Kovid-19’un İstanbul turizm sektörüne etkisi

Last Updated on 28 Eylül 2020 by Yaşar Çelik

İBB İstanbul Turizm Platformu ve TURSAB’ın katkılarıyla, Haziran – Ağustos 2020 tarihleri arasında, İstanbul’daki 246 turizm sektörü temsilcisi ile görüşülerek yapılan araştırmaya göre, Kovid-19 pandemisinin İstanbul turizm sektörüne etkileri masaya yatırıldı.

İstanbul’da sektördeki temsilcilerden yüzde 42’si faaliyetlerine en az 10 yıldır devam ediyor

Haziran- Ağustos 2020 tarihleri arasında görüşülen İstanbul’daki 246 turizm sektörü temsilcisinin yüzde 7,4’ü faaliyetini bir yıldan daha kısa bir süredir, yüzde 33,3’ü 2 ile 5 yıl arasında, yüzde 17,3’ü 6 ile 10 yıl arasında ve yüzde 42’si 10 yıl ve üzeri bir süreden beri devam ettirdiğini belirtti. İşletmelerden yüzde 52,3’ü 1 ile 5 kişi, yüzde 28’i 6 ile 15 kişi, yüzde 15,2’si 16 ile 50 kişi ve yüzde 4,5’i 50 ve üzerinde kişi istihdam ettiğini belirtti.

Kovid -19 sebebiyle temsilcilerin yüzde 85,5’i yüzde 75 ve üzerinde ciro kaybı yaşadı

Temsilcilerden sadece yüzde 1,6’sı Kovid-19 döneminde ciro kaybının yüzde 25 ve altında olduğunu ifade ederken; yüzde 1,6’sı kaybının yüzde 25 ile 50 arasında, yüzde 11,3’ü yüzde 50 ile 75 arasında ve yüzde 85,5’i yüzde 75 ve üzerinde ciro kaybı yaşadığını ifade etti.

Temsilcilerin yüzde 70,8’i Kovid -19 sürecinde, kısmi çalışma ödeneğine başvurdu

Turizm sektörü temsilcilerine Kovid-19 sürecinde çalışanlarına uyguladıkları politikalar sorulduğunda yüzde 70,8’i kısmi çalışma ödeneğine başvurduklarını belirtti.Temsilcilere çalışanlara ücretsiz izin verip vermedikleri sorulduğunda ise, yüzde 52,7’si Kovid-19 sürecinde çalışanlara ücretsiz izin verildiğini belirtti.

Yüzde 72,2’si finansal yardım almadan operasyonlarına 3 aydan daha uzun süre devam edemez

Turizm anketine katılan temsilcilere yöneltilen “Mevcut durumu göz önüne alarak finansal yardım olmadan operasyonlarınıza kaç ay devam edebilirsiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 72,2’si finansal yardım olmadan operasyonlarını 0 ile 3 ay arası devam ettirebileceklerini belirtirken, yüzde 17,5’i 4 ile 6 ay arası devam edebileceklerini belirtti. Sadece yüzde 2,1’lik grup finansal yardım olmadan bir seneden fazla devam etmenin mümkün olduğu belirtti.

Katılımcılardan yüzde 72,5’i İstanbul’da turizm sektörünün 2019 yılı hacmine bir yıldan daha uzun bir sürede ulaşabileceğini ifade etti

Turizm anketine katılan temsilcilerden yüzde 6,1’i İstanbul’da sektörün 6 aydan daha kısa bir sürede 2019 yılı hacmine ulaşabileceğini ifade ederken yüzde 21,4’ü 7 ile 12 ay arasında bir sürede, yüzde 44’ü bir ile iki yıl arasında ve yüzde 28,4’ü ise iki yıl ve üzeri bir sürede ulaşabileceğini ifade etti.

2020’nin son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre talepte yüzde 80 düşüş yaşanabilir

Temsilcilere 2019 yılındaki gerçekleşmelere göre 2020 yılının son çeyreğinde talepte nasıl bir düşüş gerçekleşeceğini düşündükleri sorulduğunda yüzde 52,7’si talepte yüzde 80 ve üzerinde bir düşüş yaşanabileceğini belirtirken sadece yüzde 4,5’i 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 20’nin altında bir düşüş gerçekleşeceğini belirtti. 2021 yılının ilk çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönem ine göre temsilcilerin yüzde 39,9’u talepte yüzde 80’in üzerinde bir düşüş gerçekleşebileceğini belirtirken yüzde 17,7’si ise talepte yüzde 20 ’nin altında bir düşüş gerçekleşebileceğini belirtti.

Temizlik ve hijyen standartları başarılı bir pazarlama stratejisi oldu

Normalleşme sürecinde temsilcilerin yüzde 76,5’i temizlik ve hijyen standartlarını arttırmanın daha başarılı bir pazarlama stratejisi olabileceğini belirtti. Temsilcilerin normalleşme sürecinde başarılı olacağını düşündükleri diğer pazarlama stratejileri ise yüzde 64,2’sinin katılımıyla borçları yapılandırma, yüzde 60,9’unun katılımıyla ise yatırımları erteleme oldu. Temsilcilerin başarılı olmayacağını düşündükleri stratejilerin başında ise yüzde 67,5 ile işletmeyi tamamen kapatma gelirken, ikinci sırada yüzde 47,8 ile fiyatları düşürme stratejisi geldi.

En önemli destek  mali yardım ve ertelemeler

Temsilcilere Kovid-19 sürecinde kamu desteklerinin etkinlik düzeyinin değerlendirmeleri için sorulan soruda en önemli desteğin mali yardım ve ertelemeler olduğu belirtildi. Temsilcilerin yüzde 63,4’ü mali yardım ve ertelemelerin önemli olduğunu belirtirken; katılımcıların yüzde 61,3’ü ise kısa çalışma ödeneği gibi işgücünü korumaya yönelik desteklerin önemli olduğunu belirtti.

İstanbul turizminde yerli ve yabancı turistin pazar payının azalacağını düşünülüyor

Turizm anketine katılan temsilcilere yöneltilen “Kovid-19 sonrası pazar payı açısından
karşılaştırıldığında coğrafi pazarlarda nasıl bir değişim bekliyorsunuz?” Sorusuna katılımcıların büyük çoğunluğu tüm pazarların azalacağını belirtirken, yüzde 22,2’si yerli
pazarın artacağını belirtti. Ortadoğu ve Körfez payına bakıldığında ise katılımcıların
yüzde 16,9’u pazar payının artacağını; Kuzey Amerika payı sorulduğunda ise temsilcilerin
yüzde 80,2’si, Güney Amerika payı sorulduğunda ise temsilcilerin yüzde 79’u pazar payının azalacağını tahmin etti.

İstanbul’da doğa ve sağlık turizminin payının artarken, gastronomi ve eğlence turizminin payı azalacak

Turizm anketine katılan temsilcilere yöneltilen “KOVİD-19 sonrası pazar payı açısından karşılaştırıldığında pazarlarda nasıl bir değişim bekliyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 40’ından fazlası doğa ve sağlık turizm inin payının artacağını belirtirken; katılımcıların büyük çoğunluğu MICE(Kongre ve Etkinlik), gastronomi ve eğlence, alışveriş, kruvaziyer ve deniz ile spor turizminin payının azalacağını öngördü.

Temsilciler Kovid-19 sonrası turizm endüstrisinde, bilgi iletişim teknolojileri ve otomasyon kullanımının artacağını öngördü

Temsilcilerin yüzde 75’inden fazlası, kişi başı konaklama maliyetlerinin artacağını, konaklama kapasitelerinin düşeceğini ve sektörde bilgi iletişim teknolojilerinin artacağını öngördü. Bunun yanında temsilciler, Kovid-19 ile beraber fiyat bazlı ve kalite bazlı rekabetin artacağını, marka imajının rekabette ön plana çıkacağını öngördü. Turizmde aracılığın geleceği ve taşeron (dış kaynak) kullanımı açısından ise temsilciler kararsız olduklarını belirtti.

Turizm sektörünün toparlanması için temizlik önlemleri ve maddi konulara değinildi

Katılımcılar yöneltilen “Sizce Kovid-19 sürecini daha etkin yönetebilmek için kısa-orta-uzun vadede destinasyon ve işletme bazında neler yapılmalı?” sorusunda yeni bir planlama ve strateji geliştirilmesi gerektiği belirtildi. Yapılan analiz sonucunda en fazla değinilen iki konu: temizlik önlemleri ve maddi destek oldu.

Katılımcılar uzun vadeli planlardan ziyade, kısa vadeli olarak işletmelerin hayatta kalabilmesi için önlemlerin acilen geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Katılımcıların yüzde 11’i önlemlerin varlığıyla sektörün ayakta kalabileceğini; buna karşılık yapılacakların kısa vadede hijyen önlemlerinin alınması, hedef kitleye yönelik etkili ve hızlı bilgi akışı sağlanması ve güven ortamı oluşturulmasının gerekliliğine değindi.

Alınan önlemler ışığında işletmelere verilecek “turizm sertifikasyonu” ile yeni normale yönelik bir standart geliştirilmesi gerektiği önerildi. Katılımcıların yüzde 12’si tarafından maddi destekler yoluyla iletmelerinin devamlılığının sağlanabileceği düşünüldü. Katılımcılar destek olarak; maddi anlamda para yardımının, personellerinin ücretinin karşılanmasının, kredi ve hibe desteğinin gerekliliğini ifade etti. Genel görüş, piyasaların uzun süre durgunluk içerisinde olacağı ve yapılan borç ertelemelerinin de ilerleyen zamanda işletmeleri zor duruma sokacağı yönünde oldu. Orta vadede ekonomik anlamda işletmelerin talebi öncelikli olarak vergi muafiyeti ve borçların yapılandırılması yönünde oldu. Ekonomik destek anlamında beklenti duyulan kurumlar; TC Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği(TURSAB) oldu. Turizm sektörü temsilcileri, hizmet odaklı rekabet sağlanması ve sektör içerisinde fırsat eşitliği sağlanmasını önerdi.

Orta vadede piyasaların hareketlenmesi için pazarlama, reklam ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen katılımcılar bu konuda reklamlar ve kamu spotlarıyla bilgi akımı sağlanması, devletin destek olması beklentisi içerisindeler. Pazarlama çeşitliliğiyle birlikte yeni destinasyonların da keşfedilmesi gerektiği, bu amaç doğrultusunda ise uluslararası ilişkilerin iyi tutulması gerektiği düşünülmektedir. Aynı zamanda sektörün
bu süreci atlatabilmesi için iç turizme yönelik faaliyetlerin sürdürülmesi gerektiği belirtildi.