Hakan Ural da turizm şoförlerine destek verdi

Neler Oluyor Hayatta? programı sunucuları Hakan Ural ve Seda Akgül

Last Updated on 21 Ekim 2020 by Sahra Gülal

Geçtiğimiz günlerde ardı ardına gelen taksici dehşetiyle ilgili ünlü oyuncu Hakan Ural, turizm şoförlerine olan desteğini “Taksici arkadaşlar, sırf kendi paranoyaklığınızdan her gördüğünüz araca evrak sormak sizin işiniz değil” sözleriyle açıkladı.

Sunuculuğunu Hakan Ural ve Seda Akgül’ün gerçekleştirdiği “Neler Oluyor Hayatta?” programı hafta içi her sabah saat 09.0’da canlı yayınla ekrana geliyor. Gündeme ve insana dair her şeyin masaya yatırıldığı programda 27 ve 28 Ocak’ta meydana gelen taksiciler ile turizm şoförleri arasında yaşanan kavga ele alındı.

Bugün saat 10.30 sularında Hakan Ural ve Seda Akgül tarafından mercek altına alınan olaylarla ilgili iki sunucudan da turizme destek geldi. Şimdi isterseniz önce geçtiğimiz günlerde taksiciler ve turizm şirketi şoförleri arasında geçen o gergin ve kavga dolu anları bir hatırlayalım:

NELER OLMUŞTU?

‘POLİS GİBİ’ EVRAK SORDULAR!

27 Ocak günü Başakşehir’den aldığı müşterisini Sapanca’ya götürmek üzere yola çıkan bir turizm şirketine ait aracın önü kısa bir süre sonra taksiciler tarafından kesildi. araçta bulunan turisti ve araç evraklarını sorgulamak isteyen taksi şoförleri kendilerini görüntülemek isteyen turizm şoförünü engellemeye çalıştı.

O gün taksiciler ve turizm şoförü arasında geçen diyalog da “Turizmle uğraşmaktan vazgeçin. Her yerde turizme savaş açtınız. Böyle yapmayın” sözleri hafızalara kazınmıştı.

Haberi okumak için tıklayın: Taksicilerden akıl almaz denetleme: yol kesip…

TEKME TOKATLI KAVGAYI UYARI ATEŞİ DURDURDU

Ancak yaşananların üzerinden çok bir zaman geçmemişken ertesi gün akşam saatlerinde turizm acentaları şoförlerine ait WhatsApp gruplarına atılan bir ses kaydı ile ortalık karıştı. Esenyurt Akkoza önünde taksiciler tarafından saldırıya uğradığını dile getiren TÜRSAB belgeli acenta şoförü, gruptaki arkadaşlarından yardım istemesi üzerine polis merkezi önünde gergin anlar yaşandı.

Arkadaşlarına destek vermek üzere polis merkezine gelen turizm acentası şoförleri ve onlara tepki gösteren bir grup taksici arasında kavga çıktı. Güvenlik güçlerinin uyarı ateşi açtığı müdahale ile kavga sona erdi.

Haberi okumak için tıklayın: Taksicilerle turizm şoförleri arasındaki gerginlik sokağa taştı

İşte yaşanan tüm bu dehşet verici olaylar hakkında konuşan Hakan Ural ve Seda Akgül neler söyledi?:

Hakan Ural ve Seda Akgül Neler Oluyor Hayatta programında taksici-turizmci kavgasını konuştu.

HAKAN URAL: KENDİ PARANOYAKLIKLARINDAN HER ŞÜPHELENDİKLERİ ARACA EVRAK SORMAK SİZİN İŞİNİZ DEĞİL!

Hakan Ural: ‘Taksici arkadaşlar sırf şüpheleniyor diye kendi paranoyaklıklarından her şüphelendikleri araca evrak mı soruyorlar’ durumu çıktı ortaya. Bu senin işin değil kardeşim. Bende kendime göre her şüphelendiğim adama saldırdığımı düşünsene. Kendinize gelin kardeşim. Ne yapıyorsunuz ya? Devletin mercileri var, birliğiniz var. ‘Biz Türkiye’de belli bölgelerde bizim işimize mani olucu ticari oluşumlar olduğu şüphesini yaşıyoruz. Devletimizin birimlerinden buna mukavil araştırma, soruşturma yapmalarını istiyoruz’ şeklinde dilekçenizi verin devlette baksın size cevabını versin. Böyle bir dünya yok!

SEDA AKGÜL: TURİZM ŞOFÖRÜNÜ KORUMAK İÇİN İNDİM!

Seda Akgül: Benim Adnan Menderes Havalimanında başıma geldi. Dedim ki ‘Seyahat acentesi ile çalışıyorum. Ulaşımımı sağlayın çünkü özel bir kartım ve buna yıllık para ödüyorum.’ Öyle misin böyle misin diye ben şoförü korumak için indim. Hiç üşenmedim Adnan Menderes karakolunda 3 saat oturdum. Sonra ben aslında dava açmak istedim, benim zamanımı ve özgürlüğümü alıkoymaktan. Açmadım. Böyle bir lüks var mı?

NEDEN KİMSE ‘SEN NE İSTİYORSUN’ DİYE SORMUYOR?

Sonuç olarak görüyoruz ki mobil uygulama ulaşım hizmeti UBER, öyle bir hizmet vermiş ki taksici esnafının korkulu rüyası haline gelmiş. Ancak unutulan bir gerçek var ki o da korsan taksicilik. Yani siz daha kendi içinizdeki sorunları çözemeden halkında çoğunlukla memnun kaldığı bir oluşuma savaş açıyorsunuz. Taksicisini geçtim devletinden turizimcisine kadar hiç kimse ‘halka / turiste sen ne istiyorsun?, hangisinden hizmet almak istiyorsun, neden bu hizmeti bundan almak istiyorsun’ diye sormuyor. Hizmeti kullanan ve para veren bizleriz. Neden ben seçemiyorum?

Bir şeye körü körüne karşı çıkmayı bir kenara bırakıp kendimizi geliştirmeyi, o oluşumdan daha iyi olmayı hedeflesek ve yapsak hizmet alıcı zaten seçimini ona göre yapacaktır. Sokakta 10 kişi çevirseniz bundan 8’i mevcut hizmetlerden memnun olmadıklarını hatta bunu daha ağır gerçeklerle ifade edecektir.

KENDİ EVİMİN YOLUNU BİLMİYOR MUYUM ACABA?

Daha iyi anlaşılması için bir örnek vereyim: Geçtiğimiz kış hava yağmurlu. Ama nasıl yağmur. Evimden metro istasyonuna gidene kadar (aradaki süre maksimum 15 dk) ayaklarım su içerisinde kaldı. Gideceğim yere böyle gitmeyi bırakın kendi sağlığınız var. Evime geri dönmek için taksi çevirdim. Taksiciye evimin yerini söyleyip ’10 dklık mesafede’ dedim. Adam sanki bunları hiç duymamış gibi Eyüp yoluna saptı. Diyorum evim aşağıda yok, adam yukarı çıkıyor. (Güler misiniz ağlar mısınız ):) ) Ben zaten sinirliyim, ayaklarım su içinde gideceğim yere geç kalmışım. En sonunda sesimi yükselterek ‘Evim aşağıda kendi evimin yolunu bilmiyor muyum ben’ diye çıkıştım. Bunun üzerine taksici ‘Tamam ablacım niye bağırıyorsunuz’ dedi. ‘Beni dinlemiyorsun, kendi kafana göre gidiyorsun’ dedim. Ardından bana kısa mesafe ücretinin 10 TL olduğunu söyledi. ‘Biliyorum zaten’ dedim ve bu şekilde evime ulaştım. Artık taksiye bindiğimde telefonumdan haritaları açarak takip ediyorum.

TURİST OLSANIZ BİR DAHA ÜLKEYE GELMEKTEN KORKARSINIZ

E, şimdi siz söyleyin insan daha düzgün bir hizmet almak istemez mi? Hiç kimse kalkıp istisnalar kaideyi bozmaz demesin. Bu tip durumlarda istisnalar çoktan aşıldı. Polis değilsiniz yol kesip kontrol yapmak istiyorsunuz, turist olsanız bir daha ülkeye gelmekten korkarsınız. Bunun savunulacak bir tarafı yoktur. “Peki, önerin nedir?” diye soracak olursanız ülke olarak ulaşım konusunda özel bir sisteme ihtiyacımız var. Nasıl ki pilot eğitebiliyorsak, bunların eğitim kurumları var ise sadece taksiciler için değil tüm toplu ulaşım sürücüleri için geçerli bir eğitim kurumu oluşturup kurallar çerçevesinde insan eğitmek. Ehliyet vermekle, belge vermekle olmadığını görüyoruz bu işlerin. Ki bunlarında nasıl alındığını – verildiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Mevcut sistemi neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Çok şey var diyecek ama daha fazla uzatmamak için sözü size bırakıyorum.

Taraflılığı bir kenara bırakıp daha iyisi olması için ne düşündüğünüzü ve önerilerinizi yorumlar kısmına yazmayı unutmayın.