinin parçası mı?

Türkiye, 22 yıllık AKP iktidarının en zorlu yerel seçimlerinden birine, artan enflasyon ve hala çözüme kavuşturulmamış deprem enkazları gölgesinde hazırlanıyor. 31 Mart’ta yapılacak olan 2024 Türkiye Yerel Seçimlerine kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabinenin desteğini beklerken, Bakan Ersoy, Türkiye ekonomisinin yüzde 10’unu elinde bulunduran ve ülkeye sürekli döviz girdisi sağlayan iki büyük meslek grubunu ilgilendiren meslek kanunları için önerdiği değişikliklerle dikkat çekiyor.

Tüm bakanlıkların riskli kararlar almaktan sakındığı seçim öncesi dönemde, Bakan Ersoy’un Türkiye turizminin can damarı sayılan iki öncü meslek grubu üzerindeki tartışmalı kararları neyin işareti olabilir? Hükümeti 30 bin meslek grubu çalışanıyla karşı karşıya getirmesi konusunda endişe verici bir gelişme olarak değerlendirilebilecek bu durum, sektörel istikrara ve mesleki dayanışmaya potansiyel zararlar verebilecek ve gerilimler yaratabilecek bir adım olarak görülüyor.

Kanunların detaylarını okumak için tıklayın:

Seyahat Acentaları Kanunu Taslağının Tam Metni ve Tartışmalı Maddeleri
Turizm Sektörünü İlgilendiren Kanun Değişiklikleri TBMM’de Görüşülecek

Acentalardan Protesto Sesleri Yükseliyor

Ersoy’un 15 binin üzerinde üyesi olan seyahat acentalarına yönelik yaklaşık 3 yıldır sessiz sürdürdüğü hamleler son aylarda sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Henüz meclise sunulmayan kanun değişikliği teklifi acentaların tepkisini çekti ve Türkiye’nin birçok ilinde salonlarda protesto edildi.

Rehberlerden Ersoy’a “Demokratik İlkelerden Sapma” Eleştirisi

“Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 9 Şubat günü Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerinin imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunulduğunda ise aslında öncelikli sektör grubunun acentalar değil rehberler olduğu ortaya çıktı. Bakan Ersoy’un hiçbir rehber derneği ile bu yasal değişikliği görüşmeden meclise sunması ise demokratik ilklerden uzak olarak tanımlandı. Meclise sunulan rehberler yasası, bu alanda daha önce bir tartışma olmamasına rağmen, sektördeki en örgütlü grubu yerel seçimler öncesinde bir çatışmanın içine sürüklemiş oldu.

Turist rehberleri, mesleklerine yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifine karşı tepkilerini ise sokağa çıkarak gösterdi. Turist Rehberleri Odaları Birliği (TUREB), tüm rehber odalarını harekete geçirerek 14 Şubat Çarşamba günü Ankara’da bir araya gelme çağrısında bulundu. İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Çeliktaş’ın öncülüğünde, 14 Şubat 2024 tarihinde Odakule önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Bakan Ersoy’un Politik Hamleleri Yerel Seçimler Öncesinde Hükümet İçi Dinamikleri Nasıl Etkileyecek?

TÜRSAB, İRO ve TUREB gibi meslek gruplarının toplam üye sayısı 30 bini buluyor. Bu grupların, ofis çalışanları, aileleri ve etkiledikleri kişi sayısıyla birlikte 2-3 milyon oy potansiyeline sahip olduğunu düşünürsek; atılan bu adımlar, yerel seçimler öncesinde hükümet ile Türkiye’nin turizm endüstrisini karşı karşıya getiren bir hamle olarak görülüyor.

Kulis bilgilerine göre Ersoy’un sektördeki iki büyük meslek grubunu karşı karşıya getiren adımları, onun politik manevralarını ve hükümet içindeki konumunu sorgulatıyor.
Ersoy’un bakanlıktaki ikinci döneminde daha güçlü olduğunu gören bürokratların Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Ersoy’un aralarını açma çabası olarak yorumlanıyor.

Türkiye turizm endüstrisini 31 Mart yerel seçimleri öncesi hükümet ile karşıya karşıya getiren hamleler yapmak sadece Bakan Ersoy’un tasarrufu olabilir mi?