“Destinasyon yönetimine geçiş süreci en kısa sürede başlatılmalı”

Last Updated on 2 Kasım 2020 by Turizm Günlüğü

Kayseri Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı, Türkiye’de başarılı bir destinasyon yönetimi uygulamasına imza atan; Kayseri Erciyes A.Ş.’nin faaliyetleri ve diğer destinasyonlara da örnek teşkil edebilecek görüşlerini Turizm Günlüğü ekibiyle paylaştı.

Türkiye’de sayılı destinasyon yönetimi projesinden birine imza atan Kayseri Erciyes A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı; Türkiye’nin destinasyon yönetimine geçiş sürecini en kısa sürede başlatması gerektiğine dikkat çekerek; destinasyon yönetimi alnındaki görüş ve önerilerini, atılması gereken adımları anlattı.

“Destinasyon yönetimi”, Türkiye turizminde sorunların aşılmasında nasıl yardımcı olabilir?

Destinasyon yönetimi, ülkemizin sahip olduğu kültürel çeşitlilik ve turizm zenginliklerinin daha sistematik bir şekilde sunulmasını sağlar. Bu anlayış, bölgenin turizm faaliyetleri ile ilgili sürdürülebilirliğini sağlayarak, yerel dinamikler ile bölgenin turizm potansiyelinin çekiciliğini korumak, turistlerin deneyimlerinin kalitesini arttırarak, meselelerin çok hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasına imkân oluşturur.

“PLANSIZ BİR TURİZM GELİŞİMİ VERİMLİ OLMAYACAĞI GİBİ ÖMRÜ DE KISA OLACAKTIR”

Türkiye’nin mevcut koşulları göz önüne alındığında “destinasyon yönetimi” nasıl kurgulanmalıdır?

Bir destinasyon öncelikle uzun soluklu bir planlama yaklaşımı ile hayata geçirilmelidir. Plansız bir turizm gelişimi verimli olmayacağı gibi ömrü de kısa olacaktır. Bu yönetim anlayışının kurulabilmesi için öncelikle amaçların belirlenmesi gerekiyor. Ardından bölgenin güçlü ve zayıf yönler incelenmeli, hedefler ve stratejiler ortaya çıkarılmalıdır. Bir destinasyonunun ana unsurları olan turizm zenginlikleri, ulaşılabilirlik, tesisleşme, tamamlayıcı hizmetler ve etkinlikleri korumak ve geliştirmek de bu yönetimin sorumluluğu ile fonksiyonel bir hal alabilecektir. Destinasyon yönetimi bölgedeki resmi, sivil ve ticari aktörlerin katılımı ile kurgulanmalı; mahalli idare veya belediye işin muhakkak içerisinde bulunurken ticaret ve sanayi odası gibi sivil kurumlar da yönetimde söz sahibi olmalıdır.

Dünyada başarılı olan ve genel kabul gören uygulama, destinasyonları yönetmenin en iyi yolunun kamu-özel sektör ortaklığı şeklinde olduğu yönündedir. Türkiye’de kamu ve özel sektör arasındaki görev paylaşımı nasıl olmalıdır?

Ülkemizdeki destinasyon yönetiminde kamuyu temsile belediyeler işin içerisinde olmalıdır. Valilik veya özel idare de söz sahibi olmalı fakat bunlardaki kamu yönetim anlayışı ve hızlı karar alma özellikleri belediyelere nazaran daha az olduğu için kamu ağırlığı belediyelere verilmelidir. Bunun yanında o destinasyonun varsa güçlü ve muteber turizm dernekleri veya vakıfları, ticaret odası, ticaret borsası, üniversite gibi kurumları da karar alma mekanizması içerisinde yer almalıdır.

“DESTİNASYON YÖNETİMİNDE DESTEKLEYİCİ ÖNEMLİ UNSURLARINDAN BİRİSİ ÜNİVERSİTELERDİR”

Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve yerel halkın destinasyon yönetimindeki önemi nedir? Bu paydaşlara düşen görevler neler olmalıdır?

Destinasyon yönetiminde destekleyici önemli unsurlarından birisi üniversitelerdir çünkü o bölgede turizm şuurunun oluşmasını sağlayıp sektör için eğitim programları hazırlama ve uygulama imkânına sahiptirler. Bunun yanında kalifiye insan gücü yetişmesine öncülük ederler. Bölgedeki mahalli idare de daha çok alt yapı sorumluluklarını üstlenir. Sivil toplum kuruluşları ise yerel dinamiklerin meselelerini ve mesuliyetlerini ortaya çıkarıp çözüm önerileri oluşturmanın yanında iş birlikleri sağlarlar. Mahalli halk da turizm ile ilgili tüm süreçlere dahil olup turistik faaliyette bunan kişilere yönelik olumlu davranışlar sergileyerek, turizm değerlerini ve ziyaretçileri koruma gibi vazifelerde bulunurlar.

“TGA AKİL KURUM HÜVİYETİ TAŞIMALIDIR”

Destinasyon yönetimi alanında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) konumu ne olmalıdır?

TGA destinasyon yönetiminde bağımsız bir üst kurul gibi çalışmalı ve destinasyonun potansiyeli olan özellikle yurtdışı pazarlarda fizibilitesi yapılmış ve verimliliği yüksek ihtimal dahilindeki proje bazlı destinasyon tanıtımlarına bütçe ve tecrübe sağlayıcısı pozisyonunda olmalıdır. Gerektiğinde destinasyon yönetim organizasyonunu yönlendirmeli ve o mahaldeki turizmin gelişmesine katkı sağlayacak bir akil kurum hüviyeti taşımalıdır.

“DESTİNASYON YÖNETİMİNE GEÇMEK KUVVETLİ BİR İRADE GEREKTİRİR”

Sizce bugüne kadar destinasyon yönetiminin Türkiye’de etkili bir şekilde uygulanmamasının önündeki engeller nelerdir?

En büyük engel ülkemizde turizmin çok hızlı ve rastgele politikalarla gelişmiş olmasıdır. Merkezi ve mahalli idare turizmin geliştiği bölgelerde bir projeksiyon çizememiş sadece tesisleşme için imkan oluşturmaya odaklanmıştır. Belli bir yol aldıktan sonra ortaya konulan yönetim çabaları da artık taşlar yerine oturduğu için çok mümkün olamamıştır. Bunun yanı sıra turizme önemli bir sektör olarak yaklaşılmaması, sürdürülebilir turizm konseptinin benimsenmemiş olması ve uygulanan günlük politikalar ülkemiz turizmi için bir vizyon çizmeye ve bir yönetim anlayışı getirmeye mani olmuştur. Ayrıca alışılagelmiş sistemi değiştirmek zor ve meşakkatli bir süreç olacağı için ilgili otoriteler bu değişimi yönetmeyi göze alamamıştır demek her halde yanlış olmayacaktır. Destinasyon yönetimine geçmek hem kamu hem de özel sektör açısından kuvvetli bir irade gerektirdiği için iki kesim de buna cesaret edememiştir.

Destinasyon tanıtımı mı? Destinasyon yönetimi mi?

Öncelikle bir yönetim olmadan tanıtım da olmayacağı veya doğru ve istikrarlı bir şekilde yapılamayacağı için kesinlikle destinasyon yönetim anlayışına geçmek gerekmektedir. Rastgele ve farklı aktörler tarafından yapılacak tanıtım destinasyonun sürdürülebilir bir imaja sahip olmasına da mani olacaktır. Dolayısıyla bütüncül bir politika geliştirip yönetimin unsurlarına “tanıtımı” da dahil ederek verimli bir idari yapı kurmak esas olarak görülmelidir.

ERCİYES’İ KIŞ TURİZMİNE KAZANDIRMA SÜRECİ

Bölgenizde, destinasyon yönetimine ilişkin atılan adımlar, yapılan çalışmalar nelerdir?

Kayak ve kış sporlarının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra global ölçekte yayılmasına paralel olarak yaklaşık 70 yıldır bu sporlara ev sahipliği yapan Erciyes Dağı, 2005 yılında çıkan kanunla Kayseri Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil oluncaya kadar maalesef istenilen turistik ve ekonomik etki sağlanamamıştı. Ülke olarak yaz turizmine odaklanmamız; güneş-kum-deniz turizmi dışındaki kaynakları görmezden gelmemiz birçok dağ gibi Erciyes’te de plansız yapılaşmayı beraberinde getirmişti. Dolayısıyla dağ yönetimi açısından başarısız, kontrolsüz ve güvensiz bir yapı oluşmuş ve kış sporları tamamen kişisel ranta dayalı güç ilişkileri içinde kendi kaderine terk edilmişti.

2005 yılında, Erciyes’in idari sınırları değiştikten sonra Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Erciyes Master Planı’nı devreye sokup, Avrupa’daki kayak merkezleri standardında bir Kış Turizm Merkezi oluşturmak maksadıyla çalışmalarına başladı. Global bir proje yürütme mantığı içerisinde tasarlanan Erciyes Master Planı, fizibilite çalışmaları, projelendirme ve uygulama süreçleri de dahil olmak üzere Alpler’de birçok kayak merkezi oluşumuna imza atmış Avusturyalı danışman firmalar nezaretinde yürütülmüştür. Daha önce Dağ üzerinde tek bir alana sıkışmış bulunan yetersiz ve iptidai mekanik tesisler ve pistler Erciyes’in eteklerinde dört farklı giriş noktası oluşturmak suretiyle yaklaşık 25 km uzunluğunda yay içerisine yerleştirilmiş, birbiriyle entegre olmuş pistlerde kayakçının Dağ’ın her tarafında özgürce kayak yapmasına imkan tanıyacak bir plan yapılmıştır. Bütün giriş noktalarında ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak danışma ofisleri, restoran ve kafeler, kiralama dükkanları, anne bakım odaları, çocuk oyun parkları gibi sosyal imkanlar oluşturulmuştur. Sadece kış turizmine yönelik olmayıp Erciyes’ten dört mevsim istifade etmeyi amaçlayan dağcılık, yaz sporları ve doğa aktiviteleri de düzenli bir şekilde planın içerisine alınmıştır. 

2011 yılından itibaren hizmet vermeye başlayan Erciyes Kayak Merkezi, bugün Türkiye’nin en gelişmiş, dünyanın sayılı kış turizm merkezlerinden biri haline gelmiş bulunmaktadır. Global bir marka haline gelmeye başlayan Erciyes, bir turizm merkezi haline dönüşerek, tüm dünyadaki ziyaretçiler için hem ulaşım kolaylığı hem güvenlik, hem turistik, hem de sosyal tesisleşme alanında ciddi fırsatlar sunmaya başladı. Büyükşehir Belediyesi projenin masa başı çalışmalarının başladığı 2005 yılından itibaren yol genişletme çalışmaları, temiz ve kirli su kanalizasyonu, doğal gaz, çevre düzenleme, sosyal alanların inşası, mekanik tesisler, pistler, suni karlama sistemleri gibi birçok kalemde yapılan yatırımlara yaklaşık 200 Milyon Euro harcamış olup bu meblağın yaz turizmi yatırımları ve özel sektörün yatırımlarıyla 450 Milyon Euro’ya ulaşması beklenmektedir.

DESTİNASYON YÖNETİM ŞİRKETİ KAYSERİ ERCİYES A.Ş’NİN FAALİYETLERİ

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından Erciyes’te yapılan yatırımları işletmek üzere 2011 yılında “Destinasyon Yönetim Şirketi” (DMO) olarak kurulan ülkemizin ilk ve tek dağ yönetim şirketi Kayseri Erciyes A.Ş, konusunda ihtisaslaşmış çalışma ekibiyle Erciyes’i dört mevsim yönetiyor.

Şirketimiz, Erciyes Dağı üzerinde bulunan teleferiklerin işletilmesi, kayak pistlerinin hazırlanması, güvenlik tedbirlerinin alınması, suni karlama sistemiyle kar üretilmesi gibi saha hizmetlerinin yanında yaz faaliyetleri ve sportif aktivitelerle alakalı bütün süreçleri tek elden yürütüyor. Kayseri Erciyes A.Ş. kayak merkezindeki sosyal, sportif ve turistik faaliyetlerin tamamını idare etmeye ve Dağ’a gelen bütün misafirlerin güvenli, huzurlu ve keyifli bir gün geçirmelerine ortam hazırlıyor.

Avrupa’daki kayak merkezleri örneğinde olduğu gibi Erciyes’te de idare profesyonel bir destinasyon yönetimi mantığıyla yapılıyor. Erciyes Kayak Merkezi’nin global çapta tanıtım ve pazarlanması, yurtiçi ve yurtdışı fuarlar, seminerler, sunumlar yine şirket tarafından yerine getiriliyor. Bu yönetim anlayışıyla ve profesyonel zihniyetle yapılan uluslararası organizasyonlar ve etkinlikler de hem Kayseri’nin hem de ülkemizin ismini yaz turizminin yanında bir kış destinasyonu olarak dünyaya duyurmakta öncülük ediyor. Kurumsal yönetim anlayışıyla ülkemizin kış turizminde söz sahibi olan ve kışın yaklaşık 200 kişilik insan kaynağıyla hizmet veren Erciyes A.Ş sahip olduğu bilgi birikimiyle hem firmalara, şehirlere proje ve işletme danışmanlığı veriyor hem de turizm camiasına ve akademik çevreye ilham kaynağı oluyor.

2020-21 SEZONUNDA HAFTALIK 10 UÇAK YABANCIYI ERCİYES’TE MİSAFİR EDECEK

Şirket bu hedefle stratejik pazarlama çalışmaları içerisinde yaptığı tanıtım faaliyetleri ile Erciyes’i uluslararası merkez olarak markalaşma yolunda çalışmalarını sürdürülebilir bir şekilde sürdürüyor. Bütün bu çalışma ve pazarlama faaliyetlerinin neticesi olarak da charter seferlerle yurtdışından turist getirmeyi başaran Kayseri Erciyes A.Ş. her yıl uçak sayısını ikiye katlayarak 2020-21 sezonunda haftalık 10 uçak yabancıyı Erciyes’te misafir edecek.

“TÜRKİYE’DE DESTİNASYON YÖNETİM ŞİRKETİ VARSA O DA ERCİYES A.Ş. OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR

Eğer Türkiye’de bir tane destinasyon yönetim şirketi varsa o da Erciyes A.Ş. olarak karşımıza çıkıyor. Zira şirket sadece dağ ve turizm yönetimiyle yetinmeyip aynı zamanda otel, acente, restoran gibi diğer turizm aktörlerinin de koordinasyonunda önemli bir role sahip. Ayrıca şehirdeki taksicilere, tarihi kapalı çarşı esnafı gibi yabancı turistle sıklıkla yüz yüze gelmesi muhtemel kitleye turizm eğitimleri vererek Kayseri’nin bir turizm şehri olmaya doğru evrilmesini yönetiyor.

Turistik bölgelerin sürdürülebilir bir şekilde gelişiminin sağlanması, destinasyon yönetiminin önemli ilkelerinden biri… Geçen süreçte kitle turizmine ağırlık veren Türkiye, “sürdürülebilir turizm” adına nasıl bir süreç izlemeli? Nelere önem vermeli?

Sürdürülebilir turizme yönelik planlamasının temel hedefi; ekonomik süreklilik, yerel refah, istihdam kalitesi, sosyal eşitlik, ziyaretçi memnuniyeti, toplumsal refah, kültürel zenginlik, kırsal alanların kalitesini muhafaza etmek ve güçlendirmek, doğal alanların, tabiatın ve yaban hayatın korunmasını desteklemek, kaynak verimliliğidir.

Ayrıca sosyo-kültürel etkiler ve ekoloji arasındaki uzlaşma sağlayarak turizm planlamasının mekana entegrasyonunu sağlanmalıdır. Böylece turizmin başlıca paydaşları olan planlama, sanayi, çevre ve yerel halk arasında iş birliği sağlamalıdır. Dolayısıyla sürdürülebilir turizmin bütün boyutlarını yerine getirmek için o destinasyonun bir otorite tarafından verimli bir şekilde yönetilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

“DESTİNASYON YÖNETİMİNE GEÇİŞ” SÜRECİ EN KISA SÜREDE BAŞLATILMALI”

Türk turizm yönetiminin aksayan yönleri nelerdir?

Ülkemiz hem jeopolitik konumu, hem tarihi ve kültürel geçmişi hem de iklimi itibariyle artık global ölçekte bir turizm merkezi haline geldi. Bununla birlikte bir devlet politikasının sadece deniz-kumsal-güneş turizmine yönelmesi diğer turizm envanterinin göz ardı edilmesi en büyük eksiklik. Ayrıca turizm sektörünün yerleşmiş eksiklikleri ve hatalarını gidermeye yönelik hiçbir idari çaba içerisine girilmemesi de dikkat çekmekte. Ülkemiz turizminin önümüzdeki on yıllara sağlam yapıtaşları ve oturmuş, karlı, sistemli ve ziyaretçi memnuniyetini garanti altına alan bir yaklaşımla ilerleyebilmesi için “destinasyon yönetimine geçiş” süreci en kısa sürede başlatılmalı ve sancılı da olsa bu dönüşüm yaşanmalıdır.

Ahmet Aras: Sürdürülebilirlik, turizm için anahtar kelimedir