Basın Ekspres’in öncü oteli yeni sezona hazır

Wyndham Grand Istanbul Europe Yönetim Kurulu Üyesi Kübra Büyükkıdık

Last Updated on 29 Nisan 2018 by Yaşar Çelik

Wyndham markasının Türkiye’deki ilk oteli olan Wyndham Grand Istanbul Europe’un Yönetim Kurulu Üyemiz Kübra Büyükkıdık, turizm sektörünün tekdüze otel yönetim tarzlarından sıyrılmak zorunda olduğunu vurguladı. Büyükkıdık, gelişen ve modernleşen bir otelcilik anlayışının, ikinci kuşak yöneticilerle mümkün olduğunu kaydetti.

Turizmgunlugu.com’a Wyndham Grand Istanbul Europe’un performansına ilişkin özel değerlendirmelerde bulunan Büyükıdık, “İstanbul, dünyanın en önemli noktalarından biri. Bizler de bu önemin farkında olan bir yönetim olarak ilerleme sürecimizde her zaman faal ve etkin olmamız gerektiğine inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde doğru yapılan yatırım ve işletmenin geri dönüşü hızlandıracağına inanıyoruz” dedi.

WYNDHAM’IN MARKA BİLİNİRLİĞİ OTELİMİZ SAYESİNDE ARTTI

Wyndham Worldwide’ın tüm dünya genelinde 19 farklı marka ve 8 bin 400 otelle hizmet verdiğinin altını çizen Büyükkıdık, şöyle konuştu: “Şirketin en üst segmentindeki Wyndham markasının pazara ilk girişi otelimiz ile oldu. Markanın, ilk aşamada iç pazar bilinirliği oldukça kısıtlı idi. Wyndham isminin Türkiye’deki ilk temsilcisi ve yaygınlaşmasındaki en büyük etken bizim otelimiz oldu diyebiliriz. Otelimizin açılış dönemindeki marka algısına kıyasla şu an “Wyndham” denildiğindeki algının çok gelişmiş olduğunu görüyoruz.”

Otelin lokasyonunun gelişen bir bölge olduğunu da vurgulayan Büyükkıdık, üstün hizmet kaliteleri sayesinde markanın bilinirliğinin artmasını sağladıklarını kaydetti. Büyükkıdık, Wyndham Grand Istanbul Europe’un bulunduğu bölgede her zaman öncü ve bayrak taşıyan bir konumda olduğunu da söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

 

BASIN EKSPRES YOLU TURİZMDE DAHA DA GELİŞECEK

“Basın Ekspres Yolu’nun, her zaman özel ve merkezi bir iş alanı olmaya devam edeceği aşikar. Bölgedeki kurumsal firmaların gün geçtikçe artması da ne kadar doğru bir lokasyonda turizm yaptığımızın göstergesi. Bunun yanı sıra bölgemiz ulaşım ağındaki gelişmelere bağlı olarak, özellikle raylı sistemlerin de kısa sürede devreye girecek olması ile kolay ulaşılabilir otel konumunda olacağız. Oldukça kısa bir süre sonra hayata geçirilecek olan metro ağı ile bölgedeki tüm potansiyel, otelimizin tam önündeki istasyonu kullanarak hem havalimanına hem de şehrin birçok noktasına kolaylıkla ulaşabiliyor olacak.

Turizmin 2016’daki düşüşüne rağmen 2018’de eski potansiyeline yaklaşması, bölgemizdeki ziyaretçi potansiyelindeki hızlı artış ve son 3 yıldır pazardan çekilmiş olan alternatif destinasyonların geri dönmesi de hedefimize kısa sürede ulaşabileceğimizi göstermekte ve yatırımımızın geleceği hakkında bize umut vermektedir.”

İstanbul turizmindeki zorluklara da değinen Kübra Büyükkıdık, Türkiye ve komşu ülkelerdeki konjonktürel istikrarsızlık, savaş ortamı, İstanbul’un ulaşım altyapısının artan turist potansiyeli karşısında aynı hızda gelişememesi ve artan istihdamı ve hizmet beklentisini karşılayabilecek yeterli eğitime sahip nitelikli personel azlığını yaşadıkları problemler olarak sıraladı.

Bulundukları bölgede ulaşım sisteminin hızla geliştiğini belirten Büyükkıdık “Özellikle raylı sistemlerin yakın gelecekte yaygınlaşarak ulaşımı kolaylaştıracak olması turizmi pozitif yönde etkileyecek” diye konuştu.

OTELDE STAJYERLİK ÇOK ÖNEMLİ

Büyükkıdık personel konusunda da şunları ifade etti: “Kurum olarak stajyerlik kurumuna fazlasıyla değer veriyoruz. Bu nedenle nitelikli iş gücünü yaratabilen otel konumunda olmak her zaman başlıca hedefimiz olmuştur. Stajyerlik dönemindeki öğrencilere ve deneyimsiz personele işletmemizde şans vermek ve bu sayede ülkemizde, eğitilmiş, nitelik kazanmış personel sayısının bir nebze fazlalaşmasına katkıda bulunmak yaşadığımız bu sorunun çözümünde izlediğimiz bir yol olarak söylenebilir.”

Artık turizm sektörünün tekdüze otel yönetim tarzlarından sıyrılmak zorunda olduğunu savunan bir yönetim anlayışları olduğunu vurgulayan Büyükkıdık, bu nedenle aynı tip hizmet sunmaktan kaçınmak ve farklılaşmak durumunda olduklarını ifade etti. Gelişen ve modernleşen bir otelcilik anlayışının, kendileri ile yani ikinci kuşak yöneticilerle mümkün olduğunu savunan Büyükkıdık sözlerini şöyle tamamladı:

TEKNOLOJİ VE DİJİTALLEŞME İLE FARK YARATIYORUZ

“Tabii ki tecrübenin önemini inkâr etmiyoruz. Yalnızca, bununla beraber genç ve yeni beyinlerle farklılaşma ve farklılaşan ihtiyacı anlama noktasında daha çok mesafe kat etme imkânımız olacağını düşünmekteyiz. Günümüz turizminde yalnızca fiyat rekabetiyle ilerleyen bir anlayış egemen. Ancak biz, her gün daha da gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile fark yaratmayı hedefliyoruz. Bunun için üzerinde yoğun çalıştığımız projelerimiz var. Gelen misafiri iyi tanımak ve misafirlerin özel arzu ve isteklerine göre bir konaklama sunabilmek en önemli koşulumuz. Çünkü turizmin gelişen bu döneminde kendimizi tekdüze ve sıradan bir anlayıştan sıyırıp fark yaratabileceğimiz noktalarda bulmak istiyoruz. “