Türk sermayesi neden yurtdışına yöneliyor?

Last Updated on 16 Mart 2019 by Yaşar Çelik

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, Türkiye’de politik ve ekonomik risk algısının yükselmiş olması nedeni ile gerek şirketler gerekse bireyler sermayelerini güvence altına almak istiyor.

Türk şirketlerin ekonominin kötüye gitmeye başladığı 2018’de yurtdışına yaptığı doğrudan yatırımlar yüzde 26 artışla 4 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde yurtdışında hesap açan Türk vatandaşlarının sayısı da arttı.

©Deutsche Welle Türkçe’den Aram Ekin Duran‘ın özel haberine göre, 2018 yılının son çeyreğinde yüzde 3 küçülen Türkiye ekonomisinin 2019’un ilk yarısında da küçülme eğilimini sürdüreceği öngörülüyor. Ekonomideki olumsuz tablodan olabildiğince az hasarla kurtulmak isteyen Türk şirketler ise çareyi yurtdışına yatırım yapmakta buluyor. Resmi verilere göre, yalnızca şirketler değil, bireysel yatırımcılar da son dönemde birikimlerini yurtdışında tutma eğilimi içerisinde. Son dönemde parasını yurtdışında değerlendirmek isteyenlerin en büyük gerekçesi Türkiye ekonomisindeki risk algısının artmış olması. Küresel ticaretin değişen kuralları da Türk yatırımcıları dünyaya açılmaya iten bir diğer neden olarak öne çıkıyor.

Türk şirketler, son 1 yılda dünya çapında yaklaşık 40 şirket satın aldı

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Türkiye’de yerleşik kişiler 2018 yılının tamamında yurt dışına 3 milyar 997 milyon dolarlık doğrudan yatırım yaptı. Böylelikle Türk şirketler tarafından yurt dışına yapılan toplam doğrudan yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 26 artmış oldu. Türk şirketler, son 1 yılda dünya çapında yaklaşık 40 şirket satın aldı. Bunlar içerisinde Global Yatırım Holding’in Almanya’da Dreamlines şirketini satın alması, Vestel’in ABD’de Haystack TV’yi alması, Trakya Cam’ın İtalya’da Sangalli Vetro’yu satın alması ve Alarko’nun Rusya’da Mosalarko şirketini satın alması gibi örnekler vermek mümkün. Türk şirketlerinin şirket satın almada tercih ettiği bölgeler ise AB, ABD ve Rusya ağırlıklı oldu. Yurtdışından şirket satın alma eğiliminin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülüyor.

Döviz hesapları 220 milyar TL büyüdü

Bir yandan varlıklı kesimler tarafından yurtdışında hesap açma eğilimi artarken, diğer yandan Türkiye’deki bankalarda döviz ve altın hesaplarındaki büyüme de dikkat çekiyor. Yani vatandaşlar TL yerine döviz ve altın ile birikim yapmayı giderek daha fazla tercih ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yurt içi ve dışı yerleşik kişilerin döviz tevdiat hesapları, 2018’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 30,1 artarak 952 milyar 751 milyon liraya ulaştı. Bir başka deyişle, son 1 yıl içinde vatandaşların döviz hesaplarındaki miktar 220 milyar TL artmış oldu. İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, Türkiye’de politik ve ekonomik risk algısının yükselmiş olması nedeni ile gerek şirketler gerekse bireyler sermayelerini güvence altına almak istiyor.

“Risk algısı yurtdışına yönlendiriyor”

“Hem özel kesim işletmelerin hem de hane halkı ve bireylerin risk-kazanç algısı değişiyor” diyen Prof. Alçın, insanların ülkedeki risk oranı yükseldikçe kazancını tamamen kaybedeceği korkusuna girdiğini ve bu nedenle daha az kazançlı ama daha güvenli ülkelere yöneldiğini söylüyor. Bu risk algısının kendisini Türkiye’de açılan döviz hesaplarında da gösterdiğine işaret eden Alçın, “Bu da risk algısının bozulduğuna bir diğer örnek” şeklinde konuşuyor.

Öte yandan Türk sermayesinin yurtdışına yönelme eğilimi içinde olmasının tek nedeninin Türkiye’deki ekonomik durum ve belirsizlikler olmadığını vurgulayan Prof. Sinan Alçın, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“ABD ve Çin arasında son 2 yıldır baş gösteren ticaret savaşlarının etkisi de uluslararası yatırım planlarında değişikliğe neden oluyor. Çin’in yeni dönemde çıkmayı düşündüğü örneğin tekstil gibi sektörlerde, pazardan pay almak isteyen Türkiye gibi ülkeler yurtdışı pazarlarda daha etkin olmak için ülke dışı yatırımlara ağırlık veriyor. Yani bir yandan yurt içindeki risk algısı nedeniyle yurtdışı yatırımlar veya döviz birikimleri artıyor, diğer taraftan da uluslararası iş bölümündeki farklılaşma ile birlikte yatırım ve tasarruf eğilimleri farklılaşıyor. Şartlar bu şekilde devam ettikçe, bu eğilim devam edecektir.”

HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Sabancı Ailesi de vatandaşlık için Malta’yı seçti

Malta vatandaşlığına geçen Sabancı Ailesi haberi için ‘sonuç aynı’ eleştirisi