Hüseyin Baraner’den Antalya turizminin SWOT analizi

Last Updated on 31 Ekim 2019 by Yaşar Çelik

Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, Antalya turizminin güçlü ve zayıf yönlerini, Antalya turizminin daha fazla geliştirilmesi için yapılması gerekenleri ve sahip olduğu fırsatları değerlendirdi.

28 – 29 Ekim 2019 tarihlerinde Antalya Turizm Fuarı’nda 2020 yılına yönelik ve Antalya turizmine yönelik değerlendirmelerini aldığımız Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner; Antalya turizminin daha etkin, sürdürülebilir bir düzeye ve daha üst seviyelere ulaşması için atılması gereken adımları değerlendirdi.

ANTALYA TURİZMİNİN GÜÇLÜ YANLARI

Günümüzde Antalya’nın Türkiye turizmi için büyük bir öneme sahip olduğunu ve 180’e yakın ülkeden talep gördüğünü belirten Hüseyin Baraner; “Antalya önemli bir ürün gücüne sahip, özellikle deniz-kum-güneş tatilini tercih edenler, çocuklu aileler ve luxury arayan kişiler için vazgeçilmez bir destinasyon… Antalya’daki oteller, altyapı imkanları, otellerde sunulan hizmet kalitesi bu destinasyonun en güçlü yönlerini oluşturuyor” dedi.

Hüseyin Baraner, Antalya’yı güçlü kılan bir diğer etkenin de turizm sektörünü etkileyen krizlere rağmen oldukça iyi bir performans sergileyen Türkiye’nin en güçlü pazarlama ve satış ekiplerinin Antalya’da faaliyet göstermesi olduğunu belirtti.

ANTALYA TURİZMİNİN EKSİK YÖNLERİ

Antalya’nın deniz – kum – güneş ve yaz tatili satışlarıyla ön plana çıktığını ifade eden Baraner; Antalya’da alternatif turizm alanlarındaki satışların istenilen seviyelerde olmadığına dikkat çekti. Baraner; bu konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“AVRUPA’DAKİ 110 MİLYONLUK EMEKLİ NÜFUSUNA HALA ULAŞAMADIK”

“Antalya’da yeterince kültür turu satamıyoruz; etkinlik ve organizasyonlara yönelik satışlar gerçekleştiremiyoruz, sanat etkinlikleri satamıyoruz. Bu alanlarda yapılanmamız henüz istenilen seviyelerde değil. Bu müşterileri başka ülkelere kaçırdığımız doğru. En önemli eksikliklerimizden biri Bakanlığımız ve sektörümüz kurumsal olarak Avrupa’daki emeklilere tam anlamıyla, etkili bir şekilde ulaşamadı. Avrupa’da 110 milyonluk emekli nüfusu var. Bunların 20 milyonunun kişi başı serveti 1 milyon Euro’nun üzerinde… Hala hiçbir kurumsal yaklaşım yok.

“PAZARLAMA ÇALIŞMALARIMIZ SADECE ANTALYA’NIN GÜNEYİ İLE SINIRLI”

İkinci olarak Antalya turizminin zayıf ve eksik kalan diğer bir yanın da Kuzey Antalya’da yer alan termal turizmine yönelik imkanlardan, doğal güzelliklerden yeterli derecede turizm alanında faydalanılmaması olduğuna dikkat çeken Hüseyin Baraner; “Termal tesislerimizin yanı sıra Kuzey Antalya’daki zenginlikleri sahil kesimi ile birleştiremiyoruz. Mesela “Antalya 66 Route” kurup sahili Afyon’a kadar bağlayabiliriz. Bunun için yıllarca uğraştım kimse ilgi göstermedi. Avrupalılar yürümek istiyor. Kış aylarında gezmek istiyor; ağaçlara dokunmak istiyor; ormanda dolaşmak, dağ yamaçlarına tırmanmak istiyor. Biz, bunları vermiyoruz; hep önlerine otel koyuyoruz. Dolayısıyla buradaki fırsatları kaçırıyoruz” dedi.

DİĞER EKSİĞİMİZ DEMOGRAFİK PAZARLAMA STRATEJİMİZİN OLMAMASI

Hüseyin Baraner’e göre, hem ülke genelinde hem de Antalya özelinde diğer eksikliklerimizden biri de “demografik pazarlama” ve farklı yaş ve sosyal gruplara yönelik özel pazarlama anlayışımızın, stratejilerimizin olmaması…

“YENİ MÜŞTERİ YARATMAKTA ZORLANIYORUZ”

Baraner, bu konuya ilişkin değerlendirmelerinin devamında şunları paylaştı: “En büyük eksikliğimiz Avrupa’nın çekirdek pazarlarına yani Hollanda, Benelüks, İskandinavya, Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerde yeni müşteri yaratmakta zorlanıyoruz. Ciddi çabalarımız da yok. Yani hep aynı profilde, aynı duyguda, aynı gereksinimdeki müşteri profiline oynuyoruz. Diğer farklı gruplara ulaşamıyoruz. Nedir bu farklı gruplar? Kadınlar, 16 -25 yaş arası gençler, sanatçılar, Avrupa’da 65 yaş üzeri emekliler ve yaşlıları kapsayan çok önemli bir grup oluşuyor. Bu gruplara tam anlamıyla etkili bir şekilde hitap edemiyoruz.

Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, son olarak sanat ve kültür organizasyonlarında ve kültür turizmi alanındaki eksikliklere dikkat çekti:

“SOMUT HİZMETLERİ ÇOK İYİ SUNAN BİR TURİZM ÜLKESİ HALİNE GELDİK AMA…”

“Özellikle sanatımızı ve kültürümüzü aktaracak etkinlikler yapamıyoruz. Hala dünyanın Aspendos Festivali’nden haberi yok. Bu etkinliği tatil paketlerine ekleyip; satamıyoruz. 40 yıl oldu hala Aspendos Festivali’ni direkt paket olarak müşteriye sunan Avrupa’da, Amerika’da, Dünya’da hiçbir yapı yok. Bunun yanı sıra Antalya EXPO çok önemli konuma sahipti ama onu da yaşatamadık. Özetle; biz otellerimizi, somut hizmetleri çok iyi sunan bir turizm ülkesi haline geldik ama duyusal, sanatsal konuları yaşatan bir başarımız henüz şu anda yok.”

Bu değerlendirmeler kapsamında Antalya turizmi için sadece deniz – kum – güneş tatiline yoğunlaşmak; gelecekte bölge ve ülke turizmi için bir tehdit oluşturacaktır. Antalya’da turist profilini ve turizmi çeşitlendirmeye gitmek ise önemli fırsatlar sunacaktır.

Antalya Turizm Fuarı’nın ardından sektör temsilcilerinden değerlendirmeler…