Last Updated on 4 Temmuz 2019 by Turizm Günlüğü
Karar Gazetesi’nin köşe yazarlarından Akif Beki, turizm firması ETS Tur’un da sahibi olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy hakkında bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı…
Karar Gazetesi’nin köşe yazarlarından Akif Beki, “Ersoy’un şirketi” olarak tanımladığı ETS’nin Yunan Adaları’na tur düzenlediğini belirterek; “Yunan adalarını bizim Kültür ve Turizm Bakanımızın şirketi pazarlıyorsa, bizim sahilleri kim pazarlayacak?” diye sordu.
Beki’nin “Bakan şirketiyle Yunan Adalarına bir iki!” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:
“Televizyonda gözüme çarpıyor, radyoda kulağıma çalınıyor, Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un şirketi Yunan adalarına bangır bangır tur pazarlıyor. Fakat çok olağan, her yerde rastlanan alelade bir durummuş gibi lafı dahi edilmiyor.
Kendimden şüphe etmeye başlıyorum, bende mi bir terslik var, başka yadırgayan yok mu?
“Yunan adalarına vizesiz tatil ETS Tur’dan sorulur” diyor dönen reklamlar, aklımda yanlış kalmadıysa. Ne ala da, bizim sahillerde tatil kimden sorulacak peki, Yunanistan Turizm Bakanı Theoharopulos’dan mı? Şirketi bulunmuyor ama olsaydı ve Bodrum’a, Antalya sayfiyelerine tur satsaydı Yunanlılar ne derdi? Bizdeki gibi hiç göze batmaz mıydı?
Ersoy’un siyasetle ticareti ayrı tutmasını takdir ediyorum elbette, ikisini karıştırmıyor. Siyasette bizim sahilleri pazarlamaktan sorumlu, ticarette ise şirketi Yunan adalarına tur götürüyor. Son derece profesyonel bir yaklaşım…
Bakan Bey’in sektörü en iyi bilen, başarılı bir turizmci olduğuna kuşku yok. İddialı, rekabetçi ve basiretli bir girişimci olduğu, gemisini yüzdüre yüzdüre sektör lideri yapmasından belli.
Ticari hayatı ve kabiliyetleri hakkında kime sorsanız; iş tutuş tarzından, girişkenliğinden övgüyle söz edildiğini duyarsınız. Pratik sorunlara hakimiyet ve çözme kapasitesi açısından bir şans aslında o göreve getirilmesi, doğru. İsabetli bir seçim olduğunda da hemfikirim.
Ne ki aktif yöneticiliğinden ayrılmış bile olsa, sahibi olduğu firmanın “gel gel” kampanyalarıyla Yunan adalarına turist toplaması hala garip geliyor kulağıma, alışamıyorum bu fikre.
Yanlış anlaşılmasın; bakanları Türkiye aleyhine ileri geri konuşuyor, tarihsel ihtilaflarımız var, ilişkilerimiz inişli çıkışlı diye değil garipsemem.
Bazı iktidar propagandistleri gibi “hala Yunan adalarına tatile gitmeyi düşünenler şu habere bir daha baksın” cazgırlıklarıyla kimseyi ayıplamıyorum. Ya da planlarını değiştirip Mikonos yerine Mayorka adasına gitmeye, Rodos’tan vazgeçip İbiza paketi almaya çağırmıyorum.
“Nasıl olur da Yunanistan’a Türkiye’den turist taşır, onlara gideni bize çekmeye uğraşması gerekmiyor muydu, rakibimize çalışıyor, başka yer mi kalmadı” demiyorum yani. O gemiler, kıyasıya rekabet etmediğimiz başka, bizden uzak cazibe merkezlerine de kaldırılsa aynı tuhaflığı hissederdim.
Takıldığım garabet, gayet basit ve yalın. Yerli alternatiflerimizle çekişen Yunan adalarını bizim Kültür ve Turizm Bakanımızın şirketi pazarlıyorsa, bizim sahilleri kim pazarlayacak?”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.