TÜRSAB Gücünü Seyahat Acentacılığı Mesleğinden Alır, Üye Çokluğundan Değil

TÜRSAB'ta Yeni Komite Kuruluyor

Last Updated on 12 Temmuz 2023 by Turizm Günlüğü

Seventur Sahibi Deniz Tüfekçi: Rent a car ya da yatçılık bir seyahat acentacılığı faaliyeti değildir      TÜRSAB Gücünü Seyahat Acentacılığı

Turizm sektörünün önde gelen isimlerinden Seventur Sahibi Deniz Tüfekçi, TÜRSAB’ın üyelik yapısına ilişkin eleştirilerde bulundu.

“Son dönemde TÜRSAB Belgesi alan kuruluşların neredeyse tamamına yakını seyahat ile ilgili bir faaliyeti yürütmek için değil, sağlık turizmi ya da taşımacılık ile ilgili konularda faaliyet göstermek için belge aldığına” dikkat çeken Deniz Tüfekçi; “çok parası olanı değil, mesleki yeterliliği olanların kurduğu acentalar TÜRSAB’a üye olmalı” açıklamasında bulundu.

Tüfekçi; “TÜRSAB gücünü seyahat acentacılığı mesleğinden alır, üye çokluğundan değil” ifadelerini paylaştı.

İşte Emin Tüfekçi’nin eleştirlerinin yer aldığı “TÜRSAB Ve Seyahat Acentaları” başlıklı yazısı:

Seventur Turizm Kurucusu Deniz Tüfekçi
Seventur Turizm Kurucusu Deniz Tüfekçi

TÜRSAB Ve Seyahat Acentaları

Uzatmadan, saptamamı yapayım.

TÜRSAB üye sayısı On altı binlere dayandı. Bir iki yıl içinde yirmi binleri de geçerse şaşırmam.

TÜRSAB üyelik için her hangi bir kriter aramıyor. Yasamız da bir süzgece sahip değil. Koşullar belli, bir iki formaliteyi tamamla, uygun bir yer göster, PARAYI yatır, belgeyi al. Hiç bir engel yok.

Belge alan kuruluşların neredeyse tamamına yakını Seyahat ile ilgili bir faaliyeti yürütmek için değil, sağlık turizmi ya da taşımacılık ile ilgili konularda faaliyet göstermek için belge almak istiyorlar.

Bu faaliyetler yasa zoru ile seyahat acentacılığı faaliyeti arasında gösteriliyor.

Sağlık turizmi ciddi bir konu, ama seyahat ile bir ilgisini kurmakta zorlanıyorum.

Minibüs ya da taksi taşımacılığı yapması engellenen bir çok kişi, bunu ancak TÜRSAB’a üye olarak aşabiliyor.

TÜRSAB belgen varsa, örtülü olarak minibüsçülük, taksicilik, velhasıl her türlü taşımacılığı yapma hakkına sahip olabiliyorsun. TÜRSAB belgesi olmayanlar ise bir yolunu bulup, belgesi olanlardan “kiralama” adı altında bu hakkı belli ücretler karşılığında alıyor. Bazıları yakalansa da, yaptırımı fiili olarak yok denecek kadar az.

“KİM TAKAR SEYAHAT ACENTASINI” TAVRI

Öte yandan Seyahat Acentacılığı mesleğini yapmak isteyenler ise, farklı bir ilden aldığı yolcusunu, örneğin Kuşadası’ndan 09 plakalı araçla, İstanbul’a getirip bir de havaalanından transferini yaparak göndermeye kalktığında o otobüsü paşa paşa içinde yolcunuz, turistiniz olsa da bağlayıp ceza yazabiliyorlar. Ortada ne TÜRSAB var, ne de taşımacıların bir birliği. UKOME kararı böyle imiş.

TÜRSAB yönetimi durumdan memnun, nasıl olsa giriş aidatı olarak 200’biner lira, ayrıca yılda 10 bin lirayı geçen, her sene en az %30 civarında artacak olan ödentilerle besleniyor.

TÜRSAB ÜYESİ KAÇ KURULUŞ SEYAHAT ACENTACILIĞI YAPIYOR?

Üyelerimiz içinde fiili olarak Seyahat Acentacılığı faaliyeti olarak görülen işleri yürüten acenta sayısı bin sayısının da altında. Bunların 300-400 civarında olanı yurtdışından Türkiye’ye turist getiren “incoming” acentaları, geri kalanı ise kendi vatandaşımızı yurt dışına götürüp gezdiren ya da yurt içinde tur düzenleyen Seyahat Acentaları.
İç turizm yapan kuruluşların büyük bir çoğunluğu da başka bir acentanın turlarını satan satış acentaları, işin bakkalı, hadi marketi diyelim.

Seyahat Acentaları birliğinin üyeleri arasında Seyahat Acentacılığı mesleğini yapanların oranı %10’un da altına inmiş durumda. Üyelerin ne birbirlerinden haberi var, ne de mesleki olarak birbirleriyle ilintileri ve ilgileri var.

Müze giriş ücretinin artışı acaba 500 den daha fazla üyemizi ilgilendiriyor mu?

TÜRSAB YASA ARKASINA SIĞINARAK HAKSIZ KAZANÇ KAPISI OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR

Yasa üzerinde oynanan oyunlarla sadece taşımacılık yapmak isteyen kişiden, haksız ve ahlak dışı bir oldu bittiyle zorunlu üyelik talep edip, TÜRSAB olarak para alıyoruz. Kimden alıyoruz bu paraları? Seyahat Acentacılığı yapmayan, yapmayacak olan, sadece ve sadece dürüst bir şekilde taşımacılık, hadi diyelim turist taşıma işini yapacak insanlardan?

Peki bu taşımacıların ya da sağlıkçıların bir birliği, uygun kanunları olmalı mı? Tabii ki olmalı. Neden TÜRSAB’a bu insanları üye olmaya zorlayıp, paralarını alıyoruz?

RENT A CAR YA DA YATÇILIK BİR SEYAHAT ACENTACILIĞI FAALİYETİ DEĞİLDİR

TÜRSAB geçmişte de benzer bir hatayı yapmış, Rent-a-car, Yatcılık gibi işleri yapanları da birliğe üye olmaya zorlamış, bir süre sonra o faaliyetlerin Seyahat Acentacılığı faaliyeti olmadığı ortaya çıkınca, üyelik zorunlu olmaktan çıkartılmıştır.

Yeni yasa konuşulacaksa, sağlık sektörü, taşımacılık sektörü gibi sektörlerdeki üyelerimizin hakları korunarak kendi birliklerinin yasası yapılarak oluşturulması ve o birliklere transferi sağlanmalıdır.            TÜRSAB Gücünü Seyahat Acentacılığı

TÜRSAB GÜCÜNÜ SEYAHAT ACENTACILIĞI MESLEĞİNDEN ALIR, ÜYE ÇOKLUĞUNDAN DEĞİL

Daha on beş yıl öncesine kadar TÜRSAB üyelerinin saygınlığı, sayının bu günün beşte biri olmasına karşın oldukça belirgindi. Toplantılarına, Cumhurbaşkanları, Siyasi Parti liderleri ve Bakan gelirdi.

Hem TÜRSAB bu gibi haksız edinimlerden elini çekmiş, hem de meslek birliğine mesleki faaliyetler gösteren, yani tur organize edenler alınmış olur.

Onun da geçmişte olduğu gibi kuralları, limitleri belirlenir, o limitlere ulaşamayanları, ya da gerekli koşulları oluşturamayanların belgesi için gereği yapılır.

YENİ MESLEKİ BİRLİKLER KANUNLA KURULMALIDIR

Otelcilerin de (Konaklama sektörü diyelim), ulaştırmacıların da (Taşımacılık mı desek!), sağlıkçıların da, Rehberlerin ve Seyahat Acentalarının olduğu gibi birliklerinin olması, kanuni alt yapılarının kurulması çok önemlidir.

TÜRSAB YÖNETİMİ DEĞİL, BÖLGESEL BİRLİKLERİN YÖNETİMLERİ GÜÇLÜ OLMALIDIR

Ya da TÜRSAB YÖNETİMİ GÜCÜNÜ BTK’LARDAN ALMALIDIR MI DESEK?

1618 sayılı yasa ile ilgili bir düzenleme yapılacaksa, merkezi yapının daha güçlü olması yerine kanunla belirlenmiş, bölgesel yapıların (BTK gibi) hem maddi olarak doğrudan üyelik gelirini alması, belli bir bölümünü merkezi yapıya aktarması, bölgesel konularda ricacı olmak yerine yerel otoritelerle sağlıklı ilişki yürütebilecek yapıda olmaları çok önemlidir. Hantal, merkezi yapıların işlevsellik kazanması ancak böyle mümkün olabiliyor.

Benzer anlayıştaki yapı büyük ölçüde Rehberler odaları kanununda var, konaklama tesisleri ve diğer kurulacak birliklerde de bu model uygulanmalıdır.

ÇOK PARASI OLANI DEĞİL, MESLEKİ YETERLİLİĞİ OLANLARIN KURDUĞU ACENTALAR ÜYE OLMALI

TÜRSAB ile ilgili konuşmak gerekirse; Bakanlık sektöre girişi, üyelikte zorlaştırmayı giriş aidatını milyon liralara çıkartmaya çalışanların tezlerini değil mesleki yeterlilik kıstası üzerine kurmalıdır.

TÜRSAB, seyahat acentacılığı mesleğini yürütenlerin birliği olmalıdır, 1618 Sayılı Kanun’da yazdığı gibi…