Tematik yıllar için bir yıl yeterli mi?

Last Updated on 23 Eylül 2020 by Yaşar Çelik

Yayına Hazırlayan: Cem Bişkin

—O—

27 Ağustos 2020 tarihinde düzenlenen “Patara Yılı Konseri”nde; Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; “2021’in de yeniden Patara Yılı olarak ilan edilmesinin doğru olacağını düşünüyorum, önerimizi de yapacağız” açıklamasında bulundu.

Bu öneri, sadece coronavirus süreciyle mi sınırlı kalmalı?

Bir yıllık süreçte tematik yıl için seçilen destinasyon tüm değerleriyle yeterince tanıtılabiliyor mu?

Bir yıl süreli bir tematik yıl bir destinasyona verimli bir katkı sağlıyor mu?

Bundan sonraki süreçte turizm sezonunun yapısı gereği tematik yılların süresinin iki yıla çıkarılması tanıtım, maliyetler, sağladığı etki bakımından daha verimli mi olur?

Etkinliğin hazırlık aşamasındaki maliyet, harcamalar ve etkinlik sonrasında elde edilen turizm geliri dengesi düşünüldüğünde optimal süre bir yıl ile sınırlı mı kalmalı yoksa iki yıla mı çıkarılmalı?

Turizm Günlüğü ekibi olarak; sektörün önde gelen isimlerine bu konu hakkındaki görüşlerini ve değerlendirmelerini aldık.

—O—

HAMİT KUK / TÜRSAB YÖNETİM KURULU ÜYESİ 

“TEMATİK YILLAR BİR YIL ÖNCEDEN PLANLANIP BELİRLENSİN”

Bakan Ersoy’un önerisi, sadece coronavirus süreciyle mi sınırlı kalmalı?

Öncelikle Sayın Bakanın Patara için 2021 yılında da tekrar “Patara Yılı” olsun önerisi doğru bir karar. Çünkü 2020 yılında turizm faaliyetleri neredeyse %90 durdu. Haliyle Patara da bundan etkilendi ve hak ettiği değeri göremedi.

Bu önerinin sadece pandemi nedeniyle sınırlı kalması gerekir mi konusuna gelince; bu göreceli bir durumdur ve tematik yıl ilan edilen konuyla alakalı olarak değişebilir. Yani bazı tematik yıllar iki yıl bazıları da bir yıl ile sınırlı kalabilir.

“TEMATİK YILLAR YURT DIŞINDA YETERİNCE ANLATILMIYOR”

Burada asıl konu bu tematik yılların verimli kullanılıp kullanılmadığına bakmak gerekiyor ki bence Türkiye’de tematik yıllar çok da efektif kullanılmıyor ve yurt dışında yeterince anlatılamıyor. Öyle olunca da yeterli maddi-manevi değeri gördüğünü düşünmüyorum.

Tematik yıl ilan edilen yerin hak ettiği değeri ortaya çıkarmak için bence tematik yılların belirlenme süreci tekrar ele alınıp gözden geçirilmelidir. Bugüne kadar belirlenen temalı yılların hemen hepsi son dakika yapıldığından tanıtım, pazarlama, organizasyonlar vs. gerekli ön hazırlıkların yapılması için zaman yetersiz kaldı ve her şey biraz da gelişigüzel yapıldı. Yabancılardan çok kendi içine kapanık organizasyonlarla sınırlı kaldı. Turistin katılmadığı ve hemen hemen hiçbir etkileşimde bulunmadığı bir tematik yıl organizasyonu tam yapılmış sayılmaz.

Biz turizmciler hep önerdik; dedik ki: “Tematik yıllar belirlenirken bir yıl önceden planlanıp; belirlensin”.

Mesela; 2022 yılının tematik ürününü en geç 2021 yılı Haziran ayına kadar belirlenmeli ki biz turizmciler bunu bir sonraki yılın tanıtım faaliyetleri içine alalım. Ayrıca tematik yıl için yapılacak organizasyonların ve etkinliklerin belirlenmesi için yeterli zaman olsun; bu etkinlikler bir takvime bağlansın ve acentaların tur organizasyon takvimine konulsun. Sonra bu etkinlik takvimini yerli yabancı tüm turistik misafirlerimize tur aktivitesi olarak sunalım. Böylece tematik yıl ilan edilen yerin hem tanıtımını yapıp hem de bundan gelir elde edelim ve ülke olarak maddi ve manevi kazanalım.

“2021 YILI İÇİN BİLE BANA GÖRE GEÇ KALINDI”

Hali hazırda 2021 yılı da Patara Yılı ilan edilsin diye teklif edilmesi için bile bana göre geç kalınıyor. Bu konu şimdiye kadar karar verilmeliydi ve Patara’yla ilgili 2021 etkinliklere ait planlama yapılmalıydı. Bu işin ideal olanı budur.

Bir yıllık süreçte tematik yıl için seçilen destinasyon tüm değerleriyle yeterince tanıtılabiliyor mu?

Eğer yukarıda söylediğim gibi çok önceden planlama yapılırsa ve o tematik ürünü ön plana çıkaracak etkinlikler önceden planlanıp yurt içi ve yurt dışında bir yıl öncesinden itibaren tanıtım ve pazarlaması süreçleri yapılırsa bir yıl yeterlidir. Ancak bazı tematik ürünler var ki çok geniş bir etki oluşturmak açısından üstünde daha uzun süre durulabilir.

“BAZI YERLERİN TEMATİK YIL SÜRESİ İKİ YILA UZATILABİLİR”

Bir yıl süreli bir tematik yıl bir destinasyona verimli bir katkı sağlıyor mu?

Bunun tematik yılı ilan edilen yerle de alakalıdır. Bazı yerler var ki bir yıl yeterlidir. Mesela 2018’deki Troya Yılı için bir yıl yeterlidir çünkü Troya yurt içi ve yurt dışında yeterince tanınıyordu. Mesela geçen yılki Göbeklitepe bir yıllık süreçte bence yeterli etkiyi yapamadı. Dolayısıyla bazı yerlerin tematik yıl süreci iki yıla uzatılabilir.

Sizce bundan sonraki süreçte turizm sezonunun yapısı gereği tematik yılların süresinin iki yıla çıkarılması tanıtım, maliyetler, sağladığı etki bakımından daha verimli olmaz mı?

Henüz denenmemiş bir konuda yorum yapmak bence doğru değil, öncelikle böyle bir çalışmayı yapıp ondan sonraki sürece takip ederek daha doğru analiz yapılabilir diye düşünüyorum. Ama tekrar altını çizerek söylüyorum; eğer siz önümüzdeki yılın tematik projesini bir yıl önceden belirlerseniz o tematik yılla ilgili gerekli hazırlıklar önceden yapılır ve pekâlâ verimli olur. Aksi durumda her zamanki gibi yapılmış olmak için yapılır.

“TURİZMCİLERİN FİKRİ SORULMUYOR”

Etkinliğin hazırlık aşamasındaki maliyet, harcamalar ve etkinlik sonrasında elde edilen turizm geliri dengesi düşünüldüğünde optimal süre bir yıl ile sınırlı mı kalmalı yoksa iki yıla mı çıkarılmalı?

Bu tür projelerle ilgili yaşanılanlara dayanılarak oluşturulmuş bir veri duymadım bugüne dek. Eğer kamu tarafında açıklanmış bir veri varsa da ben bilmiyorum. Ancak bugüne kadar gördüğümüz şu oldu hep; genelde son dakika tematik yıllar ilan edilir ve apar topar bir etkinlik çalışması ortaya konur ve sonrasında da getirisi-götürüsü hiç takip edilmez. Benim bugüne kadar gördüğüm bu şekilde oldu.

2018 yılı Troya, 2019 Göbeklitepe yılıydı ve hep ilan edildikleri yılın için de yani ilgili yılın Ocak-Şubat aylarında belirlendiler. Keza Patara’da aynı şekilde ilan edildi diye hatırlıyorum. Zaten çok geç başlanan bu tür etkinliklerin hazırlanma aşamasında genellikle biz turizmcilerin fikri sorulmuyor. Bu işin asıl muhatabı olan turizm STK’larıyla bir görüş alışverişi yapılmıyor maalesef.

Ülke olarak pandemi dönemini saymazsak normal sezonlarda 50 milyon turist alan bir ülkeyiz. 50 milyonluk bir potansiyeli düşündüğünüzde 2018 Troya, 2019 Göbeklitepe ve 2020 Patara gibi tematik yıl ilan edilmiş yerlerin turist ile olan etkileşiminin çok çok sınırlı kalıyor olması gerçekten düşündürücüdür. Bunu temel sebebi de yukarıda söylediklerimin içinde saklıdır. Bu süreçleri belirleme ve organize etmede ciddi planlama ve zamanlama eksiklikleri var. Haliyle bu açıdan bakınca tematik yılın bir ya da iki yıl olması verimlilik açısından da diğer açılardan da çok bir şey ifade etmiyor.


YELİZ GÜL EGE / ANTALYA TANITIM VAKFI BAŞKANI (ATAV) BAŞKANI

EN ÖNEMLİ HUSUS DESTİNASYONUN BİR YIL ÖNCESİNDEN BELİRLENMESİDİR

Bakan Ersoy’un bu önerisi, sadece coronavirus süreciyle mi sınırlı kalmalı?

Patara Yılı kesinlikle uzatılmalı; COVID-19 pandemisi nedeniyle yeterli etkiyi uyandıramadık. Bu kadar önemli, Likya’nın başkentliğini yapmış bir kentin gerçekten böyle global bir sorunla gölgede kalması bana göre kimse tarafından kabul edilmeyecektir. Cumhurbaşkanımızın da bu yönde karar vereceğini düşünüyorum. Bakanımız da olumlu bir adım attı bu konuda; bizler de onu destekliyoruz.

Patara Yılı coronavirus sürecinin gölgesinde kalmamalı; 2021 yılında katılacağımız tüm fuarlarda ve Türkiye tanıtımının tüm süreçlerinde Patara Yılı 2021 olarak vurgulanmalı.

“PATARA YILI’NIN AÇIKLANMA ZAMANINI GEÇ BULUYORUM”

Bir yıllık süreçte tematik yıl için seçilen destinasyon tüm değerleriyle yeterince tanıtılabiliyor mu?

Bir yıllık süre, tematik yıl için yeterli fakat destinasyonun bir yıl öncesinden belli olması gerekiyor. 2020 Patara Yılı’nın açıklanma zamanını geç buluyorum. 2020’in Patara Yılı olarak açıklanmasından önce Hollanda Fuarı’nı geride bırakmıştık. Bu karar ITB Berlin Fuarı öncesi açıklandı. Dolayısıyla tanıtım için kaçırdığımız fuarlar oldu.

Bu, bir yıl öncesinden yapılmalı mesela şimdi 2020 yılında 2021 yılının teması açıklanmalı. 2021 yılında 2022’nin teması açıklanmalı. Biz tüm kontratlarımızı yaparken dahi bunu kullanmalıyız. Sadece fuarlar olarak düşünülmemeli aynı zamanda acentaların kendi tur planlamalarını yaparken de buna göre hareket etmelerini sağlamalıyız.

Aynı zaman destinasyonda planlanacak olan festival, etkinlik gibi tüm bu destinasyona özgü verileri kullanabilmeliyiz. Bunları da fuarlarda yapabiliyoruz; o nedenle önceden açıklanması çok çok önemli. Bu kaçırılmaması gereken bir konu fakat şu ana kadar bununla ilgili çok da başarılı olamadığımızı düşünüyorum.

“TEMATİK YILIN İKİ YILA ÇIKARILMASI ÖNEMLİ DEĞİL”

Sizce bundan sonraki süreçte turizm sezonunun yapısı gereği tematik yılların süresinin iki yıla çıkarılması tanıtım, maliyetler, sağladığı etki bakımından daha verimli olmaz mı?

Bundan sonraki süreçte tematik yılın iki yıla çıkarılması çok önemli değil. Sadece tematik yılın önceden açıklanması ve hazırlıkların erken başlaması gerekiyor. Dolayısıyla burada 1 – 2 yıl, insanların algısını güçlendirmek anlamında bana göre süre önemli değil.

Önemli olan bizim destinasyonu erkenden öğrenip; o destinasyonun hazırlığını yapmamız gerekiyor. Çünkü belli bir antik kentte bir etkinliği yapabilmeniz için alt yapısının olması gerekiyor. Bu altyapının da bir sene önce finansal anlamda aktarımlarının, bütçelerinin onaylanıp harekete geçilmesi için iyi bir süre…

BİR DESTİNASYON İÇİN BİR YILI TEMATİK YIL İLAN EDİP; SONRASINDAKİ YILI BOŞ BIRAKMAMALIYIZ

Etkinliğin hazırlık aşamasındaki maliyet, harcamalar ve etkinlik sonrasında elde edilen turizm geliri dengesi düşünüldüğünde optimal süre bir yıl ile sınırlı mı kalmalı yoksa iki yıla mı çıkarılmalı?

Buradaki amaç etkinlikten para kazanmak değil; amaç etkinlikle tanıtımı sağlamak o nedenle de bunu bir gelir getirici unsur olarak görmeyip tanıtım unsuru ve tanıtımın sonrasında zincirin bir halkası olarak görmek lazım.

Domino etkisi gibi bu tarz etkinliklerin ilerleyen süreçte gelire yansıması olarak düşünmek daha doğru olur. Önemli olan aynen UNESCO Miras Listesi’ne girmek için bulunan kriterler gibi bu destinasyonlarda seçilecek olan tematik önerilerin de ön hazırlığınızın sonrasında “post” dediğimiz sürecin de planlanması gerekiyor.

Mesela Göbeklitepe’de yapılan güzel hazırlıklar ve sonuçları aslında bunu gösteriyor. Düzenlenen tematik yıl sonrasında da Göbeklitepe yaşamaya devam etti. Bir destinasyon için bir yılı tematik yıl ilan edip; sonrasındaki yılı boş bırakmamalıyız. Bunun devamında o destinasyondaki yetkili olan STK’lar, Kültür ve Turizm Bakanlığı yine etkinliklerine devam etmeli ki o mekanlar yaşasın.

Benim bu konuda söylemek istediğim en kritik husus: açıklamaların daha erken yapılması, son dakika Cumhurbaşkanımızın tematik yılın nerede düzenlenecek olacağını açıklaması; bizi hazırlıksız yakalayabiliyor. Tematik yıl etkinliklerinin daha verimli olabilmesi için buradaki planlamanın önceden yapılması gerekiyor.


ZAFER ALKAYA  / AKTOB YÖNETİM KURULU ÜYESİ / CORNELIA DIAMOND GOLF RESORT&SPA GENEL MÜDÜRÜ

“TEMATİK YILLAR EN AZ İKİ YIL OLMALIDIR”

Tematik yılın 1 yıl ile kısıtlanmasını elbette verimli bulduğumu söyleyemem. Seçilen tarihi Patara’nın tanıtımı açısından 1 yıllık süre kesinlikle yeterince efektif olmamaktadır. Bence tematik yıllar en az 2 yıl olmalıdır diye düşünüyorum. Seçili tema ilk yılında ancak olgunlaşacak ve ikinci yılında hedefine ulaşma şansını yakalayacaktır.

Seçilen tematik yıllar üzerinde ön hazırlık mutlaka çok iyi yapılmalıdır. Konuya konsantre olacak heyetler çok dikkatli seçilmeli ve her anlamda desteklenmelidir.

Tanıtımın ise kusursuz olabilmesi için kesinlikle çok iyi profesyonellere ve olabildiğince güçlü bir bütçeye ihtiyaç vardır.


HÜSEYİN BARANER / DÜNYA KARDEŞ ŞEHİRLER TURİZM BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ

“BİR YIL ZENGİN ANADOLU MİRASI İÇİN ÇOK KISA BİR SÜRE”

Anadolu o kadar zengin ki; Truva, Göbeklitepe, Patara ve sonra gelecek diğer önemli yerleri bir yılda tanıtmak; Dünya’nın farklı pazarlarında gerekli heyecanı yaratmak için bir yıl, zaman olarak çok kısa bir süre…

NEDEN TEMATİK YILLAR İÇİN İKİ YIL GEREKLİ?

Anlatmaya çalıştığımız konular çok önemli ve detaylı. Onun için iki yıllık süre çok daha fazla netice getirir diye düşünüyorum. İlk yıl tanıtım ikinci yıl da Dünya’daki özellikle bugüne kadar tam yapmadığımız tur operatörlerine imkan tanıyıp; bu tanıttığımız temalı destinasyonları, antik kentlerimizi onların müşterilerine ulaştırmalıyız.

Bu destinasyonları sadece fuarlarda veya genel anlamda tanıtmak değil ilk olarak kültür turu operatörlerine, ikinci sırada Dünya’da bu konuyla ilgili tüm derneklere, birliklere ve organizasyonlara, üçüncü sırada ise yine tarihle, felsefeyle ilgili Dünya’da aktif olarak aşağı yukarı 30 milyon öğretmen, eğitmenlik yapan kişilere tanıtıp; buluşturmalıyız. Onların da bu konuları öğretmeleri nedeniyle buralara gelip görmeleri gerekiyor. Üniversitelerdeki akademisyenler de yer almalı. 200 ülkede sadece tarih, felsefe vb. dalları okutan 8 milyon aktif yüksek öğretim elemanı ve profesör var. Bunların neredeyse %99’u Türkiye’ye gelmemiş durumda.

“TRUVA’DA BAŞLAYAN TEMALI TANITIM ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA OLDU”

Üst gelir grubunda yer alan konuyla ilgili kişileri de bu destinasyonlar çekmek önemli… Bu kişileri Türkiye’ye getirmek bizim için çok büyük bir önem arz ediyor. Bunun için iki yıl gerekiyor.

Ancak Truva’da başlayan temalı tanıtım çok önemli bir çalışma oldu. Bunu biraz daha Dünya halklarıyla interaktif hale getirerek; onların da online katılımıyla etkinlikler düzenlenebilir. Mesela 2021 Patara Yılı’nda online olarak her gün bir konuda bir çalışma, bir etkinlik, bir sunum veya çekiliş gibi halkın ilgisini çekebilecek, destinasyona yönelik algıyı güçlendirecek çalışmalar da yapılabilir.


HAYATİ KORUCU / ANTALYA REHBERLER ODASI BAŞKANI

DESTİNASYON SEÇİMLERİNDE TURİZM PAYDAŞLARININ GÖRÜŞLERİ ALINMALI

Bakan Ersoy’un önerisi, sadece coronavirus süreciyle mi sınırlı kalmalı?

Coronavirus salgını sonrasında mutlaka tarih sıfırlanıp; bir yıl daha seçilen destinasyon olması uygun olacaktır.

Bir yıllık süreçte tematik yıl için seçilen destinasyon tüm değerleriyle yeterince tanıtılabiliyor mu?

Tanıtılıyor olsa eminim bugün farklı konuları konuşuruz. Kesinlikle nasıl bir makale yazılıyor ise (giriş, gelişme ve sonuç ilişkisi) ise seçilen destinasyon ile ilgili de mutlaka ilan tarihinden en az bir yıl önceden hazırlıklara başlanması, bağlı bulunduğu turist rehberleri odası ile koordineli bir şekilde turist rehberlerinin turizm politikalarımız ve seçilen destinasyon ile ilgili uzmanlık programının hayata geçirilmesi ve bunun sonucunda seçilen destinasyonun seçili kaldığı sürece uzman turist rehberler tarafından seçilen destinasyonun gezdirilmesi ve yurt dışında 37 farklı dil konuşan turist rehberlerinin tanıtım için daha etkin kullanılması gerekir.

TEMATİK YIL İÇİN BİR DESTİNASYON NASIL BELİRLENMELİ?

Bir yıl süreli bir tematik yıl bir destinasyona verimli bir katkı sağlıyor mu?

En az hazırlık süreci 1 yıl olmalı hatta 7 coğrafi bölgeden birer tane seçilip bu süre sonunda en iyi hazırlanan destinasyonun ön plana çıkarılması ve diğer bölgeleri temsilen mutlaka diğerlerini kullanmak turizm gelirleri bakımından faydalı olacaktır.

Sizce bundan sonraki süreçte turizm sezonunun yapısı gereği tematik yılların süresinin iki yıla çıkarılması tanıtım, maliyetler, sağladığı etki bakımından daha verimli olmaz mı?

Etkili yapılan bir tanıtımla seçilen destinasyon zaten uzun yıllar gündemde kalacaktır. Burada söylemek istediğim sürenin 1 veya 2 yıl olasından ziyade bu konunun daha profesyonel yapılmasıdır.

Etkinliğin hazırlık aşamasındaki maliyet, harcamalar ve etkinlik sonrasında elde edilen turizm geliri dengesi düşünüldüğünde optimal süre bir yıl ile sınırlı mı kalmalı yoksa iki yıla mı çıkarılmalı?

Seçilen destinasyona bağlı olarak bu 1 yıl veya 2 yıl olabilir. Burada tüm dengeler gözetilmesi gerekir.

Bu ülke hepimizin, bu tür destinasyon seçimlerinde mutlaka turizm paydaşlarını görüşleri alınması ve bu sürecin beraber yürütülmesi, birlikte atılan adımlar ve yapılan lansmanlarla daha etkili olacaktır.


ARMAĞAN AYDEĞER / ÇATOD – ÇANAKKALE TURİSTİK OTELCİLER, İŞLETMECİLER VE YATIRIMCILAR BİRLİĞİ DERNEĞİ BAŞKANI 

“2018 TROYA YILI SADECE ÇANAKKALE’NİN DEĞİL TÜRKİYE’NİN TANITIMINA KATKI SAĞLADI”

Türkiye’deki destinasyon odaklı tematik tanıtımların ilk ve örnek modeli olan 2018 Troya Yılı’dır. 2018 Troya Yılı önceki yıllardaki turizmin zor süreçlerinin ardından sadece Çanakkale ilinin değil Türkiye’nin uluslararası tanıtımına pozitif bir enerji katmıştır.

TROYA ÇANAKKALE TURİZMİNE NELER KAZANDIRDI?

Çanakkale’nin çok güçlü uluslararası tanıtımının yanı sıra, turizm odaklı mevcut cazibe noktalarındaki alt ve üst yapı projelerinin hızlanması ve yenilerinin oluşması, yıl boyu Troya temalı kültür, sanat, spor ve bilim alanlarında çok sayıda uluslararası güçlü etkinliklerin yapılmasına ve hatta sürdürülebilir devam eden etkinliklerin doğmasına, yurt dışında ve yurt içinde Troya temalı çok sayıda kültür, sanat ve bilimsel etkinlerin yapılmasına, yıl boyu ulusal ve uluslararası dijital ve basılı medyada Çanakkale ve Troya ile ilgili sayısız haber içeriğinin üretilmesine, uluslararası dizi, büyük ses getiren belgesel çalışmalarının hayata geçmesine, vatandaşlarımıza Troya’nın Anadolu’nun kadim bir değeri olduğunun farkındalığının üretilmesine vesile olmuştur.

Belki de en önemlisi Dünya’nın en önemli “Çağdaş Arkeoloji Müzesi” örneklerinden biri kabul edilen Troya Müzesi’nin açılmasına vesile olmuştur.

Bunun yanı sıra 120 km olağanüstü bir kültür yürüyüş rotası olan Troia Kültür Rotası’nın ortaya çıkmasına, Türkiye’nin ilk “Arkeo Köy Tevfikiye” ve “Etno Köy Çıplak”ın yeniden doğuşuna doğrudan neden olmuştur.

Antik dönemden Troya Tatlısı isminde binlerce yıllık bir gastronomi ürününün dahi sofralara geri dönmesini sağlamıştır.

2018 Troya yılı sonrasında Troya Müzesi EMYA Avrupa Yılın Müzesi Finalisti oldu, Times Dergisi’nde Dünya’da ziyaret edilmesi gereken 500 cazibe noktasında biri olarak yer almıştır.

TÜRKİYE’NİN EN YAŞANILABİLİR ŞEHRİ

2019 yılında Forbes Dergisi çok sayıda kriter üzerinden değerlendirerek Çanakkale’yi Türkiye’nin en yaşanılabilir kenti seçti. Bu ve bunun gibi olağanüstü etkileri ile 2018 Troya Yılı Çanakkale turizminin seviye atlamasına çok önemli bir katkı sağlamıştır.

Troya Yılı’nın verdiği motivasyonla, 2019 Göbeklitepe Yılı da Göbeklitepe’nin farkındalığının artmasında ve uluslararası tanıtımında, bölgeye çektiği yatırımları, bölgedeki artan etkinlik ve ziyaretçi sayıları ile oldukça olumlu bir etki üretmiştir.

PATARA YILI PANDEMİ GÜNDEMİNDE KAYBOLDU

2020 Patara yılı maalesef COVID – 19 pandemisinin yarattığı gündemde kayboldu. Hedeflenen etkiyi maalesef üretememiştir.

Tabi bunun ana kaynağı pandemi ile birlikte ortaya çıkan çok sayıda kısıtlama, dünya turizminde yaşanan olağanüstü daralma, başta turizm olmak üzere çok sektörün durma noktasına gelmesi sonucunda bu tür tematik bir yılın kutlanması, buna bağlı bir iletişim, tanıtım ve yatırım çalışması yapılmasını imkansız hale getirmiştir.

“ANTALYA PATARA YILI’NA SAHİP ÇIKMADI”

Turistik tesislerin %90’nından fazlasının aylarca kapalı olduğu bir dönemde bu tür bir tematik yıldan sonuç alınması neredeyse imkansız hale gelmiştir. Diğer taraftan Antalya’nın Patara Yılı’na yeterince sahip çıkmadığını hissediyorum.

Çünkü bu tematik destinasyon tanıtımı bir yıl öncesinde kurgulanması gereken, ilgili tanıtımlarının bir yıl öncesinde yapılması gereken, bölgede Patara Yılı ile birlikte önceliklendirilecek yatırımların ortaya konduğu, ilgili etkinlik takviminin oluşturulduğu, ilin tüm ilgili turizm aktörlerinin birlikte koordinasyon içinde çalıştığı, çok güçlü bir sinerjiyi gerektirmektedir.

Antalya, 2020 Patara Yılı’nı pandemi sürecinde iç turizmin de ilgisini çekmek için iletişimini kullanabilirdi ama bunu yaptığını pek görmedim. Bir tematik yılın başarısı oranın yerel aktörlerinin bu konuya inanması, birlikte çalışması, emek harcaması ile mümkün. Yalnız Bakanlığın gölgesine saklanarak; Bakanlığın yapacaklarını bekleyerek başarıya ulaşmak maalesef mümkün değildir.

“TROYA YILI ÖRNEK BİR ÇALIŞMADIR”

Troya Yılı’nın tabandan yani Çanakkale ilinde sivil toplum kuruluşlarından çıkan, sonrasında, kamu yöneticileri, siyasi, bürokratı ile birlikte olağanüstü sinerji üreten ve buna bağlı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kabul görülerek liderlik ve koordinasyon sağlanan dünyada örnek bir çalışmadır.

“TEMATİK YIL ETKİNLİKLERİ SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİLDİR”

Bu nedenle 2021 yılı elbette yeniden Patara Yılı olabilir ama bunun devamı bir sihirli değnek olmadığını konunun yine Antalya’nın yerel dinamiklerinin inisiyatifinde olduğunu hatırlatmak isterim. Aksi takdirde 2030 kadar Patara Yılı olsa istenen katma değer üretilemez.